YOL AYRIMI…

  • 16.03.2013 00:00

 İnsan olup biteni yorumlarken belli pencerelerden bakıp görmek istediği manzarayı görmeyi umar. Ama kimileri oluşan manzarayı beğenmeyince perdelerini çekerek karanlık dehlizlerden örülmüş dünyalarına geri dönmeyi tercih eder.

İnsanın zihinsel dünyasını saran sosyal çevre elbette ona at gözlüğü takma işlevini başarma derdinde olacaktır. Bunu başarmaya çalışırken zihinsel dünyayı iğfal ederek kirletmek ise temel hedeftir.

Bu nedenle şunu bilmekte fayda var: Çoğu zaman sosyal çevre bireye doğruyu gösterme yerine iğfal edilerek kirletilmiş zihinsel kimliği dayatmaya çalışır. Dolaysıyla önemli olan çevrenin bir fikre veya inanca sahip çıkması ile karşı çıkması arasındaki temellendirme farkını görebilmektir.

Eğer asıl doğrunun peşini bırakmayarak ya da onun izini sürerek yanlışlığı ortaya koymaya çalışıyorsa ne ala…

Bu erdemliliktir…

Fakat amaç yoldan alıkoymak ve ayak bağı olmak ise işte o zaman tercih yapma zamanıdır.

Evet, bu yol ayrımına varmaktır ve yol ise kimliktir.

Ancak yol ayrımında asıl olan ise taşıdığınız fikrin size mi, yoksa peşin yargılarınızın dünyasına mı ait olduğudur…

Said’i Kürdi’nin ifadesiyle "Gözlerini kapatarak sadece kendine karanlık yaparsın…"

Elbette birileri faklı düşündüğünü haykıracak ama haykırışının haklılık ve haksızlık noktalarını dikkate alarak bunu yapmalı.  Bu benimsediğimiz ve tercih ettiğimiz yolu denetleyerek yeniden irdelemeye götürmelidir bizi.

Tabiidir ki, kendisine ünsiyet oluşturarak gelinen gelenek ve ülkenin trans etnik öğretileriyle yetişmiş olmak yâda o gelenekten gayri ihtiyari de olsa etkilenmiş olmak bireyi çepeçevre sarmalar.

Bu durum bilinçaltında kronikleşmiş haldeki söylem biçimlerinin gün yüzüne çıkmasına katkı sunar. Doğal olarak sosyal çevre atmosferi çoğu zaman bunu başarı ile yerine getirirken bazen de düşünce, bastırılmış bilinçaltı duygularından daha baskın gelebilir.

İşte bir örnek:

Dr. Mehmet Şükrü Sekban 1912 yılında faaliyetine başlayan HEVİ cemiyetinin kurucularından olup cemiyetin organizatörlüğünü yapar. 1918 yılında Seyid Abdulkadir'in başkanlığında kurulan Kürt Teali Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu üyeliğini yapar. Seyid Abdulkadir, Emin Ali Bedirhan ve diğer üyelerle birlikte yabancı sefirliklere Kürdistan'ın Muhtariyeti için muhtıralar verir.

Devletin sıkı takibatına uğrar ve memleketi 1919 yılında terk ederek muhacir olan Sekban 1933 yılında yazmış olduğu “Kürt Meselesi” adlı kitabında "Antropolojik bakımdan, saf Türk olan Türkmen ile Kürdü ayırt etmek güçtür…” der.

Çıkardığı sonuç ise Kürtler Turanî’dir.

Kitabının son paragrafında, “Ben de eski hemşerilerim için, Türkiye’nin iktisadi, sosyal ve siyasi refah yolundaki yükselişinde en iyi bir geleceği temaşa ederken siyasi hayata veda ediyorum…” der.

İddialar bu kitabın kendisine şantaj ve zorlamalarla yazdırıldığı ve sonradan da bundan pişmanlık duyduğu şeklindedir.

Ne olursa olsun ya durum iğfal edilerek kirletilmiş zihni ya da bilinçaltında kronikleşmiş söylemin dışa yansımasından başka bir şey değildir.

Doğal olarak çevre taktırmaya çalıştığı gözlükle veya dayattığı iğfal edilmiş zihinler aracılığıyla rafinerize olmuş ehven vatandaş üretebilmenin peşindedir. Bireye düşen ise irade beyanı ile ortaya çıkarak devletin kirli empozisyonları ile kirletilmiş. beyinleri sterilize etmektir.

19. ve 20.yüzyılın başında dünya toplumları kendi geleceklerini inşa ederek yol alırlarken, ümmetin vahdaniyetine Kürtler feda edilmiştir. Aynı zamanda kendi içlerinden çıkan ve başkasının ocağına odun taşıma derdine düşen insanlarının oluşturduğu mantaliteye de kurban edilmişlerdir.

Bu nedenle tarihi algılamadan geleceği inşa etmek mümkün değildir. Tarihin dehlizlerine sıkışmış bu mantık bugün de Kürtlerin karşısına çıkıp ne istiyorsunuz bakın dünyada yok olup gitmiş milletler var siz de kaderinize razı olun diyorlar.

Peki, Kürtler buna razı olacak mı?

Bir şekilde iğfal edilmiş bu sakat mantıklar kardeşlik teraneleriyle piyasada satılığa çıkarılmış durumda ve Kürtlerden alıcı olmalarını istiyor. Elbette bu durumda Kürtler boyun eğeceklerse ancak kendi irade beyanları olmalı dayatılan hiçbir iradi beyana teslim olmadan…

İşte bu yol ayrımlarında iş toplumun ortak aklına hitap edebilecek ama erdemliliği elden bırakmayacak insanlara ihtiyaç vardır. Bu insanlar hak, adalet ve özgürlük çerçevesinde toplum vicdanına hitap edebilecek ve toplumu yönlendirerek geleceği inşa edecek özgür iradeler olmalıdır.

Bu olmadı mı hemen bir bahane ve çıkış yolu bulup olup biteni görmezden gelmeyi tercih etmeyecek iradeler elbette olacaktır.

Bu noktada yolu yorgunluğa satmayı mı, yoksa kendinizi yola adamaya mı meyledeceğiz…

 Her ne olursa olsun seçimimiz,  bizim irademizi yansıtacaktır.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums