- 18.08.2022 06:00
Batı, Kremlin’e karşı ekonomik savaşı kazanacak, ama hemen değil. Yalnız, rus propagandası gözlerini köreltmemeli.
Rusya doğal gaz musluklarını kapatıyor, ki bunu (alman) ekonomi bakanı Habeck sitemli bir şekilde yorumluyor: „ Rusya gücünü, bizi şantaj yapmak için kullanıyor.“ Bu doğru. Ancak bu analiz tersi için de doğru: Avrupa Birliği’de Rusya’ya maksimal ekonomik zarar vermeye çalışıyor ve bu nedenle ağır ekonomik yaptırımlar uyguluyor. Ukrayna’daki askeri savaş aynı zamanda bir ekonomi savaşı. Soru şu: Bu savaş aslında kazanılabilir mi? Eğer cevap „evet“ ise, bu durumda kazanan kim olacak?
İlk bakışta Rusya, sanki Batı‘nın yaptırımlarını en iyi şekilde atlatacakmış, gibi duruyor. Rubel sansasyonal bir şekilde yükselmeye başladı; Rusya’nın Ukrayna’ya girişinden beri Rubel Dolar karşısında %20 değer kazandı. Düşünün ki, savaş var, ve siz zengin oluyorsunuz!
Rubel, savaş dolayısiyle ihracat fazlası elde ediyor. Enerji dünya çapında azaldığı için doğal gaz ve petrol fiyatları yükseliyor. Rusya, gaz musluklarını kapatması nedeniyle daha az enerji satıyor ama, toplamında, savaş öncesinin iki katını tahsil ediyor. Rusya döviz rezervleri, finansman hizmetleri veren Bloomberg’in tahminlerine göre yıl sonuna kadar yaklaşık 285 milyar dolara yükselebilir.
Yani Rusya yabancı para içinde yüzüyor. Ama bir kez daha görülüyor ki tek başına dövizler de pek fazla yararlı olamıyor. Çünkü Batılı yaptırımlar Ruslar’ın dünya piyasalarında harıl harıl alışveriş yapabilmelerini engelliyor. Aslında arzulanan ileri teknolojilere üçüncü ülkeler ya da aracılar vasıtasıyla sahip olunabilir. Ama bu tür kamuflaj aksiyonları nadir ve pahalı.
Her halûkarda Ruslar bir şekilde “zorunlu tasarruf” yapıyorlar. Büyük miktarlarda döviz istifliyorlar, çünkü Batı ülkelerinden fazla birşey satın alamıyorlar. Böylelikle, finans piyasalarında Rubel kurunu desteklemek ve sanki Rus ekonomisi kuvvetten patlayacakmış hissini uyandırmak için yeterince Dolar arta kalıyor. Süddeutsche Zeitung Putin’in Rusya’sını şöyle başlıklandırdı: “Şaşırtıcı savaş ekonomisi”.
Rusya Merkez Bankası bile aşağıya doğru gidiş olduğunu itiraf ediyor
Ama Rusya sadece güzel bir kamuflaj yapıyor, çünkü ekonomik durum felaket. Batı memnun olabilir: Yaptırımları çok keskin bir silah!
Rusya Merkaz Bankası bile aşağıya doğru bir gidiş olduğunu itiraf ediyor. Temmuz tahminlerinde banka resmi olarak, Rusya ekonomisinin yüzde 4 ila 6 arasında küçüleceğini ifade ediyor. Eksi 6 sanki çok tehlikesizmiş gibi kulağa geliyor ama, Rus Bankası’na güven olmaz. Savaşın başından beri yaptığı, sahte bir iyimserlik yaymak! Uzun zamandan beri Rusya’da ekonomi savaşından bir enformasyon savaşı da ortaya çıktı.
Her halûkarda Merkez Bankası’nın basın açıklamaları, sanki bunlar paralel bir dünyada oluşmuş izlenimini veriyor. Putin’in Ukrayna’daki savaşı üzerine tek bir laf edilmiyor, kullanılmasına izin verilen “spesyal operasyon” kelimesi bile ifade edilmiyor. Bunun yerine Merkez Bankası , „enflasyon beklentileri“ ve “azalan tüketim talebi” konusunda atıp tutarak bir makro ekonomik normalite görüntüsünü sahneliyor. Komşu ülkeye yapılan caniyane saldırı, “dış çevrenin rus ekonomisini zorlamaya devam edeceği” şeklindeki masum, tumturaklı sözlerle kılıflandırılıyor.
Tabii ki bir diktatörlüğün kendi istatistiklerini iyileştirmesi bir sürpriz değil. Ama dikkati çeken, Batı’nın rus hesaplamalarını kabul etmesi. Mesela Uluslarararası Para Fonu (IMF) salı günü, bu yıl Rusya’nın sadece %6 küçüleceği tahminini üstlendi.
Mamafih IMF, Rus istatistik kurumlarının mayıs ayından beri sağlam veriler yayınlamaması problemi ile baş etmek durumunda. Yaptırımların altının oyulup oyulmadığını Batı’nın teşhis etmemesi için ihracatlar ve ithalatlar üzerine sımsıkı susuluyor. Yurtiçi üretim konusunda da sayılar ortada yok, zira son sayılar felaket idi. 2022’nin Nisan’ında geçen yıla oranla %85,4 daha az araba üretilmiş, bu oran çamaşır makinalarında eksi %59, elevatorlarda eksi %48 ve buzdolaplarında eksi %46.
Putin, ticari ilişkilerin çökmesinin Batı’da da veri izi bırakmasını engelleyemiyor
Gerekirse çamaşır makinesi olmadan da yaşanabilir ama, bu sayılar temel problemi gözler önüne seriyor: ABD’den düşünce kuruluşu Carnegie’nin hesapladığına göre, yaptırımlar nedeniyle Rusya‘nın ithalatının %62’sini yapması mümnün değil! Batı’dan gelen ön ürünler, rus endüstrisinin üretim yapabilmesi için gerekli. Özellikle ileri teknoloji burada eksik kalıyor.
Rusya yaptırımların şiddetini gizleme gayretinde ama Putin, ticari ilişkilerin çökmesinin Batı’da da veri izi bırakmasını engelleyemiyor. Mesela Alman İstatistik Kurumu geçenlerde, Almanya’nın Rusya’ya olan ihracatında geçen seneye göre %50,9 azalma olduğunu açıkladı. Araba parçalarında bu eksi %96,2’i buluyor hatta.
Dikkat çekici: İhracat sayılarının da ortaya koyduğu gibi Almanya’nın tıbbi malzeme ihracatı güçlü bir şekilde artıyor, tamamı tamamına %42,2! Tıbbi malzemeler insani nedenlerden dolayı yaptırımlar kapsamına alınmıyor. Ama bunlar Corona zamanında Rusya’ya giden aşılar değil miydi! Aşıların ticareti kesinlikle yapılmadı. Bu nedenle Ukrayna’daki Rus askerleri için ek olarak tıbbi malzemelere ihtiyaç duyulduğu tahmin ediliyor.
Putin, kaç tane askerinin yaralandığını saklamaya çalışıyor, bu nedenle ortalıkta sadece tahminler dolaşıyor. ABD kongresinden kısa bir süre önce duyduğumuza göre Kremlin’in silahlı kuvvetlerinden 75 bini yaralanmış ya da ölmüş. Bu sayı biraz abartılı olabilir. Ama Alman export istatistikleri gibi “masum” görünen veri kaynakları, Rusya’nın kayıplarının yüksek olduğunu gösteriyor.
Ekonomi savaşına geri dönecek olursak: Batı, Rusya’nın, Çin’de satın almalarla yaptırımların altını oyacağı endişesini ısrarla taşıdığı için, kendi yaptırımlarına da pek güvenmiyor. Ama bu yol da kapalı. Pekin’den gelen gümrük verilerine göre bu yıl Çin’in Rusya’ya olan ihracatı yaklaşık %38 civarında azalmış. Nedeni çok basit: Rusya’ya yapılan tüm ihracatın yarısı şimdiye dek Çin’deki Batılı şirketler tarafından yapılmış. Şimdi bunlar merkez firmanın direktiflerine göre hareket ediyorlar. Ama tamamen Çin’li olan firmalar bile, mesela Huawei şimdi artık daha az Rusya’ya ihracat yapıyorlar, çünkü onlar küresel sürüm pazarlarını tehlikeye atmak istemiyorlar. South China Morning Post gazetesi şirketlerin, Batılı yaptırımlarla karşılaşmaktan korunmaya çalıştıklarını açıkça yazıyor.
Batı, Çin nedeniyle kendi yaptırımlarına güvenmiyor
Bunun dışında Çin istese bile Batılı Know-how’ı ikâme edemez. Ayrıca gaz ya da petrol çıkarılması konusunda Çin herhangi bir bilgiye haiz değil, zira ülkenin böylesi kaynakları yok ve bu nedenle sondaj tekniği geliştirmiş değil! Buna karşılık Rusya -eğer enerji ihracatını muhafaza etmek istiyorsa- sürekli yeni sondaj alanları açmak zorunda, çünkü eski kaynaklar artık giderek kuruyor. Bu nedenle Kremlin için Shell, BP ya da Total gibi petrol şirketlerin Rusya’dan çıkmış olmaları müthiş tehlikeli. Bunların teknik bilgileri başka yerle ikame edilemiyor.
Kremlin için havacılık sektörü de zor, çünkü uzun mesafeler için uçaklar yalnızca Boeing ve Airbus tarafından imal ediliyor. Bilindiği gibi Rusya dünyanın en büyük ülkesi ve bu nedenle ülkenin hava bağlantılarına acilen ihtiyacı var. Başlangıçta Batı, ülkeye yedek parçaların gelmemesi ve Batılı mühendislerin kiralanmış uçakların bakımını yapamamaları halinde Rusya’da havacılık faaliyetlerinin hemen çökeceği konusunda iyimserdi. Ama bu umut henüz daha gerçekleşmedi. Havacılık faaliyetleri hala daha devam ediyor.
Çünkü yaptırımlar paradoks bir şekilde etkisini gösteriyor: Rus uçakları dünyadaki diğer destinasyonlara uçamadıkları için, şimdi iç seferler için daha fazla uçak kullanılabiliyor. Bunun dışında bir karaborsa da var: Büyük paralarla, çeşitli dolambaçlı yollar ile Türkiye ve Özbekistan üzerinden yedek parçalar temin edilebiliyor. Ama bu sadece kısa vadeli bir çözüm. Uzun vadede, Batılı teknik ve bakım olmadığı için giderek daha fazla uçak yerde kalacak.
Böylelikle anahtar kelime söylenmiş oldu: “uzun vade de“. Batı Kremlin’e karşı ekonomi savaşını kazanacak, ama hemen değil! Yaptırımlar, Ukrayna’nın acilen ihtiyacı olan silahların yerini dolduramaz. Çünkü Rusya şu an, savaşı sürdürme konusunda hala kendi kendine yeterli. Ülkenin gıda maddeleri, petrolü ve silahları var.
Buna rağmen yaptırımlar gereksiz değil. Onlar daha şimdiden Rusya’nın gelecekte tekrar silahlanması konusunda araçlara sahip olmasını engelliyor. Yaptırımlar, herşeyden önce Rusya’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle ödeyeceği fiyatı yükseltiyor. Putin savaşı, kendisi için buna değmesi halinde bitirir. Rusya ekonomisi çökerse, barışa geri dönmenin cazibesi konusundaki sorunun cevabı açıklığa kavuşturulmuş demektir. Eğer Putin buna yanaşmazsa, Rusya ikinci bir Kuzey Kore’ye dönüşecektir. Nükleer silahlara sahip fakir bir ülke..
Kaynak: Ulrike Herrmann, TAZ 30.07.2022, „Sanktionen gegen Russland: Armes Land mit Atomwaffen“
Çeviren: Zeki Alptekin
Yorum Yap