- 23.06.2014 00:00
Cumhurbaşkanı adayları henüz resmen açılanmadı. Ama iki güçlü aday var. Bu iki güçlü aday Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İslam Konferansı ya da yeni adıyla İslam İşbirliği Organizasyonu eski genel sekreteriEkmelettin İhsanoğlu olarak biliniyor. Ve şimdi bu iki adayın, ekonomide uzun dönemli sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilecek güçte olup olmadıkları sorgulanıyor. Çünkü Cumhurbaşkanları artık küresel ekonomik hedef olarak belirlenen; ülkelerin yatırım ikliminin geliştirilmesi, yeni pazarların bulunması, fakirlikle mücadele, suçların azaltılması ve çevrenin korunmasında önemli bir rol oynuyorlar.
İşte bu kısa açıklamanın ardından yeni cumhurbaşkanı adaylarının ekonomi yönetimi açısından analizini yapalım. Önce Erdoğan’ı ele alalım. Erdoğan, son on iki yılda özellikle kamu maliyesinde başarılı oldu. Bütçe açığını ve kamu borç yükünü hızla geriletti. Devletin dışlama etkisini ortadan kaldırdı. Böylece enflasyon ve faizler azaldı. Dolayısıyla özel sektör daha fazla yatırım yapmaya başladı. Bütün bunların sonucunda son on iki yılda fert başına gelir üç kat arttı. Yine devletin iç ve dış borçlarının milli gelire oranının gerilemesi ekonomide kırılganlığı azalttı. Her ne kadar Erdoğan son dönemde “beni devirecekler, ekonomide kriz çıkaracaklar” korkusu yaymaya çalışsa da Türkiye ekonomisi Erdoğan’ın başarılı uygulamalarıyla iç ve dış şoklara karşı dayanıklı hâle geldi. Dolayısıyla ekonomide kriz çıkartmak öyle pek kolay bir iş değil artık.
Gelelim İslam Konferansı’na tam on yıl hatta en uzun süre genel sekreterlik yapmış Prof. Dr.Ekmelettin İhsanoğlu’na. Bildiğiniz gibi İslam Konferansı, Birleşmiş Milletler’den sonra dünyanın en büyük organizasyonu. Bu organizasyonun en önemli amaçları arasında ekonomik hedefler yer alıyor.
Peki, nedir bunlar?
Hemen sıralayalım; organizasyona üye 57 ülke arasında ekonomik işbirliğini geliştirmek, ülkeler arasında serbest ticaret bölgesini oluşturmak, elektronik ticareti geliştirmek, girişimcilerin sınır tanımaksızın yatırım yapmasını sağlamak, Dünya Ticaret Örgütü ile işbirliğini geliştirmek ve çevrenin korunması, kadın girişimcilerin desteklenmesi türünden hedeflerinin belirlenmesi ve uygulamaları hep İhsanoğlu döneminde yapıldı. Yine altyapı yatırımları ve fakirlikle mücadele ve istihdamın artırılması için İslam Kalkınma Bankası’nın sermayesi 150 milyar dolara çıkartıldı. Böylece üye ülkelerin özel sektör kuruluşlarına yatırım kredileri verildi. Yine teknoloji ve bilim alanında yeni kurumlar hayata geçirildi. İşte bütün bunları İhsanoğlu tasarladı. Bu arada İslami finans ürünlerinin 2013’te küresel piyasalardaki yıllık hacmi 1,2 trilyon doları buldu. Yine helal gıda pazarının hacmi 2013’te 622 milyar dolara ulaştı, potansiyelin 2 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bütün bu hızlı gelişme hep son on yıllık dönemde gerçekleşti. Dolayısıyla 2004-2014 arasında İslam Konferansı’na genel sekreterlik yapan İhsanoğlu, İslam ülkelerinin küresel ekonomideki payının çoğalması başarısına imzasını attı.
Anlayacağınız, cumhurbaşkanlığı yarışında, küresel hedefler nedeniyle ekonomi ve yatırım iklimi öne çıkacak. Bu nedenle adayların mücadelesinde germek, çatıştırmak ve ötekileştirmekten ziyade küresel kurallara uyarak yatırımların çoğaltılması, işsizlik, kadın girişimcilere destek, yeni teknolojilerin kullanımı, elektronik ticaret, küresel iletişim özgürlüğü, sansür, suçun azaltılması ve çevrenin korunması önem kazanacak.
Yorum Yap