Kürt sorununu fiili durumla çözme isteği

  • 26.04.2013 00:00

 Toplumsal sistem değerler ve ilkeler üzerinden inşa edilirse eğer, toplumsal bütünleşmeye ait verilerden söz edilebilir.

Toplumsal sisteme işlerlik kazandıran değerlerin ve ilkelerin toplum için taşıdığı anlamın hukuksal zeminde tanımlanması ise toplumsal bütünleşmeye katkı sunmasıdır. Değer ve ilkelerin toplumun geneli tarafından benimsenip benimsenmemesi toplumsal bütünleşmenin yapısına yönelik veriler ortaya koyar.

Toplumun demografik yapısının etnik unsurlara dayalı olması sağlıklı bir toplumsal bütünleşmenin olup olmayacağına dair ipuçları, ancak ortak değerlerin tanımlanması üzerinden günümüze ve geleceğe yönelik fikir verebilir.

AK PARTİ hükümetinin toplumsal değerlere yönelik tutumu dikkatli okumalardan geçirildiğinde, bu değerlerin hükümetçe önemsediğinin açıkça görülmesine rağmen, tanımlanıp hukuksal zemine oturtulmasında aynı önemsenmenin olmadığı da görelecektir

- TRT 6'in ve diğer kanalların yayına başlaması,

- Kamu da kılık-kıyafete karışılmayrak fiili serbestliğin getirilmesi,

- Barış sürecinde gerillanın çekilmesine yönelik olarak silahsız çekilsinler tutumu,

- Barış sürecine yönelik oluşturulan akil adamlar topluluklarının getireceği önerilerin hukuki zeminden yoksun olması gibi.

Liste uzatılabilir ama bunlar bile hükümet kanadının sorunları çözme stratejisini yansıtmak açısından yeterli fikir verebilir.

Devleti yöneten siyasal aklın on yıllık süreçte ortaya koyduğu verilere bakıldığında, karşılaştığı sorunları tanımlama noktasında sürekli bir kafa karışıklığı yaşadığı söylenebilir. Kafa karışıklığının sebep olduğu reel toplumsal yapıdaki sorunların ise fiili durum yaratılarak sürece bırakıldığı rahatlıkla görülmektedir.

Hükümet sürece bırakılan sorunlar üzerinden siyaset devşirerek topluma çözüm üretmek istediğini ve toplumsal algı zemininin henüz buna müsait olmadığı görüşünü kabul ettirmeye çalışmaktadır. Zaman zaman tavır olarak buna güç yetiremediğini de ilave ederek daha güçlü olmanın gerekliliğini vurgulama ihtiyacını hissettirmektedir.

Aslında siyasal devlet aklının fiili durum yaratarak sorunların üstesinden gelme anlayışının alt yapısı Özal dönemindeki uygulamalara dayanmaktadır. Dönemin koşullarında bürokratik hegemonyayı aşmakta zorlanan Özal fiili durumlarla belli sorunlara çözüm üretme becerisi geliştirerek, toplumu teskin etmeyi uygun buluyordu.

Ki ürettiği çözümler de belli bir süre toplumda rahat nefes almayı sağlayacak adımlardı. Ancak bu fiili durumlar, hukuksal zeminden yoksun oldukları için sisli havaların oluşumuyla bir anda yok olmuşlardı. 80 sonlarında ve 90 başlarında ülkenin birçok kurumunda bu fiili durumun örneği olan başörtüsü rahatlıkla görünür olmuştu. Ancak 28 Şubat sürecinde bu kazanımların bir anda yok olması doğrudan bununla alakalıydı.

Oysa toplumsal hayatta varlığını hissettiren her sorunun hukuksal zeminde tanımlanma zorunluluğu vardır. Aksi takdirde hukuksal zeminde tanımlama yerine palyatif çözümler devreye sokulursa, ortaya çıkan sorunlar ilerleyen süreçlerde toplum bağrında kangrene dönüşerek içinden çıkılamaz sonuçlar üretmektedir.

Bugünkü süreç irdelendiğinde yaşanan sorunların temelinde yer alan asıl unsurun toplumsal değerlerin hukuksal zeminde tanımlan(ma)ması sorunudur. İktidarın, Kürt etnik yapısının yaşadığı sorunları önemsendiğinin göstergesi ancak hukuksal zeminde tanımlamasından geçer. Yaşanan sorunların bu zeminden yoksun olması tanımlanmamasıyla doğrudan ilintilidir.

Kürtler açısından barış adına vazgeçilmez olan şeyler, siyasal akıl tarafından görülüp hukuksal zeminde tanımlanmadan sağlıklı çözümlerin üretilemeyeceği bilinmelidir.

Kürtlerin geneli açısından hukuksal zeminde tanımlanması gereken üç temel öğe gerçekleşmeden toplumsal bütünleşmenin sağlanabileceğini varsaymak sadece safdillik olur.

Bunlar;

- Doğu ve Güneydoğu şeklinde coğrafi temellendirmeye dayanan tanımlanmanın "Kürdistan" şeklinde değiştirilmesi.

- Her insanın doğuştan insanı hakkı olan "Ana dilde eğitim" hakkının verilmesi. (Bunun bütün etnik unsurlar için zorunlu hale getirilmesi mutlak şarttır.)

- Kürtlerin kendisini yönetme hakkının verilmesi. (Dünyanın çeşitli yerlerindeki uygulamalardan referanslar alınarak bu uygulama gerçekleştirilebilir.)

Bugün gelinen noktada değerlerin görülmesi ve doğru tanımlanması Kürt sorunu ve diğer sorunların çözümü açısından kritik eşiği oluşturmaktadır. Günümüzün siyasal devlet aklının durduğu noktaya bakıldığında değerlerin bir şekilde görülmekte olduğu ve önemsendiği farkedilmektedir. Ancak görmekte olduğu bu değerlerin tanımlaması noktasında aynı şeyi söylemenin pek mümkün olmadığını da rahatlıkla söylenebilir.

Kürt sorunu şeklinde ifade edilip siyasal akıl tarafından tanımlanılmaktan çekinilen sorun aslında Kürdistan sorunudur. Eğer gelinen noktada hukuksal zeminde bu tanımlamadan kaçınılırsa toplum genelinde de algılanacak şey fiili durumla palyatif çözüm üretildiği kanaatinin pekişmesi olacaktır.

Veriler ve hükümet kanadından yapılan açıklamalar bunu göstermektedir. Barışı tesis etmekle görevlendirilen akıl adamlardan birçoğunun şu ana kadar izlenim adı altında ileri sürdükleri görüşlerde hükümetle benzer bir duygu içersinde oldukları görülmektedir.

Bir toplumdaki etnik demografik yapılara ait değerlerin hâkim unsur tarafından görülmemesinin yansımalarının her zaman toplumda sorun oluşturacağı aklıselim her insan tarafından rahatlıkla görebilir. Etnik unsurların görülmesi de toplumsal bütünleşmeyi sağlayan temel niteliktir.

''Sonuç:"Barış eski defterleri yırtmaktır. Helalleşerek, herkesin birbirini görebileceği bir geleceği inşa etmektir. Kürtlerin aşiretsel geleneği barışı bu şekilde anlamaktadır."

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums