Dün Başbakan Davutoğlu ekonomide eylem planını açıkladı.

Buna göre; bir, ekonomide öngörülebilirlik artacak, siyasi istikrar ve güven sağlanacak. İki, insan kaynakları geliştirilecek. Üç, teknolojiye intibak için araştırma ve geliştirmeye ağırlık verilecek. Dört, ekonomide reel kesim, kamu kesimi ve parasal kesim bütünleşmesi sağlanacak. Ve özel- kamu, ayrımı yapılmayacak. İşte dönüşüm planı bu temel değişkenler üzerinden tasarlanıyor. Ama sıralanan önerilere bakıldığında bu eylem planında yoğun korumacılık ve ithal ikamesi yönünde adımlar sıralanıyor. Böylece önümüze merkantilist bir program çıkıyor.

DAVUTOĞLU MERKANTİLİST

Peki, nedir merkantilizm?

Hemen açıklayalım; devlet ekonomide proaktif bir rol oynar, belli başlı endüstrileri korur.

Merkantilizmin değerlerine gelince...

Ulusal güvenlik, devlet odaklı ekonomi ve göreli eşitlik kavramları öne çıkar değerler olarak. O hâlde Davutoğlu’nun merkantilizm yanlısı bir başbakan olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Hemen unutmadan belirtelim günümüzde merkantilizmi uygulayan ülkeler Japonya ve Güney Kore olarak biliniyorlar.

ERDOĞAN EKONOMİDE ORTODOKS LİBERAL

Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a...

Erdoğan başbakanlığı döneminde ortodoks ekonomik liberalizmi uygulamaya çalıştı.

Peki, nedir ortodoks ekonomik liberalizm?

Şudur; devlet minimum düzeyde ekonomide olmalı. Piyasada oluşan fiyatlar yoluyla kaynak dağılımı sağlanmalı. İşte idealleri bunlar ortodoks ekonomik liberalizmin.

Peki, ortodoks ekonomik liberalizmin değerleri nedir, diyerek sorarsanız. Hemen cevaplayalım; ekonomide etkinlik ve teknolojik gelişme küresel pazarlarla bütünleşerek sağlanabilir ancak.

Peki, hangi ülkeler uyguluyor, sorusuna cevabımız şu; ortodoks ekonomik liberalizmi uygulayan ülkeler günümüzde ABD, Hong Kong ve Britanya olarak sıralanabilir.

Gelelim Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki ekonomik görüş farkının nerede hemen kendisini gösterdiğine...

Erdoğan ekonomi eğitimi alıp ticarete atıldığı için fiyat mekanizmasının kaynak dağılımını en uygun biçimde yapacağına inanıyor. Ve fiyatlar aracılığıyla ekonomik kesimler arasında dengenin daha iyi kurulabileceğini düşünüyor.Bürokratların bu fiyat mekanizması yerine geçtiklerinde ekonominin başına nelerin gelebileceğini iyi biliyor Erdoğan.

ERDOĞAN NİYE MERKEZ BANKASIYLA TARTIŞTI

Hemen hatırlatmakta fayda var, Erdoğan’ın Merkez Bankası ile tartışmaya girmesinin nedeni işte bu fiyat ilişkisi olmuştu. Bildiğiniz gibi, Merkez, enflasyonu düşürmek için kurları baskılamak amacıyla faizi yüksek tutarak paranın fiyatına müdahale ediyor. Tabii bu durumda paranın fiyatı yanlış oluşunca bütün fiyatlar yanlış oluşuyor ve kaynak dağılımını bozuyor. İhracat kârlı olmaktan çıkıp azalıyor, ithalat kârlı hâle gelip çoğalıyor. Dolayısıyla dış denge bozuluyor.

Şimdi gelelim Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki temel farkın belirlenmesine...

Merkantilist Davutoğlu fiyat mekanizmasının görevini bürokratlara yaptırmaya çalışacak bundan böyle.Çünkü açıkladığı program bize bunu söylüyor. Kesimler arasındaki dengeyi fiyat mekanizmasını bir kenara koyarak bürokratlara kurduracak. Tabii bu böyle bir dengeyi bürokratların kurması mümkün değil. Dolayısıyla yapay fiyatlar oluşacak. Bu yapay fiyatlardan rant sağlayanlar programı alkışlayacak. İlk anda herkes iyi bir şeyler oluyor düşüncesine kapılacak.

Ama gerçek öyle değil işte. Davutoğlu’nun bu merkantilist tasarımıyla zaten büyüme hızı düşen ekonomide bu defa yapay fiyatlar nedeniyle kamu maliyesi sürdürülemez bir hal alacak. Kısa vadeli dış borçlar nedeniyle oluşan dış kırılganlığa bu defa yükselen bütçe açıklarıyla iç kırılganlık eklenecek. Böylece ekonomide kırılganlık daha da artacak.

Anlayacağınız bu yeni duruma Erdoğan sessiz kalamaz ve kısa bir süre sonra Davutoğlu ile arasında ekonomi tartışması başlar.

[email protected]