- 9.02.2016 00:00
Yılbaşından önceki hafta sonu, Demokratik Toplum Kongresi’ne DSİP adına katılmak için Diyarbakır’daydım.
Toplantıya gelirken, Türkiye’de iki farklı ruh hâli olduğunu ve Kürdistan’da süregiden ruh hâlinin batıdakinden büyük farklar taşıdığını tahmin ediyordum.
DTK toplantısı bu tahminlerimi doğruladı.
DTK, Kürt illerinde süren direnişin ruh hâli tarafından sarıp sarmalanmıştı.
Öyle AKP’nin sesi gibi yazan gazetecilerin anlattığına benzeyen, “bölen”, “kopartan” bir hava yoktu DTK Olağanüstü Kongresi’nde. Daha çok, Arap Ba-
harı’nı tanımlarken kullanılan, “haysiyet” kavramına uygun bir ruh hâli vardı. Haysiyet için mücadele, onurlu bir dik duruş.
Evet, Kürt illerinde sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği tüm ilçelerde devlet akıl almaz bir terör estirse de, hendeklere indirgenerek küçümsenmeye çalışılan direniş, haysiyeti için ayağa kalkan insanların var oluş mücadelesi. Devlet, bu nedenle başarısız bu direnişi ezmekte; çünkü sorun ne sadece hendekler ne sadece bir grup genç. Sorun bir halkın iki yıldan uzun süren çözüm süreci boyunca devletin bir adım bile atmadığı yönündeki güçlü inancı.
Çözüm sürecinin yarattığı beklenti çok büyüktü, süreç buzdolabına kaldırılınca yaşanan hayal kırıklığı da çok büyük oldu. İşte Kürt illerinde yaşanan denetimli ayaklanma hâli, bu hayal kırıklığının bir sonucu.
Hayal kırıklığı, en başta, Kürt halkının simge ismi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride duyulan öfkede açığa çıkıyor. Nisan ayına kadar Kürt halkının sözcüsü ve zaman zaman çözüm sürecinin kriz çözücüsü olarak öne çıkan Abdullah Öcalan’la Nisan ayından beri görüşmelerin engellenmesi, Abdullah Öcalan’ın gelişmeler hakkındaki yorumlarının bilinmemesi, hayal kırıklıklarının en belirgini. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin ne anlama geldiğini anlamak için, Öcalan’ın mücadele eden Kütlerin bütünün sözcüsü olduğunu kavramak gerekir. Bunu kavrayınca, Öcalan’a uygulanan tecride karşı öfkeyle haysiyet mücadelesinin nasıl iç içe girdiği daha iyi anlaşılır.
DTK’nın hazırladığı sonuç metni ve toplantıda konuşan Kürt siyasilerin ruh hâli, sadece haysiyet mücadelesindeki kararlılığı değil, aynı zamanda Kürt hareketinin temel yönelimini de ortaya seriyor. Bu yönelimi basitçe, siyasi statü talebi olarak özetleyebiliriz. Bu talebi çözüm sürecinin yeniden başlatılmasıyla elde etmek istiyor Kürt halkı.
Kürt halkı, kendi kaderini siyasi statü elde ederek belirlemek istiyor.
Kürt halkı, siyasi statü istiyor.
Bu nedenle iki farklı ruh hâli var: Kürtlerin ruh hâli, batıda Kürtlerle dayanışmak isteyenlerin ruh hâli.
Kürtlerle dayanışmak isteyenlerin ruh hâli de değiştiğinde, işte devlet o zaman tam anlamıyla köşeye sıkışacak.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)
Yorum Yap