- 22.09.2014 00:00
İslami bankacılık kâr- zarar ortaklığı ilkesine göre çalışır. İşte bu ilke, kaynağını İslam’ın değerlerinden alır. Dolayısıyla İslami değerlere göre çalışan banka mevduat sahiplerine sabit bir gelir taahhüt etmez. Topladığı parayı da sabit getiriyle satmaz.
Yani konvansiyonel bankacılıkta olduğu gibi belli bir dönem için belli bir faiz taahhüdü yoktur İslami bankada.
Çünkü İslam;
Bir, faizin servetin azınlığın elinde toplanmasına neden olduğunu, bu azınlığın emek sarfetmeden yaşadığını ileri sürer. Böyle bir yaşamı ahlaklı bulmaz.
İki, riski göze almadan elde edilen kazançları kabul etmez.
Üç, faiz, yatırım ve istihdamı engeller.
İşte bu nedenlerle İslami bankalar topladıkları mevduatı konvansiyonel bankalarda olduğu gibi faizle kredi olarak kullandırmazlar. Yatırıma dönüştürürler paralarını. Yatırım kâr ederse, kâr, projeyi yöneten emekle sermayedar arasında paylaşılır. Zarar ederse zarar paylaşılır. Hâlbuki konvansiyonel banka faizle topladığı mevduatı yine faizle kredi olarak kullandırır. Faiz farkından kazanç eder. İslami banka bu türden kazançları İslam’a uygun bulmaz.
Yine İslam’da yatırımdan kazanılan para tekel ya da kartel yoluyla elde edilmişse makbul değildir. Yani İslam aşırı kârı da kabul etmez.
Hatta bu nedenle İslami bankacılık finansal türev ürünler üzerine işlem yapmaz. Dolayısıyla İslami bankanın mevduat sahibine sabit bir gider yükümlülüğü yoktur. Ve topladığı parayı türev ürünlere yatırarak batırması da sözkonusu olamaz.
Hemen yakın dönemden bir örnek verelim. Ve şu soruyu soralım “2008 krizinde konvansiyonel bankalar niye battı?”
Konvansiyonel bankalar battı çünkü aşırı kâr hırsıyla türev ürünlere yoğun yatırım yaptılar. Böylece reel kesim üretimiyle, ihraç edilen finansal ürün arasındaki fark 13 katına yükseldi. Yani dünya üretimi 74 trilyon dolar düzeyindeyken bu üretimin üzerine kurulan küresel finansal türev ürün tutarı 950 trilyon dolara yükseldi. Kısaca kâğıttan bir kule kuruldu.
Hâlbuki İslami bankacılıkta finansal türev ürün kullanımı etik bulunmadığından İslami bankalar ve İslami fonlar batmadı. O hâlde İslami bankanın batması sözkonusu olamaz. Ancak bu türden banka hırsızlık olursa batar. Böyle bir durumdan da bağımsız kurumların haberinin olmaması mümkün değil. Çünkü günlük denetim var bankacılık sisteminde. Bağımsız kurum, her gün bütün bankaların işlemlerini, aktif ve pasif vaziyetlerini inceliyor. Diyelim ki bir gün gözünden kaçırdın ikinci gün kaçırmazsın.
Anlayacağınız İslami bankayı batırmak isteyenler aslında İslam etiğiyle problem yaşıyorlar.
Yorum Yap