"Hafiye Kemal", asıl köstebeği açıklamalı...

  • 13.10.2011 00:00

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında kendisine sızdırılan gizli soruşturma dosyasını elinde sallayarak, sanık avukatlarının bile bilmediği soruşturma ifadelerini okudu, ardından da bir bakanı 'köstebek' olarak sanıklara bilgi sızdırmakla suçladı. Bakan da yaptığı açıklamada "Sayın Kılıçdaroğlu eğer bir köstebek arıyorsa, mesleğine ihanet ederek gizli soruşturma dosyasını sızdıran ve masum insanlara iftira atanlara bakmalı, onların bu gayrimeşru eylemine çanak tutmaktan dolayı esef duymalıdır" dedi. Kılıçdaroğlu Atalay'ın soruşturmayı yönlendirdiğini söylüyor ama aslında devam eden bir soruşturmayla ilgili görüş açıklayıp kendisi yargılamaya müdahale etmiş oluyor. Kılıçdaroğlu'nun masum insanları suçlu ilan etmesi, yargılama sürecine saygı göstermemesi, iftiralarla dolu suçlamalar yapması zaten tasvip edilemeyecek yanlışlardır. Ama bunların içinde en büyüğü, birilerini köstebek olarak suçlarken sizin bir köstebeğe çanak tutmanız, gizli belgeleri sızdıran köstebeğin gayrı meşru eylemine ortak olmanızdır. Bir Ana muhalefet partisi başkanının böyle bir duruma düşmesi üzüntü vericidir.

Bazı gazeteciler 'sıradan bir vekil değil, ana muhalefet lideri ortaya büyük iddialar atıyor, niçin yer yerinden oynamıyor' diye soruyor. Doğrusu Kılıçdaroğlu da bu soruyu kendisine sormalı ve samimiyetle cevap aramalıdır.

Bunun sebebi açıktır, eğer bir ülkede ana muhalefet partisi başkanı ipe sapa gelmeyen iddialarda bulunmayı bir siyaset tarzı haline getirir, yalan yanlış bilgi kırıntıları üzerine büyük senaryolar yazmaya başlarsa, inandırıcılığını ve ciddiyetini kaybeder.

Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasında açıkladıklarının 'yenilir yutulur' tarafı olmadığını düşünenler yanılmaktadır. Bunların elle tutulur, ciddiye alınır tarafı olmadığı gibi, düzeltmekle de baş edilecek bir yanı yoktur.

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı bastırdığı kitapların parasını Deniz Fenerine ödetti diyor, oysa bakanlığın böyle bir kitap bastırmadığı, Deniz Feneri'nin kendisinin kitap yayınladığı anlaşılıyor.

Bu kitap basma olayının Atalay'ın İçişleri Bakanlığı döneminde olduğunu söylüyor, oysa bu olayın Atalay'ın İçişleri Bakanlığından önce olduğu anlaşılıyor.

Adalet Bakanı Savcıları görevden aldı diyor, HSYK müfettişlerinin incelemesi sonucu suç tespit edilmesi ve ceza davası açılması istenmesi üzerine Başsavcılık tarafından görevden alındıkları anlaşılıyor.

Atalay'ın hissesi olan şirkete atfen film işini çok iyi yapıyorlar diyor, bu şirketin hiçbir faaliyet yapmadığı, zaten hissenin de 1 TL'lik olduğu ortaya çıkıyor.

Bunun gibi neresini tutsanız yanlışlarla dolu bir söylemi ciddiye almak mümkün müdür?

Beşir Atalay'ın veya herhangi bir bakanlık görevlisinin sanıklara operasyonla ilgili bilgi sızdırdığına yönelik bir tek cümle dinleme kayıtlarında var mıdır?

Kılıçdaroğlu bu iddiaları daha önce de gündeme getirdi, bunun üzerine savcılar bahse konu olan isimlerin ifadelerini aldı, dosya içinde bir cüz olarak bunu da değerlendirecekler. Ama bu Kılıçdaroğlu'nu kesmiyor, hemen insanları suçlu ilan ediyor, yargısız infaz yapıyor, bununla da yetinmeyip masumiyetleri aleyhine bir karar olmayan insanları, 'hırsızlıkla, köstebeklikle, ahlaksızlıkla' suçluyor. Böyle bir izan, akıl, mantık olabilir mi? CHP Genel Başkanı'nın bu durumu yargıya güvenmemektir, kendi başına ceza kesmeye kalkmaktır.

Ana muhalefet başkanına devam eden bir soruşturmayla ilgili açıklamalar yapmak, insanları suçlu ilan etmek, iftiralar atmak, yargısız infazda bulunmak, insanların onuruyla oynamak yakışır mı? Yakışmaz elbette ki... Bu yüzden Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan liderliğe geçiş yapamıyor, gün geçtikçe inandırıcılığını yitiriyor.

Yalan yanlış bilgi kırıntıları üzerine hikayeler uydurmak, büyük büyük laflar edip sonunu getirememek, cevabını alınca pişkin pişkin durumu geçiştirmek ana muhalefet liderine elbette yakışmaz.

Siyasetçilerin sergiledikleri ciddiyet düzeyi, sahip oldukları algı düzeyi, uğraştıkları işler ve kullandıkları üsluplar büyük bir lider olup olamayacaklarını gösterir. Ana muhalefet başkanının siyaset tarzı ve üslubu referandumdan önce de, seçimden önce de halkın beğenisine sunulmuştur, ikisinden de geçer not alamamıştır. Kılıçdaroğlu prim yapmayan siyaset tarzını sürdürmekte, habbeyi kubbe yaparak siyasetsizlik halini doldurmaya çalışmaktadır. Bunun kendisine de ülkeye de bir faydası yoktur.

Siyasette onur ve haysiyetinizi korumanız büyük önem taşır. Ama bunun öncelikli koşulu başkalarının onur ve haysiyetini zedelememektir. Haysiyet cellatlığı yapanlar, kısa zamanda itibarsızlaşırlar. Bu yüzden Kılıçdaroğlu'nun kullandığı sözlerle bitirelim: "İnsanda biraz utanma olur. İnsan da biraz ahlak olur. Bu ahlakı sorgulamamız gerekir."

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums