24 Aralık’ta ‘Akçakoca Kent Konseyi Temsilciler toplantısı’ yapılacak.

Bu toplantının gündemi üç aşağı beş yukarı belli; geçmiş dönemin değerlendirmesini yapma  ve 2012 programını belirleme…

Akçakoca Kent konseyinin geçmişte yaptıkları önemsiz olmamakla birlikte, kayda değer bir faaliyet ya da başka bir ifadeyle ‘’kent konseyi konsepti’’ile kentlilik bilincini geliştirmeyedönük kalıcı bir etkinlik yaptığımız söylenemez.

‘’Naylon poşete hayır’’ kampanyamızın sonucunda, İlçeyi zararlı petro-kimya türevlerinden arındırıp doğaya dönüşümlü poşet kullanımını yaygınlaştırdığımız söylenemeyeceği gibi, file ve bez torba kullanımını da cazip hale getirdiğimiz konusunda bir emare yok.

Özkök Kültür Merkezi’nde resim, takı vs. gibi sergilerin yapıldığı kapalı salon etkinlikleri belirli periyotlarla gerçekleşti gerçekleşmesine fakat, bu tür çalışmalar yaygın çalışmalar olmadığı gibi, ağırlıklı olarak ilçe halkının kendi folklorik ve kültürel ögelerini tanıtma misyonunu taşıyan etkinlikler olamadı.

Çevre çalışma komisyonu ve balıkçı barınağı komisyonunun geçen dönem itibariyle sonuç alıcı çalışmaları olmadı bildiğim kadarıyla…

Sosyal hizmetler çalışma komisyonunun uyuşturucu madde bağımlılarının tespit edilmesine dönük anket çalışmaları ile, çocukları uyşturucu bağımlılığına iten nedenleri ortaya çıkartmak ve aileleri bilinçlendirmek konusunda, lise öğrencilerinin ebeveynlerine yönelik seminer çalışmaları da ailelerin katılmamaları yüzünden kadük kaldıysa da, Düzce Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Fatma Eker’in ısrarlı çalışmaları ve azmi sayesinde bu komisyondan hâlâ ümitvarım.

Akçakoca Kent konseyinin geçen dönemdeki en etkili çalışmasını sanırım Kültür-sanat çalışma grubu üyeleri yaptı.

Bu komisyon, çok geniş bir çalışma alanını içine alan mahallî bir kültür-sanat şenliği yapmak gibi, büyük belediyelerin ciddi bütçelerle yapmaya çalıştığı festivalleri aratmayacak bir yöresel şenlik çalışmasına girdi.

Bu çalışmalar için gerekli para, akaryakıt, araç v.s. gibi yardımları hiçbir kurumdan almadan, tamamen kendi kaynaklarıyla Akçakoca köylerini dolaşıp, oralarda toplantılar düzenleyerek, köy halklarını,   şenliğe katılmaları için motive etmeye çalıştılar.

Sadece Akçakoca’nın mahalle ya da köy muhtarlarıyla konuyla ilgili olarak, farklı mekânlarda üç ayrı toplantı yaptılar.

Hıdırellez kutlamaları yapan köyleri dolaşıp kalabalığa seslenme ve şenliği anlatma fırsatlarını çoğalttılar.

Nerede bir etkinlik, bir toplantı varsa, oradaki kalabalığa seslenebilme umuduyla ilçe genelindeki tüm aktiviteleri yakından takip eder oldular ve o toplantılarda şenlik fikrini anlatma fırsatı yakaladılar. Anlattılar da…

Ama olmadı.

Akçakoca, pahalı festivaller yerine, halkın kendi kültürel-folklorik ve mutfak ürünlerini yapıp tanıtacağı bir şenliği yapma fikrini çok konuştu ama şenliğe katılan birkaç köy ve birkaç dernek dışında bir şenlik orgenize edemedi.

Sonuçta yine müzik platformu kuruldu, şarkılar söylendi, kalabalık izleyici grupları yer aldı bu festival bozması şenliğimizde ama, en önemli şey olan, farklı kültürlerin birbirlerini tanıma ve anlama konsepti sınıfta kaldı.

Akçakoca Kent konseyi, yerel yönetim ve idari bürokrasiden destek alamadığı gibi, başta muhtarlar derneği olmak üzere bir çok STK’dan da yeterli desteği görmedi son tahlilde.

Kendi  yürütme kurulunun şenlik çalışmasına kayıtsız kalması da cabası…

24’ünde Akçakoca kent konseyi kendisiyle yüzleşecek bir yanıyla... Yaptıkları kadar, yapmaya çalıştıkları ve yetemediklerini de tartışacak hiç kuşkusuz.

Yukarıda değindiğim çalışmalar, ona canı gönülden katılan komisyon gönüllüleri ile yürütülürken, ‘’demokratik’’ kent konseyleri gibi ‘’yönetme’’ değil, ‘’yürütme’’organına sahip; çalışmaları ‘’sadece’’ koordine eden bir katılımcı mekanizmayı da kuramadığımız gün gibi ortada.

24 Aralık buluşması, demokratik iç yönetimi önemseyen bir kurumda ‘’Yürütme Kurulu’’ olarak yer almanın şartları ve yöntemlerini yeniden gözden geçirmek ve ‘’hiyerarşi’’ oluşturmaya meyyal bu yönetme anlayışını ‘’katılımcı’’ bir içeriğe ikâme etmek fırsatını sunacağı için de önemli bir buluşma olacak gibi.