Toplumsal restorasyon

  • 18.03.2013 00:00

 Çözüm sürecinde hızlanarak yol almaya devam ediyoruz. Süreç içinde ortaya çıkan engelleyici nitelikte olaylar, süreci aksatmak bir yana, daha da hızlandırıcı, teşvik edici etki yapıyor. O kadar ki, bu saatten sonra süreci sabote etmeye çalışacakların işi de giderek daha fazla zorlaşıyor. Çok daha yaratıcı, özgün ve tabii ki etkili sabotaj yollar bulmak zorunda kalacaklardır. Tabi işleri zor da olsa böyle bir yola tevessül bile edememelerini temenni ediyoruz.

Sürecin sağlıklı işlediğinin en önemli göstergelerinden biri de gözle görülür derecede belirgin bir çözüm dilinin herkesin söylemlerine hakim olması. Bir-iki ay öncesine kadar bu konularda konuşan herkesin dilini hemen esir alan şom söylemler yerini alabildiğine dikkatli ve saygılı bir dile bırakmış durumda.

Söylem gerçeklik inşasının en önemli aşaması. Ama bir yandan da süregiden gerçekliğin söylem üzerinde ayrı bir baskısı var ve bu da dönüp süreci belli bir istikamette yönlendirmeye devam ediyor. Herkes bu süreçte ters bir sözün nelere mal olabileceğinin endişesini taşıyor, ona göre konuşuyor veya konuşmuyor.

Buna karşılık birileri de hala çözüm sürecine PKK'nın nasıl razı olabildiğini, biraz hayret, biraz da örgüte akıl vermek, örgütün enayiliğine yanmak adına sormuyorlar mı? PKK'nın veya Öcalan'ın neyin karşılığında silahları bırakmaya razı olduğunu sorup duruyorlar. Gülay Göktürk de haklı olarak 'bir statü elde etmeyecekse PKK'nın nasıl oluyor da silahları bırakmaya razı olabildiğini' soranlara Öcalan'ın çözüm görüşmelerine hangi şartlarda başladığını hatırlatıyor: Bu şartlar örgütün güvenlik güçlerine karşı zafer üstüne zafer kazandığı bir döneme mi yoksa tarihsel olarak en büyük kayıplarını yaşadığı döneme mi denk geliyor?

Sadece örgüte bildik aklı vermeye devam edenler için şimdilik basit bir hatırlatma olarak değinmekte fayda var. Bu hatırlatmanın ötesinde Türkiye bir tek Kürt veya Türk evladını daha kaybetmeden bu süreci devam ettirmenin yoluna odaklanmalı. Çünkü 77 milyon insanıyla Türkiye büyük bir atılımın içinde.

Bu atılımın ve açılımın adını doğru koymak adına Dışişleri Bakanımız sayın Ahmet Davutoğlu'nun Diyarbakır temasları ve Dicle Üniversitesi'ndeki konuşmasında dile getirdiği vizyon çok önemli. Davutoğlu konuşmasında çözüm sürecini Türkiye'nin yeni uluslararası vizyonunun gerektirdiği bir kapsamlı siyasetin parçası olarak nitelerken bu sürecin adını 'restorasyon süreci' olarak çiziyor.

Toplumsal Restorasyon, aslında bu sürece verilebilecek en güzel isim ve bir bakıma zaten bizde var olan, yaşanmış, denenmiş, geçerli olmuş bir durumun yeniden iadesini ima ediyor.

Geleceğin Türkiye'sini inşa edecek olan çözüm süreci için çok yaratıcı bir formül üretmemiz gerekmiyor. Davutoğlu hocanın konuşmasında ifade ettiği gibi Diyarbakır'ın model alacağı şehir Paris veya Londra değil. Diyarbakır medeniyet beşiği bir şehir iken daha Paris yoktu ortada.

Bugün de Diyarbakır'ın hak ettiği insan hakları seviyesine ulaşması için takip edeceği model yine kendi geçmişinin, Bursa ile, Eskişehir ile veya İstanbul ile birlikte restorasyonundan başkası değildir.

Bugün çözümü zorlaşan ana damar olarak AK Parti cenahı, Kürtlere veya ülkenin diğer evlatlarına yıllarca yapılmış zulmün sorumlusu değil, aksine bizzat kendileri de aynı zulmün mağdurlarından oluşuyor. Bunu diğer cenahın da sıkça hatırlamasında her zaman fayda var.

Bugün AK Parti kadroları toplumsal restorasyonun vizyonunu ortaya koyarken en ufak bir bölünme endişesine mahal bırakmıyorlar. Aksine restorasyon sadece Türkiye'yi oluşturan unsurların eski itibarlarını iade etmiyor aynı zamanda bütün bu unsurlarla birlikte teşekkül eden yeni ve güçlü Türkiye'nin vizyonunu gerçekleştiriyor.

Bugün içine girilmiş bulunulan geri dönüşsüz süreç bu restorasyonun ufuklarını gösteriyor. Bu ufuklarda da bu süreci devamına ve tamamına erdirmek üzere yeni ve sivil bir anayasa görünüyor.

NOT: Stratejik Düşünce Dergisi'nin Şubat sayısı 'Toplumsal Restorasyona Doğru Yeni bir Anayasa' başlığı altında çıktı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums