- 20.03.2015 00:00
Abdullah Öcalan’ın nevruz için tarihi bir metin hazırladığı, Türk ve Kürt halkının silahların bırakılacağı haberini net bir biçimde duymaya hazırlandığı ve heyecanlandığı, hükümet kanadının ise sivil anayasayı gündemden hiç düşürmediği şu son günlerde Selahattin Demirtaş’ın başkanlık sistemi olmayacak (yeni anayasa da olmayacak demektir bu) türünden çıkışları Osmanlı’yı Çanakkale’de kukla olarak gören ifadeleri vs kısacası Türk Kürt ittifakını kesin ve net bir dille karşı çıkması bunu kirli bir pazarlık olarak değerlendirmesi bir hayli manidar. Demirtaş, örgütün tartışmasız tek lideri olan Apo’ya rağmen, silahların bırakılmasını ve ülkede barışın tesis edilmesini kuvvetli bir biçimde destek veren Türk ve Kürt halkına rağmen nasıl böyle konuşabiliyor? Bunun iki nedeni olabilir. İlki iyimser bir tablo. Demirtaş’a bu çok hassas, kırılgan bir o kadar da sancılı geçecek olan sürecin “kötü çocuğu” rolü verilmiş olabilir. Başka bir deyişle Demirtaş bir nevi gaz alıyor. Aynı durum hükümet kanadı için de geçerli. Her iki kesim tabanlarına ortada bir pazarlık olmadığı yönünde keskin mesajlar veriyor. Buna biraz da seçim stratejisi ve oy kaygısı eklenince bu durum bir nebze olsun anlaşılabilir. İkinci tablo ise ABD, İsrail ve bazı Kürt temsilcilerinin Washington’da yapılacak bir konferansta “Abdullah Öcalan’ın hükmünün bitirilecek” dolayısıyla çözüm süreci olmayacak türünden bir güvencenin verilmiş olması. Eğer Demirtaş birilerinin verdiği güvencenin rahatlığıyla bu türden keskin konuşmalar yapıyor ve tarihi ittifakı gölgelemeye çalışıyorsa büyük bir yanlışın içerisinde.
Bakınız bugün mürekkep yalamış ortalama bir Kürt ya da Türk tarihin dönüm noktalarında Kürtlerle Türklerin neler yapabildiklerini ve bundan böyle neler yapabileceklerini aşağı yukarı bilir. Biz bu coğrafyada son 30 yıldır tanışmıyoruz. Malazgirt’ten beri tarihin hangi döneminde oklar bu iki halka hedef göstermişse tek yürek olmasını bilmiş ve tüm tehditleri bertaraf etmişiz. Demirtaş’ın Osmanlı kuklaydı demesine bakmayın o da bilir ki Kürtler, Çanakkale’de Büyük Britanya’nın tüm cazip tekliflerini reddederek Türklerle birlikte vatan topraklarında omuz omuza çarpışmış şehit düşmüşlerdir. Özkardeş’lik böyle bir şey. Bu yüzdendir ki Malazgirt’ten hemen sonra batının birinci gündem maddesi bu tarihi birliktelik olmuştur. Türklerin ve İslam birlikteliğin ortadan kaldırılması bu zihin, duygu ve vicdan ortaklığının bitirilmesi için batı tam 1000 yıldır mesai harcıyor. Ünlü Alman düşünürü Leibniz, Türkleri tarihten tasfiye etme projesinden bahseder örneğin. Goethe ise Türkleri ve ortaklarını yenmek için onları İslamsızlaştırmak ve şuursuzlaştırmak gerekir der. İslam’ı benimsemek için hiçbir tabii neden yoktur diyen Kepler ise 1600’lü yıllarda astrolojiye bile başvurur. Hristiyanların bir gün mutlaka Müslümanları yeneceğinden bahseder 16. yüzyıla Martin Luther’in bu uğurda yaptığı duaları damga vurur. Ama hiçbiri içerideki ihanet şebekesi kadar etkili olmaz. Bunların hiçbiri Avrupa’dan damızlık erkek getirelim de bizimkiler medeniyet öğrensin diyen İngiliz Muhipleri Derneği kurucusu Abdullah Cevdet Paşa ve Fransa’dan yosma ithal edelim diyen Mehmet Emin Paşa kadar etkili olmaz. Jöntürkler, İttihat ve Terakki ve Cumhuriyet kadroları kadar tesirli olmaz..
Bir Türk kardeşleri olarak Demirtaş’a ve Demirtaş gibi düşünenlere söylemek isterim ki biz bugün işte bu dışarıdan ve içeriden tertiplenen ayar bozuculara karşın sizlerle medeniyet seviyesinde yeniden bir ittifak kurmak ve bir arada olmak istiyoruz. Bu ifadeleriniz buraya ait değil bize çok yabancı cümleler kuruyorsunuz. Batı halden anlamaz. Yanlış yapıyorsunuz. Bizi yıllardır birbirimizden uzaklaştırdılar. Ellerimiz barış için, ittifak için ne zaman bir araya gelse saat ayarlı bombalar patlattılar. Her bomba her kurşun her ölen can bizim ayarımızı bozmak içindi. Lakin biz birbirimizden uzaklaşamayız. Aynı zamanda öğretmen olan ortaokul ve lise dönemi boyunca tek bir vakit namazını geçirmeyen, herkese yardıma koşan hatta yazın sıcak günlerde tarlada çalışırken bile tek bir orucunu yemeyen Cemil Bayık’ın geldiği nokta ve gündeminde barışın olmaması ne hazin öyle değil mi? Bizi ideolojilerle dövdüler, vicdan ve idrak ayarımızı bozdular. Tarih boyunca bir arada olan güçlü olan bu iki kadim halkın eline silah verdiler konuşmasınlar diye. Şuursuzlaşsınlar, yürekleri katılaşsın diye aramıza katı, tekçi, sert ideolojilerini yerleştirdiler. Milliyetçilik gibi bir virüsü aramıza saldılar. Şimdi daha evvel birbirlerini hiç görmemiş iki insan gibi davranıyoruz. Yıllardır savaş hali yaşadık. Savaşı ne zaman kessek başımızı kestiler savaşın diye, darbeler yaptılar. Tek parti bizi 20 yıl boyunca dövdü. Son 50 yıldır da birbirimizin gözlerini kör ettiler bizi çatıştırdılar. Çanakkale’de, Yemen’de, Diyarbakır’da Balkanlarda kısacası dünyanın her yanında birlikte omuz omuza savaşan ve şehit düşen dedelerimizin kemiklerini sızlattık. Haçlı ittifakının oyuna gelmeyin derim. Çünkü onlar 1000 yıldır bu coğrafyanın kadim medeniyetinin peşindeler. Din adamlarıyla, istihbaratçılarıyla, bilim adamlarıyla siyasetçileriyle, sanatçılarıyla, şirketleriyle… İçeriden kendilerine gönüllü hizmet eden satılmış hainleriyle. Tek bir amaçları var Türk’le Kürdün ayarını bozmak ve onlarda bir medeniyet tasavvuru geliştirmemek. Her şey ortada değil mi?
İlk kez bir hükümet bu tuzağı görerek başta siz Kürtlerle ve tüm farklılıklarımızla birlikte bir olmayı, diri olmayı tek yumruk olmayı teklif etti. Ama siz onlara deli diyorsunuz. Bu delilik değil bu batının Ortadoğu’daki acımasız pazar sistemini gelin birlikte bozalım teklifidir aynı zamanda. Gelin tarihte olduğu gibi yine ayaklarımızın üzerinde duralım bu coğrafyanın yitik hafızasını canlandıralım teklifidir bu. Sayın Demirtaş eğer gerçekten bir güvence alarak bu sert ve bizden olmayan cümleleri sarf ediyorsanız bilin ki bu güvence bu topraklara ait bir güvence değil. Bizi bizden alan bir zihniyetin sinsi planları bunlar. Gelin bu tuzağı boşa çıkartın. Kürt halkı ve Türk halkı barışa susamış iki halktır. Biz 90 yıllık barışa, kardeşliğe hasret çeken iki halkız. Gelin işi yokuşa sürmeyin. Bu ülkede birlikte tekrar neler yapabileceğimizi dünya aleme gösterelim. Yoksa ne tarih ne de Kürt ve Türk halkı sizi affedecek!
http://www.sivildusunce.com/yazilar/309-yanlis-yapiyorsun-demirtas-gelin-bu-oyunu-bozun.html
Yorum Yap