- 2.09.2014 00:00
Hükümet programı dün açıklandı. Ve programa baktığımızda “Yeni ekonomi” başlığıyla ayrı bir bölüm açıldığını gördük. Hemen bu başlığın altındaki söylem “Yeni Türkiye, Yeni ekonomi” olarak belirlenmiş. Anlayacağınız son dönem çok tekrarlanan “Yeni Türkiye”ye yeni bir ekonomi uydurulmuş.
Acaba bu hükümet programında “yeni ekonomi” söyleminde yeni olan bir şeyler var mı? Yeni bir şey yok. Program sürekli eskiyi övmüş. “Eskiyi öven yeni nasıl bir şeydir” diyerek herkesin biri birine sormasın da fayda var.
Geçmişte kalarak yeni olunamaz. Aslında bu “yeni” lafı şimdiden eskidi. Ve programda sürekli siyasi istikrarın ekonomi için önemine değinilip, bu sayede geçen 12 yıllık dönemde önemli yapısal reformların gerçekleştirildiği ileri sürülüyor.
Evet, fert başına gelir 2002’de 3.492 dolar düzeyindeydi 2013’te 10.783 dolara yükseldi. Eğitim ve sağlıkta önemli dönüşümler yapıldı. Ama gelir artışının yarattığı talebi karşılayacak üretim yapılamadı. Talep ithalatla karşılandı. Kaynaklar yüksek faiz- düşük kur politikasıyla dış ticarete konu olmayan lüks konut, lüks AVM, lüks lokanta ve lüks otomobile yatırıldı.
ÖZELLEŞTİRME GELİRİ BOŞA GİTTİ
İşte paralar lüks tüketime, gösterişe yatırılınca, gıda alanında yeterli üretim yapılamadı. Ve gıdada yıllık enflasyon yüzde 12,5 düzeyine yükseldi. Ve fert başına gelir 12 yılda nominal olarak artarken yüksek enflasyon nedeniyle refah reel olarak gerilemeye başladı. Çünkü son iki yılda fert başına gelir artışı ancak yüzde 1,9 ve yüzde 1 oranında gerçekleşti.
Yani yanlış kaynak dağılımı nedeniyle enflasyon yükselirken büyüme hızı geriledi. Popülist projeler öne çıkarılırken, GAP ve Konya Ovası Sulaması türünden üretim projeleri bir türlü tamamlanamadı. AKP hükümetlerinin sürekli övündüğü 50 milyar dolarlık özelleştirme geliri, dış ticarete konu olan mal üretimine yatırılacağı yerde lüks tüketime aktarıldı. Oysa bu kaynaklar GAP ve Konya Ovası’na yatırılabilirdi. Böylece tarımsal üretim yıllık 65 milyar dolardan 200 milyar dolara çıkarılabilirdi.
İŞSİZLİK SORUNUNA ÇÖZÜM YOK
Dolayısıyla işsizlik bir türlü azaltılamadı. Ve yıllık işsizlik oranı 2000’de yüzde 6,5 düzeyindeydi, geçen 14 yıllık dönemde yüzde 9’un altına düşmedi.
Kısaca işsizlik oranı bir türlü 2001 krizi öncesine indirilemedi. Oysa aynı dönemde Meksika’da işsizlik yüzde 5,2, Malezya’da yüzde 6,2,Endonezya’da yüzde 5,7, Güney Kore’de yüzde 3,4, Brezilya’da yüzde 4,9’a geriledi.
“ZENGİNLER HARCAYACAK FAKİRLER İŞ BULACAK” SÖYLEMİ ESKİDİ
Yine Hükümet Programı’nda geçmişin söylemi olan 2023 hedeflerine ulaşılacağı belirtiliyor.
Oysa bu büyüme hızıyla eskinin hedefi 2023’te 25 bin dolarlık fert başına gelir hedefini tutturmak mümkün değil artık. Çünkü bu eski hedefin tutması için fert başına gelirin her yıl ortalama yüzde 8,8 hızında çoğalması gerekiyor. Böyle bir hız hayal. Dolayısıyla bu programın matematiği yok. İçinde büyüme olmayan korkutma programı bu. “Biz gidersek istikrar olmaz” denip vatandaş korkutuluyor programda.
O hâlde sormak şart, ekonomi büyümeden istikrar nasıl olacak? Bunun cevabı da yok. Kısaca zenginler harcayacak fakirler iş bulacak düşüncesiyle yola çıkılmaz. Çünkü bu program hâlâ bu eski söylemi tekrarlıyor.
suleymanyasar26@gmail.com
Yorum Yap