MHP’lileşme’ safsatası

  • 11.12.2012 00:00

 Son dönemde PKK muhiplerinin propaganda malzemesi yaptığı konuların başında AK Parti iktidarının ‘MHP çizgisine kaydığı’ iddiası geliyor. Yüzde 50 oy alan bir partinin, yüzde 13 oy alan bir partiye benzemeye çalıştığı iddiası siyaseten zaten komiktir, ancak siyasi tasavvur ve eylemler açısından bakıldığında da bunun absürt düştüğü çok açık.

MHP’nin ‘ülkeyi satıyorlar’, ‘ihanet projesi uyguluyorlar’ diye yaygara yaptığı bir ortamda BDP’nin de tam tersi söylemlerle AK Parti’ye yüklenmesi, ‘Kürtleri yok saydığını, yok etmeye çalıştığını’ falan iddia etmesi aslında söylenenlerin ciddiye alınmaması için yeterlidir. Birbirinin karşı kutbu olan bu iki partinin tam ters iddialarla iktidara yüklenmesi, AK Parti’nin üçüncü bir yolda ilerlediğini ispata yeter.

MHP’nin Kürt algısı, Kürt sorunu perspektifi AK Parti’ninkiyle siyah-beyaz kadar terstir. BDP’nin sorun ve çözüm algısıyla da AK Parti’ninki elbette örtüşmüyor. Etnik milliyetçi bir partinin siyaset tasavvuru veya çözüm perspektifi AK Parti gibi tüm Türkiye’yi kucaklayan bir kitle partisiyle bire bir olabilir mi?

AK Parti ne BDP gibi düşünebilir, ne MHP gibi davranabilir... Bu yüzden MHP çizgisi iddiası aslında Kürt meselesinde üçüncü yola duyulan hazımsızlıkla ve PKK’nın tasavvurunun mutlak hakikat gibi kabullendirilmek istenmesiyle alakalı...

***

Öncelikle şu hususu vurgulamalıyız: PKK, sorunun genetiğini değiştiren müdahaleler yapmıştır ve bu da Kürtlerin lehine bir durum üretmemiştir. PKK’nın ilk kodlaması, çözümün muhtevasını değiştirmeye yönelik olmuştur. Mesele, Kürtlerin hak ve özgürlüklerini geliştirme konusu olmaktan çıkıp, PKK’nın siyasi hakimiyetini esas alan etnik temelli bir iktidar mücadelesine dönüşmüştür. İkinci kodlaması, çözümün yöntemine yöneliktir ve bu müdahale, diğer yöntemleri anlamsızlaştırmayı esas almıştır. Silah-şiddet-terör yöntemi, Kürt meselesinin demokratik çözümünün alternatifi olarak ortaya çıktığından bunun zeminini ipotek altına almış, özgür gelişimine ket vurmuştur.

Şiddet-siyaset sarmalının tezahürü olarak devam eden davalar karşısında demokratik siyasetin etkisizleştirildiğini iddia edenler, aslında ve öncelikle demokratik siyaseti terörize eden, şiddetle iç içe geçiren bu anlayışı eleştirmelidir. Çünkü PKK’nın yan kolu ve şubesi şeklinde gelişen her türlü siyasi veya sosyal hareket bir şekilde silahın gölgesinde gelişiyor veya şiddet ile yoğrulduğundan kendisini ona adıyor. Bu iç içelik, silahsız bir çözümün mümkün olamayacağı inancına dayanıyor. Eğer sizin çözümünüz, Türkiye toplumunun kabul etmeyeceği ve demokratik siyasi mücadeleyle netice alamayacağız bir proje ortaya koyuyorsa, silahı elden bırakmak istemezsiniz. Bugün PKK’nın yapmaya çalıştığı, öncelikle kendi yöntemini ve silah olgusunu kabul ettirmek ve mücadelesini meşrulaştırmaya çalışmaktır. PKK’nın uzantısı şeklinde gelişen tüm KCK yapılanmaları bir şekilde elinde silah olan adamın iradesine dayanmaktadır. Bu ise siyasetin alanını daraltan bir etki yapmaktadır.

***

Dokunulmazlık tartışmasının faydası, siyaset-terör ilişkisini tartışmaya açarak, demokratik siyaset alanını zehirleyen zorlamalara dikkat çekmiş olmasıdır.

Mümtaz’er Türköne hoca geçen günkü yazısında çok iyi vurgulamış: “Bir tarafta eline geçen her aracı ve her fırsatı kullanarak kendi çizdiği rotada ilerleyen bir PKK var. Öbür tarafta, Kürtler için eşit ve onurlu vatandaşlık yolunda çok ileri adımlar atmış bir Türkiye duruyor.” PKK’nın yolu ve yöntemi, Kürtlerin selametine tamamen aykırı bir noktadır.

Kürt meselesinde tarihi adımlar atan ve hala da reformlarını sürdüren AK Parti iktidarının başka bir çizgiye falan kaydığı yok, ancak AK Parti’ye BDP duruşunu veya PKK ütopyasını kabul ettirmeye çalışmak da beyhude bir girişimdir. Kürtlerin sandıktaki iradesi elbette asıl belirleyici olandır. Bölge halkı, farklı saiklerle oyunun rengini belirleyebilir. Burada önemli olan bu partilerden hangisinin Kürtlerin derdine derman olduğu ve gerçekçi bir çözüme ulaşabileceğidir. BDP’ye verilen destek, çözümü nasıl mümkün kılabilir? Onun çözümden anladığı sıradan Kürt vatandaşın karnını mı doyurur, kimliğini mi özgürleştirir, refah ve huzurunu mu artırır? BDP siyaseti, bugüne kadar bölge insanının hangi sorununa derman olmuştur? Hayal tacirliği yapmak ile millete çözüm üretmek arasında büyük fark vardır.

BDP, mağduriyet edebiyatı yaparak kendisini eleştirilerden azad etmeye çalışıyor. Her türlü eleştiriyi, Kürtlere yönelik bir saldırı ve hakaret olarak lanse ediyor. Oysa hiçbir parti bir dinin, mezhebin veya etnik grubun temsilciliğine soyunamaz, soyunsa da ona yönelen siyasi eleştirileri bu gruplara yansıtamaz. Kendi beceriksizliklerinden veya çarpık görüşlerinden dolayı maruz kaldıkları eleştirileri Kürtlere yönelik gibi göstermeye çalışmak haksız ve yakışıksız bir durumdur. BDP’nin kendi gibi düşünmeyen herkesi karşı kutba konumlandırmaya çalışması belki anlaşılabilir, ancak kimi aydınların bu ezbere ve çarpıtmaya alet olması hazindir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums