Ortadoğu, Balkanlar ve Aliya İzzetbegoviç

  • 10.05.2018 00:00

 Bugünlerde Türkiye’de olduğu gibi eski Osmanlı coğrafyasının bir çok yerinde de seçimler var. Tunus, Lübnan, Irak ve Bosna. Osmanlının dağılmasından sonra ne Ortadoğu ve ne de Balkanlar gerçek bir barışı yakalanamadığı gibi, 90lı yıllarda da medenî dünyanın gözü önünde Bosna Müslümanları büyük bir soykırıma tabi tutuldu. Eğer bu durum sadece orada kalmış olsaydı, medeni dünyanın bir yol kazası olarak değerlendirilebilirdi. Oysa Dünya’da Müslümanlara karşı uygulanan şiddet o günden beri gittikçe artarak adeta kanıksanmış bir ritüel haline geldi.

Bir türlü çözülemeyen Filistin meselesi, Suriye, Irak, Yemen ve Libya’da kanlı çatışmalar, Osmanlı sonrası yapılan düzenlemeleri tutmadığını göstermektedir. Asırlarca bütün dinlerin bir arada ve barış içinde yaşatan Kudüs bugün kan ağlayarak eski günlerini yad etmektedir. Umarız seçim havasındaki bu ülkeler bir an önce gerçek gündemlerine dönerler. Zira coğrafyamız ve İslam dünyası gerçekten yeni bir restorasyona ihtiyaç duymaktadır. Bu da ancak istikrarı yakalayabilmiş, özgüvenini tazeleyen toplumlar ve liderler sayesinde olacaktır. Bu yüzden Türkiye’deki seçimlerin bütün İslam dünyasına örnek olacak olgunlukta geçmesi ve zulmün karşısında direnebilen güçlü bir yapının oluşmasının önemi çok büyüktür.

ANTİSEMİTİZMİN KAYNAĞI BATIDIR

Basiretsiz bir yaklaşımla, ABD’nin büyükelçiliğini 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşıyıp, İslam dünyasının ortasına atacağı yeni bir alev topunun doğuracağı sancıları şimdiden tahmin etmek imkansız. Antisemitizmi üreterek dünyaya Yahudi düşmanlığını yayanlar, bugün utanmadan Müslümanlara Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetleri çıkarmayı önerecek kadar densizleşmişlerdir. Fransa, Yahudi Yüzbaşı Alfred Dreyfus olayını ne çabuk unuttu. Düzmece bir mahkeme ile dünyayı Yahudiler aleyhine çeviren ve yaşadıkları topluma düşman eden o hadiseyi temizleyemeyen Fransızlar; şimdi ABD’nin kuyruğuna takılarak, Yahudi seviciliğine soyunmuşlardır.

Antisemitizmin (Yahudi karşıtlığının) kaynağı Avrupa’da Yahudiliğe karşı gelişen anlayıştır. Hristiyanlıktır demiyorum. Ama Hristiyanlığı kendi çıkarları için yorumlayan kesimler oradan bir Yahudi düşmanlığı çıkararak dünyaya yaymışlardır. Şimdi ya günah çıkarma ya da gerçek ile yüzleşmesi muhtemel Yahudileri oyalamak niyetindedirler. El Kaide örneğinde olduğu gibi kendilerinin ürettiği Müslüman karşıtı gurupların yarattığı terör üzerinden; İslam’ın kutsal kitabına ayar vermek isteyenler, biraz tarihe ve kendi geçmişlerine bakmalıdırlar. Bakıp da ders almalıdırlar.

Balkanlarda beş yüz, Ortadoğu’da dört yüz yıllık tarihinde Osmanlı idaresi altında yaşayan hiçbir zümrenin diline, dinine, hatta sosyal yapılarına müdahale edilmediği gün gibi aşikardır. Osmanlı Devleti takip ettiği “insanî siyaseti” sayesinde hükmettiği geniş coğrafyada dünyadaki en uzun süreli barışı sağlamıştır. Osmanlı tecrübesi bugün de dünyanın değişik yerlerinde ve coğrafyamızda yaşanmakta olan dini ve etnik problemlerin çözümüne yardımcı olabilecek tarihi bir birikimdir. Dolayısıyla, bu tecrübe, her türlü ön yargılardan uzak, tamamen bilimin ışığında yeniden incelenmelidir. Çıkacak sonuçlar elbette yeni bir Osmanlı doğurmayacaktır. Buna da imkan yoktur. Ancak o birikimden güç alan ve geleceğe güvenle, barış içinde ilerleyen toplumların yeniden şekillendirilmesi mümkün olacaktır.

BOSNA-HERSEK VE ALİYA İZZETBEGOVİÇ SEMPOZYUMU

Savaşın akabinde Balkanlar’da oldukça yapay bir anlaşma ile sağlanan barış sonrasında Suudi Arabistan, ABD’nin gölgesinde Bosna-Hersek’te bir takım faaliyetlere girişmişti. Bir taraftan yardım faaliyetleri yaparken diğer taraftan da Vehhabiliği özendirecek politikaların peşindeydi. O tarihteki Suudi Arabistan Konsolosu Mustafa Mübarek’in bir davetine katılmış ve Balkanlar’dan dönem önemli bir Suudi yetkili ile karşılaşmıştım. Üst düzey Suudi yetkili, Bosna’daki gözlemlerine istinaden, “Osmanlı Devleti’nin beş yüz yıl boyunca Balkanlar’da İslam adına bir şey yapmadığını” söyleme cüretinde bulundu. Zira ona göre; orada kalan İslamiyet ve özellikle tasavvuf kültürü şirki temsil ediyordu. İşin acı tarafı toplantıda bulunan bazı Türk alimler de buna sessiz kalmışlardı. Ben kısa bir Osmanlı Tarihi nutku çektikten sonra, İslam dünyasının yaşadığı kaht-ı rical (adam yokluğu) devrinde Osmanlı mirasından kalan bir “Aliya yeter” diyerek muhatabıma soğuk bir duş aldırmıştım.

Bilge kral, büyük lider, Bosna Müslümanlarının kahramanı, yirminci yüzyılda zulme karşı direnişin sembolü olan Aliya İzzetbegoviç’in ölümünün ardından ön dört yıl geçti. Bosna’da alınan sonucun yeterli olmadığını fakat “kötü bir barış anlaşmasının savaştan iyi olduğunu” söyleyerek, mevcut statükoyu belirleyip o günden beri Bosna-Hersek’te hiç bir masumun kanının akmaması, onun hatırasını sürekli diri tutmak için yeterli bir sebeptir.

10-11 Mayıs tarihlerinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile modern belediyeciliğin kültürel değerleri öne çıkarmak olduğunu düşünen Gaziosmanpaşa Belediyesi ve Bosna-Hersek Dostları Vakfı işbirliğinde “Dünden Bugüne Bosna Hersek ve Aliya İzzetbegoviç Uluslararası Sempozyumu” düzenlenecektir. Sempozyum, Gaziosmanpaşa Belediyesi Kültür Merkezinde yapılacaktır. Bosna-Hersek tarihi konusunda uzman Erhan Afyoncu, İlhan Şahin, Emine Tonta Ak, Hasip Saygılı, Fatma Kaytaz, İlhami Danış gibi Türk tarihçilerin yanı sıra, Dzemal Latiç, Amir Duranoviç, Mujo Begiç, Yusuf Puşina gibi pek çok Bosna-Hersekli uzmanlar da yer alacaktır.

Sempozyum sadece bir tarih programı olarak tasarlanmamış, Bosna-Hersek’in Uluslararası statüsü de farklı oturumlarda ele alınacaktır. Yücel Uğurlu, Alaaddin Yalçınkaya, Mehmet Akif Okur ve Naim Demirel, Hakan Demir gibi alanın uzmanları bu alanda konuşma yapacakların bazıları.

Ancak beni en çok heyecanlandıran diğer başlıklar da Erol Göka, Mustafa Karamanyol, Süleyman Gündüz ve diğer bazı araştırmacıların yoğunlaşacakları Aliya İzzetbegoviç’in kişiliği ve fikir dünyası olacaktır.

Bu sempozyumun yoğun gündemimiz içinde bize biraz nefes aldıracağında kuşku yoktur. Biz oradayız, nefes almak isteyenleri de bekliyoruz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums