- 20.07.2015 00:00
IMF’nin Temmuz ayında güncelleştirdiği “Dünya Ekonomik Görünümü” raporuna göre; küresel ekonomi bu yıl yüzde 3,3 oranında büyüyecek. Bu arada gelişmekte olan ekonomiler yüzde 4,2 oranında, gelişmiş ekonomiler yüzde 2,1 oranında büyüyecekler.
Bir de dünya ticaretinde bu yıl gelişmiş ülkelerin işlemleri yüzde 4,5 oranında, gelişen ve yükselen ülkelerin payı yüzde 3,6 oranında artacak.
YÜKSELEN ÜLKELER İÇİN YENİ RİSKLER HANGİLERİ?
“Peki, gelişmekte olan ve yükselen ülkelerin dünya ticaretinde payı niye geriliyor” sorusu akla gelebilir.
Hemen cevaplayalım; çünkü gelişmekte olan ülkelerin ihraç ettikleri bakır, demir, petrol türü ham madde fiyatları geriliyor. Tabii bu hammadde fiyatlarının gerilemesi gelişmekte olan ülkelerin kazançlarını azaltıyor. Yine IMF’ye göre sözkonusu ham madde fiyatlarının gerilemesi, yapısal darboğazlar, Çin ekonomisinin yeni bir denge arayışı, gelişmiş ülke tahvil faizlerinin yükselmesi, Amerikan Doları’nın değerlenmesi nedeniyle dolarla yapılan borçların fonlanması gelişmekte olan ülkelerin yeni riskleri oluyor.
Gelelim şimdi gelişen ve yükselen ülkelerin yapması gerekenlere…
IMF, gelişen ve yükselen ülkelerin uzun dönemli yüksek oranlı sürdürülebilir büyüme hızını tutturabilmeleri için toplam talebi maliye politikasıyla desteklemelerini öneriyor. Bu arada vergi reformu ve harcamalarda önceliklerin verimli yatırımlara yönelik olmasını ileri sürüyor. Yine IMF, petrol ithal eden ülkelerin petrol faturalarının azalmasıyla fiyat baskısının kalktığını ve dış kırılganlığın azaldığını belirtiyor. Böylece para politikası üzerindeki yük azalıyor.
IMF TÜRKİYE’NİN HATALARINI BELİRTİYOR
Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza…
Anlattık, çünkü IMF’nin gelişen ve yükselen ülkelere önerdiği politika öncelikleri sanki Türkiye için söylenmiş gibi duruyor.
Niye böyle bir tespit yapıyoruz?
IMF’nin önerdiği uzun vadeli yüksek oranlı sürdürülebilir büyüme hızının tutturulabilmesi için toplam talebin maliye politikasıyla desteklenmesi, vergi reformu ve harcama öncelikleri Türkiye için hayati konular oluyor.
İşte tam da bu konu başlıklarında Türkiye hata yapıyor. Ekonomi yönetimi, toplam talebi canlandıracak tedbir almıyor, yüksek vergilerle vatandaşın cebindeki parayı alıyor ve kamu harcama önceliklerini değiştirmiyor. Verimli yatırımlar yerine, kamunun parası, lüks ve popülist kamu harcamalarına yöneltiliyor.
GELİŞEN VE YÜKSELEN ÜLKELER YÜZDE 4,2 BÜYÜRKEN TÜRKİYE YÜZDE 2,3’TE KALDI
İşte bu verimsiz kamu harcamaları nedeniyle Türkiye’nin büyüme hızı geriliyor. Dolayısıyla, bu ülkenin büyüme hızı, IMF’nin 2015 için öngördüğü yüzde 4,2 oranındaki gelişen ve yükselen ülkeler ortalama büyüme hızının altında kalıyor.
Bildiğiniz gibi Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3 oranında büyüdü. Ama açıklanan son iki çeyreklik dönemde üst üste dolar bazında ve sabit fiyatlarla ekonomi küçüldü. Yine ihracat sabit fiyatlarla bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,3 oranında azaldı. İthalat aynı dönemde sabit fiyatlarla yüzde 4,1 oranında arttı.
Anlayacağınız Türkiye, IMF’nin aynı kategori ülkeleri için öngördüğü büyüme hızının epeyce altında kaldı. O hâlde yeni bir hükümet kurulup ekonomi politikası değiştirilmediği takdirde ekonomide işlerin iyi gitmeyeceğini söylersek herhalde yanlış olmaz.
Yorum Yap