Açılımın önemli ayağı olarak 'Güvenlik'

  • 19.08.2011 00:00

Türkiye gibi ülkelerde demokratikleşme, iktidarların sadece bir kısım reformları Meclis'ten geçirmesiyle mümkün olmuyor. Demokratikleşme süreci, bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Çetelerle, karanlık odaklarla, darbecilerle, vesayetçi anlayışlarla mücadele etmeniz gerekiyor. Çünkü demokratikleşme, milli iradeye ve iktidara tasallut edenlerin etkisinin kırılmasını gerektiriyor. Benzer bir şekilde Kürt meselesi gibi konularda tek taraflı demokratik adımlar atmakla da mesafe alamıyorsunuz. Süreci sabote eden, belli bir halk kesimini tasallutu altına almaya çalışan odaklarla da mücadele etmeniz gerekiyor. PKK terör örgütüyle mücadele etmek, onun etkinliğini kırmak demokratikleşme başta olmak üzere bir çok açıdan gerekli ve kaçınılmazdır. Demokratik çözüm projelerini sabote eden örgüt, silahlı mücadeleyle ve kan dökerek kendi örgütsel hedeflerine ulaşmaya çalışırsa, buna müsamaha göstermek mümkün olamaz.

Bugün daha iyi görülmektedir ki, PKK Kürtlerin meselelerinin çözümünü istememekte, kendi varlığının tanınmasını ve kendi amaçlarını dikte etmektedir. PKK'nın varlığı ve eylemleri hem Kürt meselesinin demokratik çözümünü zorlaştırmakta, hem de ülkedeki genel demokratikleşme süreçlerini akamete uğratmaktadır. Yeni anayasa konusunda umutların yeşerdiği bir dönemde terör örgütünün ülkeyi destabilize etmeye çalışması bunu göstermektedir.

Hatırlanırsa, demokratikleşme ve terörün son bulması Demokratik Açılım'ın iki ayağı olarak deklare edilmişti. Güvenlik politikaları ve terörle etkin mücadele, terörün son bulması için devrede tutulması gereken bir yöntemdir. PKK'nın kanlı eylemlerine geçit verilmemesi ve örgütün etkisinin kırılması güvenlik politikalarının vazgeçilmezliğini göstermektedir. Buradaki hassas denge, 'güvenlik' ile 'demokrasi' arasındaki hassasiyetin gözetilmesidir. Hükümetin şu anki yaklaşımı demokrasiden taviz vermeden hukuk içinde terörle daha etkin mücadele vermektir. Başbakan Erdoğan demokratik açılıma devam edileceğini, halkı kazanmaya yönelik politikaların süreceğini, buna paralel olarak terör örgütüne yönelik daha sert yöntemlerin devreye konulacağını söylemektedir. Aslında terör örgütünden muzdarip olan bölge halkı da devletin bölgede daha iyi bir güvenlik ve otorite tesis etmesini, örgütün baskı ve şiddetinin kırılmasını istiyor. Elbette geçmişteki yanlış politikalara dönülmemesi, örgütle vatandaşın birbirine karıştırılmaması, bölgedeki olağan yaşam koşullarının olağanüstü bir şekle dönüştürülmemesi de beklentinin parçası. Terörle mücadelede hedef, terör örgütü PKK ve onun illegal uzantılarıdır. Bu kapsamda yasal alanda faaliyet gösterenlerin üzerine gidileceği söylentisi tamamen boştur. KCK operasyonlarında örgütün illegal yapılanması çökertilmeye çalışılmıştır. Burada sorun, örgütün illegal yapılanmasında bazı seçilmişlerin veya yasal alanda görev yapan kişilerin de bulunması, iç içe geçmiş bir mekanizma kurulmaya çalışılmasıdır. Öcalan'ın bile zaman zaman şikayet ettiği durum, illegal ile legalin iç içe geçmesi sebebiyle hukuki operasyonlara sebebiyet verilmesidir. PKK, bölgedeki yandaş sivil toplumu, medyayı, iş adamlarını, belediye başkanlarını, siyasetçileri kendi uzantısı olarak konumlandırmakta, KCK bünyesinde 'ilişkili kişi' olarak tayin etmektedir. Bu yapı, hukuk devleti içinde ister istemez komplikasyonlar doğurmaktadır.

PKK'nın son dönemde rahatsızlık duyduğu konuların başında kırsaldaki askeri operasyonlar, şehirdeki hukuki (KCK) operasyonlar ve hükümetin demokratik açılım kapsamında attığı adımlar gelmektedir. Örgüt, hükümetin bölgedeki yatırım ve politikalarını başarısız kılmak için elinden gelen engellemeyi yapmakta, iktidarın Kürt meselesine yönelik hak ve hukuku savunan anlayışını boşa çıkarmaya çalışmaktadır. Hükümet ise örgütle mücadele ederken, Kürt kökenli vatandaşları kazanmanın yollarını aramaktadır.

Bu noktada şu tespitte bulunmak durumundayız: Demokratik açılım, Türkiye'deki demokratikleşmenin ve sivilleşmenin olmazsa olmaz bir parçasıdır; demokrasiden hazzetmeyen vesayetçi güçler ile AK Parti'den hazzetmeyen terör örgütü gibi odaklar bu süreci sabote ederek, aslında demokratikleşmeyi ve sivilleşmeyi de akamete uğratmak istemektedirler. AK Parti'yle değişen paradigma hakkı, hukuku, şefkati, merhameti, kardeşliği öne çıkarmaktadır. Açılım'dan rahatsızlık duyanlar baskı, zulüm, şiddet, ayrımcılık öne çıksın isteyebilirler, milliyetçi refleksle veya bilinç altıyla hareket edebilirler. Ancak şunu unutmamak lazım, açılım insanların en temel hak ve özgürlüklerini geliştirmek, devlet-millet kaynaşmasını sağlamak, ülkenin birlik ve bütünlüğünü garanti altına alabilmek için başlatılmıştır. Hak ve özgürlük meseleleri ise devletin bahşedeceği bir lütuf değildir, kimsenin de keyfine tabi değildir. En azından insani ve İslami duyarlılık bunu söylemektedir. Birileri bunu kötüye kullanabilir, başka yerlere çekmeye çalışabilir, farklı hesapların içine girebilir. Bunlara kızmak veya engel olmaya çalışmak, bizi vicdanımızın ve değerlerimizin kabul edemeyeceği bir noktaya savurmamalıdır.

Bu yüzden insanımız için demokratik hak ve özgürlükleri geliştirmeye ve hukuk içinde terörle daha etkin bir mücadele vermeye devam edilmelidir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums