"Yürümek" gerçek oldu

  • 9.02.2017 00:00

 “Tükenen son kırıntıların hiç bir anlamı kalmamıştı karıncalara. Baharı o karanlık toprak diplerinde nasıl sezdilerse, bini, binlercesi bozkırın yüzüne çıktı. Kendileri için çok büyük engelleri aştılar, kaynayan, durallık tanımayan bir yüzeyde ilerlediler, ilerlediler. Her adımları bir şeyi değiştirdi. Görünmeyen bir şeyi. Ufak, ama bitmeyen değişim, karınca adımlarıyla da olsa ilerledi. Görmeyenleri, göremeyenleri şaşırttı bir gün.”

Bu satırlar, yaklaşık 50 yıl önce yazılmış. Tam yarım asır...

Şimdi, 15 Haziran'da başlayan "Adalet Yürüyüşü" sonucu, bu Yürüyüşün ortaya koyduğu tablo, o enerji sonucu hayata geçiverdi, gerçekleşiverdi.

Yürüyüş artık sonuna geliyor; her geçtiği yerde daha da büyümüş halde İstanbul'a insanlardan oluşan, halktan oluşan bir "Adalet" dalgası akıyor.

Akıyor, esiyor, ilerliyor; böylece kendini esir alan, kuşatan ve sıkarak, boğarak  yok etmek isteyen gücün üzerine çıkıyor.

Yazının başlangıcındakiler, Sevgi Soysal'ın "Yürümek" kitabından satırlar...

Kendisi bir yazar olarak, bir kadın olarak, insan haklarını önemseyen, başkalarının haklarına hassas ve adalet duygusu güçlü biri olarak, zor bir hayat yaşadı. Hapisler, sürgünler, mahkemeler ve sonunda erken yaşta onu daha bebek yaştaki çocuklarından alan bir hastalık...

1960'lar ve 70'lerin Türkiyesinde, bir darbeden bir başka askeri müdahaleye geçen eziyetli zamanlar yaşayan bu genç kadın, tüm yazılarında, şu veya bu şekilde, yaşamın tüm güçlükleri arasında "yürümekten", ilerlemekten, yaşama sıkı sıkıya tutunmaktan bahsediyordu. Tüm ümitsizlikler, hayal kırıklıkları, ardı ardına sıralanan zorluklara rağmen "yürümek", aşmak ve hayata sarılmak.

Kolay değil elbette; ne 50 yıl önce kolaydı bunları yapabilmek Türkiye'de, ne de bugün yapabilmek...

Onun adına konuşmak zor ama herhalde; Sevgi hayatta olsaydı, o da muhakkak yürüyor olurdu gibime geliyor...

"Yürümek", harekete geçmek; yapışıp kalmadan, korkular ve kaygılarla sinmeden, harekete geçebilmek kolay değil. Bunu yapabilen insanlar çok değil...

Fakat, gene "Yürümek"ten bir adımı, bir satırı alırsak; "Usanmak herşeye gebedir. Bütün kötülüklere".

Adalet Yürüyüşü başlamadan önce birçok kişi yalnızdı Türkiye'de; usancı, bitmişliği, durağanlığı içinde yalnızdı ve artık, baktığı yerde sadece "kötülük" görebiliyordu.

Sevgi'nin, "Yürümek"teki satırları şöyle sorguluyordu: 

"Çizgisini tamamlamış bir çember içinde ne kadar ilerlenebilir?”

Kötülükten bir çember içinde sıkışıp kalmak, hapsolmak, usanıp tıkanıp tıkılıp kalmak...

Gerçekten en kötüsü...

En dayanılmazı...

Bir türlü o çemberden halkanın tahakkümünden kurtulamamak, kısır döngüsünden ileri gidemek...

Birileri, bir şekilde yürümeye başlamadan önce halimiz tam da buydu.

"Yürümek'ten" değil bu sefer, sevgili teyzem Sevgi'nin başka bir kitabından bir adım, bir satır daha...

"Tante Rosa"dan:

"İnsan hiçbir şeylere aldırmamaya bir başladı mı, ne kendi durumunu, ne de bütün durumları, üstünde durulmaya değer bulmadı mı; bu bir kış uykusudur ki hiçbir yaz sökemez...”

Tam da böyle bir "kış uykusu" haline giriyordu ki Türkiye; birden yaz söküverdi işte...

Bazen, öngörülemeyen, tahmin edilemeyen, ilk adımı atıverince olur. Kendiliğinden gerçekleşiverir. Yürüyüş, hareket; her adımla kendi enerjisini yaratır. "Görenin, görmeyenin şaştığı" değişimi de, karınca adımları yaratır.

Birbirinden çok farklı "karıncalar", insanlar yürüyüverdi işte...

Bu ülkede bazı insanlar, kendilerine gidecekleri yolun dikte edilmesinden, dayatılmasından; ısrarla yollarının, adımlarının belirlenmesinden hoşlanmıyor. Kendi yollarında, itilip kalkılmadan kendi adımlarıyla yürmek istiyorlar. Adil bir hayat istiyorlar, haksızlıklara uğramadan yaşamak istiyorlar, karışılmadan, hakarete uğramadan hayatlarını sürdürmek istiyorlar. Başkalarının acılarına sırtını dönemeyenler var...Başkaları sıkıntıdayken kendileri keyfinde olamayanlar var.

50 yıl önce de böyleydi. Bugün de böyle. Dayatma ve kıstıran, hapseden çemberler oldukça da böyle olacak. 

O zaman bir adım daha "Yürümek"ten...

"Olmayacak şeylere inanmak, olabileceklere inanmak için gerekli gücün başlangıcı olmaz mı?".

Bir gün, çemberden cenderelerin olmadığı, bu kadar büyük acıların yaşanıp durmadığı bir yol da açılacak...İsteyen istediği gibi yürüyebilecek.

"Yürümek", sadece birkaçhafta önce asla gerçekleşemeyecek bir şeydi. Bugünse, gerçeğin ta kendisi...

O zaman, artık, bir kez adımlar atıldığı için, olabileceklere inanmak ve onları gerçek kılmak için gerekli güç de açığa çıktı.

Olabileceklere inanmak için, olabilecekleri oldurmak için gerekli gücümüz de var artık.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums