Geleceğin Fabrikası Industrie 4.0 ile 4. sanayi devrimine doğru mu?

  • 31.12.2014 00:00

 Geleceğin Fabrikası Industrie 4.0 [1]  ile 4. sanayi devrimine doğru mu?

Yada: Google Siemens'i mi satın alacak, yoksa tersine mi olacak?

 

Yakın geçmişdeki bir makalemizde, üretim tekniklerindeki gelişmelerden ve bunların „iş gücü“ üzerindeki olası etkilerinden söz etmiştik. ABD’de icat edilen 3 D-Printer üzerine olan bu makalede kimi bilim insanlarının bu konudaki gelişmeleri, -19. yüzyıldaki sanayi devrimi ve 20. yüzyıl sonlarından itibaren, gelişmesinin üst noktalarına sıçrama yapan digital devrimden sonra- 3. bir teknik devrim olarak nitelediklerinden söz etmiştik.[2] Bu konularda üzerine en çok konuşulan projelerden bir diğeri de Almanya’da oluşturulan Industrie 4.0 tasarımı.

Bu deyim, 19. yüzyıldaki ilk „makinalı“ sanayi devriminden sonra ikincisi kabul edilen elektrik enerjisiyle çalışan fordist bant fabrika sistemi devrimi ve bilimsel-teknolojik devrimi ifade eden „digital devrim“den sonra olması beklenen ve sanayinin teknik temelini değiştirecek olan 4. bir devrimi ifade ediyor. İlk defa 2011 Hannover endüstri fuarında dile getirilen ve federal hükümet tarafından desteklenen, bir dizi enstitü, öncü firma ve değişik meslek gruplarının ve onların temsilcisi örgütlerin katıldığı, 10-20 yılarası süreceği tahmin edilen bu tasarım ile, öncelikle üretim tekniğinin digitalleştirilmesinin üst seviyelere taşınması planlanıyor. Hedefde  „akıllı fabrika“ya ulaşmak var. Bu fabrikanın teknik temelini ise Siber-fiziksel sistemler (CPS)[3] ile „herşeyin interneti“[4] oluşturuyor.

Bunlar ne anlama geliyor? Üretimin teknik bazının „devrimsel“ değişimi nasıl olacak? Bu değişim çalışma koşullarını, dolayısiyle toplumu ve onun sosyolojisini nasıl etkileyecek? Aşağıda, bu soruları sırasıyla cevaplamaya çalışacağız.

Industrie 4.0ile fabrikadaki üretimin teknik temellerindeki değişim, deyim yerinde ise şimdiki üretim sisteminin dayandığı temel fikrin „tersine çevrilmesine“ dayanıyor. Üretim ademi merkeziyetçi, esnek, özgün, etkin, sürdürelebilir  yani „akıllı“ hale getirilmeye çalışılıyor: Gelecekte, „üretilecek olan ürün ile ilgili ne olacağı“ yada „nasıl yapılacağı“ merkezi olarak değil, ürünün kendisinin onu işleyen makinaya, ürüne yüklenmiş olan QR-kodu yada RFID-Chip[5]ile haber vermesi ile vuku bulacak: „Akıllı ürün“ ile digitalleştirilmiş üretim!

Bununla üretim süreci daha komplexleşiyor. İnformasyon tekniği ve mekaniği biribirine bağlıyan bu yeni sistemde makina (üretim aracı) ile ürün, önceden tespit edilmiş zaman dilimi (real time) içinde internet gibi network`ler üzerinden birbirleri ile komünikasyonu sağlıyorlar: Üretim, kendi kendini planlıyor; çünkü ürün geliştirilmesinden, ürüne ilişkin hizmete kadar herşeyin içinde, bununla ilgili bir software, yani kodlanmış bir bilgi var. Böylelikle „suni bilgi“, giderek „insani bilginin“ yerini almış oluyor. Burada kullanılabilecek olan kimi temel unsurlar ise çoktan bulunmuş bile: Smartphone, Tablet, Software, sensörler, cloud computing,[6]komünikasyon ağları, Server ve diğer bir dizi mekanik komponentler vs. Burada yapılmak istenen, tüm bunları -ait oldukları bilimsel alanların, firmaların ve ülkelerin dışına taşıyarak- birbirleri ile bağlamak! Eğer başarılırsa hakikaten „devrimsel“ bir gelişme olabilecek. Örnekleyecek olursak;

Uluslararası bir otomotiv firmasının Türkiye'deki fabrikasının karoseri bölümündeki „ön kaportası“, kendisini üreten makinaya „montaj için kaç tane delik açması gerektiğini ve sonradan hangi renkte boyanmak istediğini“ bildiriyor. Sensörler, RFID-Transporderve mikro kontrol sistem ile donatılmış olan „ön kaporta“, arzulanan rengi de depodan ısmarlayabiliyor. O, arabanın teslim tarihini de bildiği için, arabanın diğer komponentleri ve bölümleri için belirlenmiş olan bitim süreleri ile ahenk içinde işini zamanında bitiriyor. Ve müşteri, üretimi kendi tablet'inde „online“ canlı olarak izleyebiliyor. „Akıllı ürün“ ile „akıllı üretim“! Almanya’da çoğu proje katılımcılarının „ya olacak, ya da olacak!“ şeklinde gerçekleştirilmesi konusunda oldukça iddialı oldukları Industrie 4.0 tasarımının köşe taşlarını özetle,

1)   yüksek derecede, değişik üretim şartlarına uyarlanma kabiliyeti (en büyüğünden en küçüğüne kadar her ürünü kitlesel olarak üretebilme yeteneği),

2)   self optimalleştirme, self yapılandırma (konfigürasyon) ve self tanı (diyagnoz) ve bilişsellik ile sistem için gerekli olan otomasyon tekniğinin ileri seviyelere yükseltilmesi,

3)   bununla, giderek komplexleşen iş sürecinde çalışanların daha iyi desteklenmesi, 

4)   kaynak kullanımında efektiflik, ergonomi,

5)   müşteri ve partnerlerin üretim sürecine entegre edilmesi oluşturuyor.

Bu özellikleri ile Industri 4.0 projesinden beklenen, makro ekonomik büyüme ve kârlılığın artması! Zira böylesine birbirine bağlanmış (network) bir sistemle üretim daha „verimli“ oluyor. Yapılan bir araştırmaya göre; tasarımın makina sanayii, informasyon ve komünikasyon, elektroteknik, kimya ve tarım sektörlerinde hayata geçirilmesi durumunda ek olarak 78 milyar €'luk bir katma değer yaratılabileceği, bununla her yıl %1,7 daha fazla ekonomik büyüme sağlanacağı tahmin ediliyor. Endüstride ise bu tür yeni üretim teknikleri ile %30’lara varan bir verimlilik efekti bekleniyor. Bu konuda yapılmış bir dizi araştırmanın vardığı sonuç aynı: Büyüme ve Kârlılık! Şimdi olaya özellikle „fabrikada iş ve üretim organizasyonu“ açısından bir kez daha yakından bakalım.

Industrie 4.0projesinin getireceği yeni üretim sistemi, aşağıdakidaki şemada gösterilen bugünkü sistem ile kıyaslandığında daha iyi anlaşılıyor. Bugünkü „eski“ (otomotiv) üretim sisteminde otomasyon, birbirlerine zorunlu olarak bağlanmış üretim yollarında, birbirinin peşi sıra gelen üretim aşamalarının „tartışmasız“ şekilde birbirlerine bağlanmasına dayanıyor. Buradaki üretim, önceden programlanmış Hardware (robot) ile, zorunlu olarak ona uygun olarak gerçekleştiriliyor. Bu anlamda bu tip üretim sistemi, olduğu biçimiyle herhangi bir esnekliğe olanak vermeyen, sadece tek tip ürün çıkartan „statik“ bir yapıyı ifade ediyor. Plan dışı, farklılaşan meta üretimi, sadece sistemin „zorlu“ (pahalı) dönüşümü ile mümkün! Çalışanların fonksiyonu da üretim bandının bu özelliği ile tarif ediliyor: Yaratıcı yada üretken olamama! Mesela bu sisteme göre aynı firmanın başka bir fabrikasından, başka bir ürün grubunun bir elementini (müşteri isteğine göre bir Porsche koltuğunu Volkswagen-Golf arabasına yerleştirmek) ana üründe uygulamak mümkün değil.

 

Aşağıdaki şemada gösterilen Industrie 4.0 tasarımına göre ise, statik bir üretim bandının değil, dinamik bir üretim yolunun varlığı söz konusu! Burada „akıllı“ ürün, otonom bir şekilde CPS’li modüllere sahip montaj terminallerinden geçiyor. Üretim bandlarının dinamik donanımı ile çeşitli üretim varyantları olanaklı hale geliyor. Ki bunlar, yani bu değişimler, merkezi planlama tarafından belirlenmiş üretim temposundan bağımsız, ama logistik durumu dikkate alarak gerçekleştiriliyor. Böylesi bir dinamikle „esnek sorun çözümleri“ mümkün olabiliyor, Porsche koltuğu VW-Golf’a esas üretimi bozmadan -ona ek olarak- yerleştirilebiliyor.

İlk (bugünkü) sistemde kitlesel üretim, merkezi-digital planlama ve bunun insan eliyle reel üretim sistemine verilmesi -yani her iki aksiyonun arka arkaya gerçekleştirilmesi ile- olurken, geleceğin Industrie 4.0 sisteminde üretim, her iki aksiyonun kesişmesi, yani her ikisinin arka arkaya değil, aynı anda vuku bulması ile oluyor. Böylelikle üretim, daha çabuk ve değişik varyantlarla olanaklı hale geliyor.

Diğer bir deyişle Industrie 4.0 tasarımında fabrika içinde yukarıda tarif ettiğimiz şekilde bir fabrikada esnek ve yeniden konfigürasyona olanak veren, „yatay“ olarak (ademi merkeziyetçi şekilde) oluşturulan üretim sistemleri, sektör geneline „üretim zincirleri yada network’leri“ yolu ile –firma dışına taşarak- dikey entegrasyon ile bağlanıyor. Yani sistem globalleşme potansiyellerini içinde barındırıyor: Bu, söz konusu ürüne ilişkin tüm üretim zincirini kapsayan genel tasarım (Engineering) sayesinde mümkün oluyor.

Toplumların temel hücresini oluşturan üretim birimlerinde Industrie 4.0'ın getirebileceği mikro ekonomik değişim (işletmeler düzeyinde) ve bunun sağlayacağı makro ekonomik sonuçlar böyle. Peki bu durumda ortaya çıkacak „Toplum 4.0“ düzeni nasıl olacak?

Industrie 4.0’a göre yarının „Akıllı“ Fabrikası

Yüksek entegre ve tam esnek üretim sistemi

Chips & Jobs: (Ücretli) İş Gücünün Geleceği

„Akıllı fabrika yada işletme“ ortamında insan-teknik ve insan-çevre interaksiyonlarında yeni paradigmalar ortaya çıkması bekleniyor. İşbirliğine dayalı yeni fabrikada çalışma, artık illa ki maddi üretim şartlarında değil, virtül-mobil şartlarda, mesela kişilere ait evlerde, home office`lerde olabilecek. Çünkü; multimodal ve kullanıcıları tarafından kolaylıkla üretim eylemine dahil edilebilen, destekleyici „akıllı asistan sistemler“ yardımı ile, komünikasyon ağlarının optimalleşip yaygınlaşmasiyle (internet vs.) bir dizi iş ameliyesini -işletmeye gelmeden- homeoffice`den halletme süreci hızlanabilir, fabrikalar az sayıda insanın bulunduğu yerler haline gelebilir. Tasarımın mantığına göre insan makinayı değil, makina insanı idare edecek. Makine ne isterse insan onu yapacak; tabii ortada el emeği ile birşey yapacak insan kalmışsa! Bunun dışında insanların üretime yönelik tüm uğraşısı genellikle böylesi akıllı sistemleri geliştirmeye, bunları optimalleştirmeye yoğunlaşmak olacağını tahmin etmek zor değil. Ama giderek bu eylemlerin de ilerde robotlar yada akıllı kompüter sistemleri tarafından üstlenilmesi durumunda daha fazla insanın „işsiz“ kalacağı düşünülebilir.

Çalışanlara ise bugünün deyimi ile „işçi“ demek ne derece doğru olur bu durumda! Aslında „kalifiye işçi“ demek de doğru değil. Zira bunlar basit bir „teknik eleman“dan da öte çalışanlar olacak! Bunlar, esnek bir iş ve özel yaşam dengesinde, çalışma ve özel hayatı kendince kombine edebilen, çalışma hayatında kendini geliştirebilen „esnek iş organizasyonu“nun unsurları olacak. Çalışanların „akıllı fabrika“lardaki rolleri, yeni üretim biçimlerine bağlı olarak değişecek. Çalışanların yatay fabrika örgütlenmesinde „sorumlulukları“ ve „kendilerini mesleki olarak geliştirme“ olanakları (zorunlulukları) artacak. Sistemin „akıllı asistanları„ sayesinde çalışanlar, rutin, „angarya“ işlerden giderek bağımsızlaşıp kendilerini daha ziyade (değer) yaratıcı, bilişsel faaliyetlere  adayabilecekler. Onlar, „akıllıca“ birbirleriyle bağlanmış olan üretim kaynakları ve aşamalarının somut duruma göre hedef öngörülerini ayarlayabilecek, yönlendirebilecek ve yapılandırabilecek. İşin yeni niteliğinden dolayı „işçilerin“ yetenek ve potansiyelleri daha istenir hale gelecek.

Buna bağlı olarak „emeğin teknik ve sosyal açıdan yeniden yapılandırılması, yaratılması“ gündeme gelecek. Özellikle gelişmiş ülkelerde oluşan demografi sorununa (nüfusun yaşlanması) yeni üretim biçimiyle cevap bulma olanaklarının artması bekleniyor. Göreceli yaşlı grupların, bu konuda ihtiyaç duyulacak olan „yetişmiş teknik eleman“ konusunda (daha uzun süreli çalışma sürelerinde) tecrübelerinden yaralanılacak kesim haline geleceği tahmin ediliyor. Daha uzun süreli yaşama ve çalışma şartlarında verimlilik ise, değişik işletme alanlarının sağlık ve öğrenim managementi ile iş organizasyonunun birbiriyle bağlanması ile olanaklı olduğu görülüyor. Yeni çalışma şartlarının yeni bir „iş hukuku“nu, çalışanların yeni tipte organizasyonlarını  beraberinde getireceği de aşikar!

Ancak tüm bunlarla birlikte gelişebilecek belli „tehlikeler“ de yeni çalışma koşullarının bir çelişkisi olarak ifade edilebilir: İşin virtüel içeriğinin artması ile maddi üretimde iş yetkinliğinin kaybolmasına ve böylelikle „yabancılaşmaya“ yol açıp açmayacağı üzerine tartışılıyor. Bunun ise, beklenen „yaratıcı“ ve „üretken“ olma vasıflarını köreltici etkilerde bulunabileceği ifade ediliyor. Bunların dışında „kalifiye olmayan“, basit ve elle yapılan iş eylemlerinde (el emeğinde) azalma olacağı tahmin ediliyor. Bu azalmanın giderek „yok olmaya“ varacağını düşünmek hayal olmasa gerek!

Sonuç

Herkes, her ülke hızlı bir şekilde teknolojide önder güç olmak istiyor. Konu makina ve tesislerde komponentlere yerleştirilmiş olan kompüter destekli programlar, Software'ler ve bunların uygulandığı donanımlar (mesela makinalar) olunca, burada öncü ülke Almanya! Büyük data'lar (Big Data) yada internet bazlı hizmetler söz konusu olunca da burada özellikle Amerikalılar önde! Almanya, yapılacak işi, informasyon teknolojisi (IT) sektörüne devretmek yerine, IT'yi kendi makinalarına entegre etmeyi tercih ederken, Google gibi firmalar bu konuda tam tersine düşünüyorlar ve „kendi kendini süren (pilotsuz) araba“ projesi ile otomotiv endüstrisine kafa tutuyorlar. Sonunda kim kazanacak? Önümüzdeki yıllarda en ileri teknoloji kullanan güçler arasında sıkı bir rekabet savaşı yaşanırsa şaşırmamak lazım. Google Siemens'i mi satın alacak, yoksa tersine mi olacak? Yani teknoloji kullanımında iki farklı yanaşımdan hangisi kazanacak sonunda!

Sonuç ne olursa olsun, hangi proje ne şekilde yaşama geçirilse geçirilsin ortaya çıkan gerçek şu: Teknolojik gelişme, maddi üretimde sürekli ve giderek artan şekilde „canlı iş gücü“nü ikame eden üretim yöntemlerini, bu şekilde bir rasyonalizasyonu beraberinde getiriyor. „Keskin“ rekabet koşullarında zamanla „kâr oranlarının düşme eğilimine“ karşı sistemin geliştirdiği çözüm sabit (konstant) sermayenin (üretim araçlarının)  değişken (variable) sermaye (ücretler) aleyhine genel sermaye miktarı içinde payının artması anlamına geliyor. Kapitalizmin ilk „makinalaşma“ devriminden bu yana açıkça gözlemlenebilen, ona özgü bir gelişme eğilimi!


[1]Industrie 4.0 projesine ilişkin bilgiler, aşağıdaki kaynaklardan derlenmiştir:

·         Deutschlands Zukunft als Produktionsstandort sichern. Umsetzungsempfehlungen für das Zukunftsprojekt Industrie 4.0 Hrsg.:Promotorengruppe Kommunikation der Forschungsunion Wirtschaft – Wissenschaft; acatech–Deutsche Akademie der Technikwissenschaften e.V. Franfurt / Main, April 2013

·         Zukunftsstrategie: Industrie 4.0, eineSonderveröffentlichung der Industrieverbände Bitkom e.V., VDMA e.V. und ZVEI e.V, Gütersloh Dezember 2013

[2]http://duzceyerelhaber.com/Zeki-ALPTEKiN/28084-Personal-Fabricator-olarak-3D-Printer-Do-it-Yourself-Renaissancesi-mi

[3]Basit bir örnekle aciklayacak olursak; otomatik yardım çağrı sistemlerine, mesela Airbag sensörlu ve internet üzerinden bağlı sistemler, kaza durumunda bunu teshis edip kaza yerini ilgili yerlere zamanında kablosuz ileten sistemlere CPS'li sistemler deniyor: Sensorik+informasyon ve telekomünikasyon komponentleri+network (internet) bileşimi ile fiziksel olayları, olguları, değişimleri aktarmaya yarayan kibernetik bir sistem.

[4]Bu deyim ile „akıllı“ şeylerin insanlardan bağımsız olarak birbirleri ile komünikasyona geçebilmeleri kasdediliyor.

[5]Yada RFID-Transporder: Elektromanyetik dalgalara dayanan bir teşhis etme sistemi. Alıcı ve verici sistemlerin -otomatik ve  temas olmaksızın- canlı ve cansız varlıkları tanıma ve lokalize etmelerini sağlayan teknoloji.

[6]Bilgilerin yada programların extern olarak (yani çalışılan kompüterin dışında) sistemlerde kayıt altına alınması.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums