Çölde kaybolmamak! (2)

  • 18.08.2015 00:00

 Deniz aşılarak maddenin manaya hâkimiyetine ket vurulmuş, dağ aşılarak bencil ve hırslı yanımız egonun üstüne çıkılmış, sevgi ve ihsan kaynağına dönüşme mücadelesinin en zor aşaması olan çöle gelinmiştir. Yani “Yaratan’a yürüyen” (İsra-El) sıratı müstakim”e, “doğru yol”a devam etmektedir. Çöl en zorlu aşamadır; çünkü Üçal’a göre burada artık “kendim için alma arzusunun üzerine çıkıldığı gibi orada hep, her gün kalınması esastır”. Yani bir anlamda Yunus Emre’nin dediği gibi “dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek” durumudur. Çöl “ben değil, sen aşamasıdır”.

Bakın Üçal, “çöl” metaforunu nasıl anlatıyor. “Her yeni seviye getirileriyle birlikte aslında kişi için kendi bilinmezliğinde bir çöldür. Çöl, aslında içinde keşfedilinceye dek kendi gizemini en güzel bir biçimde saklayabilen bir gerçekliktir. Ve bu hem dünyasal çöl gerçeğinde, hem de manevi çöl gerçeğinde böyledir. Yani her iki gerçeklikte de vahalar mevcuttur. Ve her iki gerçeklikte de vahalar bilinmezin içinde keşfedilmeyi bekleyen bilinirler misalidirler ve esaslı bir biçimde ve kolaylıkla ulaşılabilmeleri ancak hakiki manada çölü bilenler sayesindedir, ama diğer taraftan çoğu zamanda çöl kaybolmadır, yok olmadır.” Yani gelinen seviyede ya yeni hayatın sevincine ve huzuruna varılacak ya da böyle bir seviye kapanacak ve kişi hüsrana uğrayacak, çölde kaybolacaktır.

Deniz “kurtuluşa çekilerek”, dağ “benliği, egoyu tam fark ederek” aşılmışsa o zaman Yaratan’a yürüyüş sürecinde, O’nu vasıflarında inşa etmemizin gerekliliğinde yani “ben”den çıkıp “sen”i yaşama gayretimizle çölü aşabilmemiz mümkün. Ama kuşkusuz çölde dayanmak zor. Üçal, bu zorluğu anlatıyor: “Ben’in farkındalığı için doğal olarak yaratılış gereği insan elbette evvel emirde Yaratan’a tezat bir hayat sürmektedir. Bu yaşamın Yaratan’ın Ruhu’nun yürekteki işlevinde yavaş yavaş dönüşüm ve değişimle Yaratan’ın ‘sevgi ve ihsan’ vasfındaki varlığını edinme suretiyle algılanması bu kez de insanlığa tezat teşkil etmektedir. İşte zorluk budur. Yani ‘uyum talebesi olmak’ yani ‘yolun dostu olmak’.” Bu gayretin nedeni insanın yaratılma gayesinde yatmakta. “İnsan Yaratan’ın yansımasını ifşa için yaratılmıştır.” Yani Yaratan’ın sureti olarak ışımayı gerçekleştirmesi, kendi nefsini inkâr ile “insan-ı- kâmil”e, “sevgi ve ihsan”a ulaşması için.

Kişinin kendisi için alma arzusuna”, bencilliğe, egosuna, maddeye yapışmasının belirtilerinden biri kişinin her durumda negatifi öne çıkarıp, kaosa neden olmasıdır. Edindiğinin daha fazlasını edinme hırsına kapılan kişi için bulunduğu ortamda her şey kısa vadeli görüşler içinde olumsuz olacak ve bu durum “sürekli yakınma” ile dışa vurulacaktır. Bu durumun diğer bir boyutu da kişinin bu yakınmaya bir hedef tahtası seçmesi yani “sürekli suçlayıcı” olmasıdır. Çöl fırtınasına dönüşen yakınmalar “kum tepecikleri” oluşturmakta ve görüşü, yürüyüşü daha da zorlaştırmakta. Oysa evrenin ve dünyanın bütün işlerliği ve dengeleri bize her şeyi bahşetmekte. Ancak insan “kendi doymak bilmez arzusunda” bu kaynakları, sunulan ihsanı dengeli, yerli yerinde ve paylaşmayı bilerek kullanamama aczi içinde bulunmakta.

İnsanı Yaratan’ın bir yansıması olarak insan düzeyine doğru harekete geçirecek olan “sevgi ve ihsan” yani “sevgiyle paylaşım” niteliğidir. Oysa insan bunun tam tersi olarak “yalnız kendi için alma arzusunun doymak bilmez doruklarında” dolaşmakta. Üçal, bize anlatıyor: “Sorun yani kaos içinde bir türlü ıslah yolunu seçmeme inadında bulunan insandadır. Ve insanın bir türlü kendi ‘kutsal hayat yolculuğundan’ öğrenememesidir. Ve insanlar öğrenmedikleri takdirde ‘acılar yolu’ bir döngüdür. Bu döngü içinde kişiler hayatlarını ‘sanki bu sahneyi daha önce gördük’ misali hep tekrar edip duracaklardır. Ve bir daha, bir daha, bir daha yaşayacaklardır.” Yaratan’ın ışığına doğru denizi, dağı aşarak çölde yürüyen insan bunu tecrübe etmekte ve bizlere bir öğretiş sunmakta.

Maddenin değil, mananın içinde kaybolalım. Sevgi ve paylaşım kaynağı olalım. Çölde kaybolmayalım. Çölde her türlü zorluk karşısında her gün bu mücadeleyi vermek zorundayız. İnsanlığın kurtuluşu tek tek insandan geçiyor. Tapınak sizsiniz.

umitkardas@gmail.com

www.umitkardas.com

twitter.com/umit_kardas

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums