Merkez faiz artırmadığı takdirde ipin ucu kaçabilir

  • 19.01.2016 00:00

 Merkez Bankası bugün toplanıp politika faizini belirleyecek. Bildiğiniz gibi politika faizi bir haftalık repo faizi olarak tanımlanıyor. Bu arada bir de gecelik borç alma ve borç verme faizleri arasında oluşan faiz koridorunu ve zorunlu karşılıkları kullanıyor.

Sırasıyla açıklayalım; politika faiz oranı yüzde 7,5 düzeyinde bulunuyor. Yani 2016 enflasyon hedefiyle eşit. Hâlbuki bu oran enflasyon hedefinin üzerinde olmalı. Çünkü reel faiz vermediğiniz takdirde yükselen ve gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı hızlanır. Kur istikrarı sağlanamaz. Kur istikrarı sağlanamayınca bu defa yatırımcı ileriyi göremediğinden yatırım yapamaz. Ve büyüme hızı düşer, işsizlik artar. Tabii kurların hızla yükselmesi yani yerli paranın hızla değer kaybetmesi nedeniyle enflasyon yükselir, finansal istikrar yakalanamaz.

 

MERKEZ POLİTİKA FAİZİNİ ARTIRMADIĞINDAN FAİZ LOBİSİNE HAKSIZ KAZANÇ SAĞLIYOR

Yine faiz koridoru olarak belirlenen gecelik fonlama oranlarının alt sınırı yüzde 7,25, üst sınırı yüzde 10,75 oranında bulunuyor. Hâlbuki Türk parasının bankalar arasındaki gecelik faizi yüzde 11,28, vadesine 30 gün kalan Hazine tahvil faizi yüzde 12’nin üzerinde işlem görüyor. Merkez Bankası, faiz koridorundan bankalara gecelik yüzde 9 oranıyla para verdiğinden bankalar yorulmadan para kazanıyorlar. Kısaca, faiz lobisi, sözkonusu haksız kazancı işte bu mekanizmayla yani devlet aracılığıyla elde ediyor.

Bir de bizim Merkez, Amerikan Merkez Bankası faiz artırınca koridoru gözden geçirip tek bir politika faizine yöneleceğini açıkladı. Ama Amerikan Merkez Bankası faiz artırdı, bizim Merkez hâlâ hiçbir şey yapmadı. Bugün yine sessiz kalırsa Amerikan Merkez Bankası’nın 27-28 Şubat’ta toplantısı var. Bu toplantı öncesinde kurlar uçabilir. İşte bu nedenle şimdiden tedbir almakta fayda var.

 

IMF’NİN YENİ BAŞEKONOMİSTİ OBSTFELD, YÜKSELEN VE GELİŞEN ÜLKELERDE İŞLER İYİ GİTMEYECEK DİYOR

Gelelim bu tespitleri niye yaptığımıza…

IMF’nin baş ekonomisti değişti. Olivier Blanchard’ın yerine Maurice Obstfeld getirildi. Obstfeld, daha önce IMF araştırma departmanında çalıştı. Doktorasını 1979’da MIT’den aldı. Berkeley Üniversitesi’nde 1998-2001 arasında ekonomi bölüm başkanlığını yaptı. En son Başkan Obama’nın ekonomi danışmanıydı. Yani uygulama tecrübesi olan bir isim. Şimdi gelin IMF’nin yeni baş ekonomistinin 2016 için yaptığı değerlendirmeye bakalım.

Obstfeld’in, yükselen ve gelişen ekonomiler için 2016 beklentileri şöyle;

–bu ülkelere sermaye akımı azalacak,

–döviz rezervlerinden harcama yapmak zorunda kalacaklar,

–ülke bonolarının risk primleri yükselecek,

–büyüme hızları yavaşlayacak,

–bu ülke paralarının hızla değer kaybetmesiyle gizli dış ödemeler dengesi kırılganlıkları yaşanacak ve enflasyon artacak.

İşte yeni IMF baş ekonomistinin değerlendirmesi böyle. Durum böyle olunca gerçekleri görmezden gelip koşullara kafa tutmakta fayda yok. Politika faizini artırıp, en az hasarla bu olumsuz tablonun içerisinden çıkmak gerekiyor. Aksi takdirde faiz lobisine devlet aracılığıyla para kazandırılmaya devam edilecek.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.