Bireysel Düşünebilme ve Bilgi...

  • 22.03.2013 00:00

 - Neyi bilmeli ve bilmeye çalışılmalı ki bilgi denilen nesne anlamlı olabilsin?

- Bilmek ve bilmeye çalışmak insani fıtrata yöneliş mi, yoksa iblisi mantığın verisi olan bilgi zaten bende var ve biliyorum mantığına yöneliş mi olmalıdır?

- Bilmenin yolu hazır formatlanmış zihinsel yapı inşa etmek midir, yoksa yeniden ele alıp var olan formatların dışına çıkabilmek midir?

Bunlara cevap oluşturabilmek için özne-nesne ilişkisinin kurulma biçimine odaklanmak gerekir. Bu kurulumu gerçekleştirmenin yolu da düşünme eyleminde gizlidir.

Düşünce, insanı ufku açan ve insanın zihinsel dünyasını ötekilere açan temel niteliktir. Düşünsel niteliğin işlevi diğerine ulaşmaya yol açan maharet olmasıdır. Yani bireyden bireye ve toplumdan topluma inşa edilecek yolu açmanın en kestirme biçimi olmasıdır. Diğerine ve diğerlerine ulaşmanın önceliği ise farklı düşüncelere tahammül ederek anlamaya çalışmaktır.

Düşünmenin bireyselleştirilmesi ve kronikleşmiş formların dışına çıkarılabilmesi gerekir ki bireye ötekine farklı açıdan bakmayı olumlu kılabilsin.Etrafına örülmüş zihinsel dehlizlerden çıkabilmeyi mümkünleştirebilsin.

Oysaformlaştırılarak benimsetilenin dışına çıkmak bireye korkunç gelmektedir. Dolayısıyla böylesi biçimlenmiş formlaştırılmış düşünme bireye daha ehven bir yol biçimi olarak görülebilmektedir.

Bugün bizi çepeçevre sarmalamaya çalışan ideolojik ve kutsallaştırılmış beşeri dinsel retorikler bireyselleştirilmiş düşünmeyi bir anlamda yasaklamayı hedeflemektedirler.

Bireyin kendi varoluşunu gerçekleştirmeye yönelik adımları da bu retorik içerisine sokularak retorikler üzerinden ötekileştirilmeye çalışılmaktadır.

Bu nedenle olup bitenlere İslam’ın genel felsefesi ve paradigmalarıyla bakabilmek ancak belli bir grubun veya anlayışın oluşturduğu mantık çerçevesinde bakma ile özdeşleştirilmektedir. Oluşturulan bu çerçevenin dışına çıkma gayretleri ise dinden çıkma ile eşdeğer kabul edilmektedir.

Oysa İslam’ın bütünlüğü esas alındığında bize düşünebilme yetisinin mutlaka kullanılması gerektiğini vurgulayan veriler sunduğu kolaylıkla görülmektedir.

Ama formlaştırılmış kategorik grupsal düşünme biçimleri hakikat arayışına gerek olmadığını ve hakikatin kendileri tarafından belirlenmiş olduğunu ileri süren bir mantığı bireye dayatmaktadırlar. Oluşturulmuş bu beşeri dine uyma zorunluluğunun da mutlak din (reel din) dairesinde olma anlamına geldiği vurgulanmaktadır.

Bu nedenle kendileriyle birebir örtüşen düşünsel yapıya sahip olmadıklarımız, ellerine bizim için cazip olabilecek dünyevi ve uhrevi metalar alıp önümüze çıkarak akıl çelme faaliyetleri sürdürmektedirler.

Girişmekte oldukları akıl çelme biçimini mutlaklık ve hakikat şeklinde sunmayı da ihmal etmeyen içeriklerle süsleyerek kategorikleşmiş yapılarıyla bizi kendi düşünme biçimlerine göre dizayn etmeye çalışmaktadırlar.

Bu bireyi çıkmaz sokağa (çekmektir) daldırmaktır/dalmaktır.

İnsanın insana güvenmeyişinin (ilanıdır) resmidir.

Sadece ben ve benden olanın bana uyanın hakikat kabul edilişidir.

Peki, okumalarımız kendi bakışımızla yeni bilgi üretmeyecek, farklı pencereler açmayacak, yeni yollar oluşturmayacaksa insan olmanın anlamı nedir sorusuna cevabımız olabilir mi? Olmayacağı kanaati taşımaktayım.

İşte bu nedenle adının başına Müslüman kelimesini koyan gruplaşmış yapılar insanları kendi beşeri mahzenlerine çağırmaktan vazgeçmeli, ona bireyselliğini iade ederek onu serbest dolaşıma sokmalıdırlar. Birey bu dolaşımlarıyla gerçekliği ve hakikati kavramalı ki varoluşunu gerçekleştirebilsin.

Eğer varoluşunuzu insani ve İslami fıtrat üzerinden tanımlayarak etnik köken realitenizi de gündeminize almışsanız problem daha da berraklaşır. Mamafih, grupsal yapılar ve egemen etnik aidiyet bu fıtrata inmeden kendi yapısını dinle (derin realiteyle) özdeşleştirilerek size sunmaya başlar. Böyleceproblem berraklığını yitirir ve gittikçe karmaşıklaşmaya başlar.

Karmaşıklığın dinamiği bireysel irade beyanını ötekileştirerek başkasından ödünç alınmış irade beyanlarının tartışılıp düşünülmeden benimsetilmesi/benimsenmesidir. Ne var ki bu anlayış aslında kendi doğrusunu oluşturamamak ve ona sahip olamamaktır.

Dini retoriklerden devşirilmiş ve düşünsel yaşam realitenize uygun olmayan dine bulandırılmış bu beşeri anlayışı size dayatmaya çalışarak varoluşlarını sizin üzerinizden gerçekleştirme amacı gütmektir.

Dolayısıyla Kürt etnik kimliğimiz egemen etnik unsurdan ödünç alınmış bu kategorik iradelere İslam dairesine saldırı olarak lanse edilmektedir. Bunun üzerinden insani olan temel haklarımızdan vazgeçmemizin dini anlam üzerinden lehimize olacağı gündemimize sokulmaya çalışılmaktadır.

Bu durum sadece devşirilmiş Müslüman mahallesine mahsus değil aynı şey varoluşunu devşirilmiş beşeri düşünceler üzerinden gerçekleştirmeye çalışan diğer gruplar için de geçerli kılınabilir. Türkiye’de sol düşünme biçiminde formlaştırılmış gruplar içinde de Kürt etnik kimliğinin insani hakları gündeme getirildiğinde aynı tepkiler oluşturmaktadır.

Benzeri durum açıkça Kürtler içersinde de göze çarpmaktadır. Temel insani haklarınızı isterken bunlara ulaşma yönteminde ortaya koyduğunuz farklılık hemen öteki ilan edilmektedir. En ağır saldırı ve hakaretlere maruz bırakılmaktadır.

Dolayısıyla insani ve İslami olduğunu ilan eden formlaştırılmış bu düşünme biçimleri oluşturulmuş marjinallikleri bertaraf etmeye çalışırlarken kendileri marjinalleşmektedirler.

İşte bu durum sorunun egemen etnik unsurun da denetiminden çıktığını ayan beyan ortaya koymaktadır. Bireysel düşünme biçiminin toplumda yer edemeyişinin göstergesi de budur.

Türkiye'de Kürt etnik unsurunun geçmişte inkârını gerçekleştirip asimilasyon uygulayan mantığın aslında devşirmelerin talimatlarıyla oluşturulduğu herkesin malumudur.

Benzeri durum günümüzde karşıt direnç noktası olarak topluma sunulan siyasi partilerin birçoğunun konuşan temsilcilerine bakıldığında nasıl devşirildiklerini görmemizi mümkün kılmaktadır.

Tekrarlayalım, sahip olduğumuz düşünsel dünya ötekini görmemizi engellemeye çalışan anlayışların oluşturduğu bobin tuzaklarıyla döşenmiş çıkmazlara sürüklenmemize yol açmaktadır.

Bu çıkmazlar içerisinde bocalayıp yolumuzu kaybettiğimizin ve tükenişe doğru yelken açtığımızın verileri var ama bunu aşmak bireysel düşünmeyle gerçekleşen bilgilerle mümkün olacaktır.

Dolayısıyla düşünmeye insana ulaşabilmenin ve kendini ifade ederek onda yer etmenin öncelikli işlevi yüklenmelidir. Ötekileştirmek pekte kolay bir yoldur. Oysa insaflı davranmak İslam’ın bize yüklediği en önemli görevdir.

Kendi dar kalıplarına sıkışmış tüm insanlar için yegâne kurtuluş yolu bilgi ediniminde bireysel düşünmenin benimsenmesidir.  Kişinin bu yolu kullanabilmesi de pek mümkün görünmese de…


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums