Mahalle’de son nokta

  • 6.02.2017 00:00

 Kemal Sunal’ın başrolünde oynadığı “Bekçiler Kralı” filmiyle neredeyse yaşıtız ama o zamanda bu yana Türkiye yerinde saymış gibi gözüküyor. Hatta daha fenası; artık Kemal Sunal gibi bizi ortakça güldürecek kimse de yok...

Osman Fahir Seden’in bu filmi,  “sistemle” dalgasını geçiyordu. Sunal’ın canlandırdığı mahalle bekçisinin, yetkilerini “kendinden menkul şekilde arttırması” ve mahalle “kodamanlarının” adaletsizliklerine karşı müdahale etmesini anlatıyordu film. Mahalle emniyetinin komiseri de, gelen şikayetlere rağmen bekçi Şaban’a birşey diyemiyordu; zira, onun İçişleri Bakanı’nın akrabası olduğunu sanıyordu.

“Bekçi” kavramına ilişkin çocukluktan kalma anılarım arasında bir bu film, bir de hayal meyal anımsadığım geceleri sokaklarda gezen kahverengi üniformalı bekçiler var... “Boza” diye bağırarak geçen satıcılar ve düdüklerini şöyle bir öttürerek geçen bekçiler... 

Geçtiğimiz gecelerden bir gece, ansızın çıkıveren bir Kanun Hükümünde Kararname ile bekçiler, muhteşem bir dönüş yaptı.

Pek kimse üzerinde durmadı bu konunun... Şöyle haberler yazıldı geçti...

“OHAL kapsamında yayımlanan 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatına 7 bin çarşı ve mahalle bekçiliği kadrosu ihdas edildi.”

2007’den beri, Şerif Mardin’in ortaya attığı “mahalle baskısı” kavramı çerçevesinde, “mahalle” konusu konuşulup durdu da; nedense, mahalle bekçiliği uygulamasının geri dönüşü çok fazla ilgi çekmedi... Oysa, bu yeni KHK, var olan bekçilerin sayısının yüzde 100’den fazla bir oranda arttırılmasını öngörüyor. Üstelikte, önümüzdeki dönemlerde, 7 binden çok daha fazla sayıda bekçinin işe alınması söz konusu olacak.

Hürriyet’in haberinden öğrendiğimiz “arka plan” bilgileri şöyle:

“İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, çarşı ve mahallelerde halkın can ve mal güvenliğini sağlamada kolluk kuvvetlerine yardımcı olmaları amacıyla, ‘Çarşı ve Mahalle Bekçileri’ teşkilatı güçlendirilecek. Bu kapsamda halihazırda 5 bin 392 olan kadro sayısı kademeli olarak artırılacak. Sonraki süreçte 7 bin yeni bekçi için kadro tahsisinin ardından ise valilikler vatandaşları internet siteleri üzerinden bilgilendirecek. Doğu Anadolu'daki illerin ardından ilk etapta Ankara, Mersin, Adana, Gaziantep ve Hatay için bekçi alımı yapılacak.”

Daha Mart 2016’da, “bekçiliğin canlandırılması” konusu gündeme gelmişti aslında... O zamanlar, en az 20 bin bekçinin işe alınacağı belirtiliyordu. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala 2016 Mart’ında şöyle bir açıklama yapmıştı: “Doğu ve Güneydoğu’da süren operasyonların bitmesinin ardından sokaklar polise zimmetlenecek. Belli polis noktaları asayiş hizmeti sunacak, belli polis noktalarını da mahalleleri dikkate alarak serpiştireceğiz. Mahallerde bir olay çıkmadan, çıktıktan sonra da anında müdahaleyi mümkün kılacak yeni bir konsept...
İkincisi gece de hizmeti sadece devriye şeklinde değil, vatandaşın, daha görünür, hissedeceği güvenlik sağlayacak mekanizmaları oluşturuyoruz. Şimdi eskiden bekçiler vardı. Yine sokak sokak, mahalle mahalle kimin sorumlu olduğu belli olacak, görevlisi kim sorumlusu kim, böyle bir anlayışa geçiyoruz. Yani sokak sokak, mahalle mahalle güvenlik ve asayiş hizmetini sunacak olan ve oranın düzenini sağlayacak olan mekanizma ve kişiler belli olacak. Taşrada korucu. Jandarma bölgesinde jandarma. Bekçiler hâlâ var. Ve gece sorumluluğu üstlenecek olanlar... Gece daha görünür olacak. Vatandaşın sokağında emniyetini hissedeceği bir düzeni gözden geçiriyoruz.”

Belli ki, o zaman öngörülen bekçilik sistemi, tüm Türkiye’ye değil, sadece Güneydoğu ve Doğu bölgelerine yönelikti. Arşivlere dönüp de bakınca, bu gibi açıklamaların şimdi FETÖ’den tutuklu, darbe girişimi zanlısı üst düzey generaller eşliğinde yapıldığını görüyoruz.

Köprünün altından bir yılda çok sular aktı ama Şubat 2017’de, İstanbul’da 700 ÇMB’nin, yani “çarşı ve mahalle bekçisinin” işe alınmasıyla, aslında zaten bu projenin pilot uygulamasına da başlandı. Çok da ironik ki, Efkan Ala’nın Cizre’den bahsederek kamuoyu ile paylaştığı uygulamanın başlangıç yeri, oradan yaklaşık 1620 kilometre ötedeki İstanbul oluverdi. Kime niyet kime kısmet diye de buna denir.

Aradan geçen süreç içinde, ÇMB’ler için öngörülen maaş da, 1500-1700 TL’den yaklaşık 2700 TL’ye çıkmış. Bekçilik görevine başvuranlar, KPSS’ye girmek zorunda değillermiş; Valilikler veya Kaymakamlıklar tarafından sözlü ve yazılı sınava tabi tutulacaklarmış. Haberlere yansıtıldığına göre, bekçi olmak isteyenlerin “Türk toplum anlayışına göre ‘kötü şöhretli’ olarak tanınmaması” gerekiyormuş.

Bir de yazılı olmayan şartlar aranıyor yeni bekçi adaylarında...

Şubat ayında, ilk “yeni bekçilerin” İstanbul’da işe alınacağı duyurulduğunda, Vali Vasip Şahin, adaylarda, görev yapacakları mahalleleri iyi tanıma şartının aranacağını özellikle vurgulamıştı. Şahin, şöyle konuşmuştu:

"İstanbul'da ilçelerde çalışmak üzere 700 bekçi alınacak... Bunların İstanbul'u tanıyor olması, İstanbul'un caddesi, sokağını biliyor olması, görev yapacak personelimiz açısından bir gereklilik ve avantaj olarak düşünüldü. Bekçilik, mahallelerimizdeki tarihi unsurlardan biridir. Geçmişte bekçiler o mahalledeki, sokaktaki her şeyi bilen kişilerdi, dolayısıyla oradaki güvenlik ihtiyacını en yakından yaşayan ve bilen insanlar olarak önemli bir görevi ifa ediyorlardı. Bundan sonra sokak aralarında, mahallelerde geçmişte olduğu gibi bekçiler görev yapacak.

Ama burada bizim daha çok önemsediğimiz husus, mahalleyi ve mahalleliyi tanıyor olmak. Mahallenin yaşantısını, mahallenin algısını bilen ve o ihtiyaçları tespit edip, diğer bağlı olduğu mercilere iletebilen yapı olması idi."

Şahin, “Mahalle ve Çarşı Bekçileri” ile ilgili bir kanunun zaten var olduğuna da dikkat çekmişti.

772 Sayılı bu kanun, 1966 tarihli ve “Çarşı ve mahalle bekçi teşkilatını”, “en büyük mülkiye amirinin emrinde, genel zabıtaya yardımcı, silahlı bir kuruluş” olarak tarif ediyor.

Kanunda, bekçilerin görev kapsamları da şöyle çerçevelenmiş:

“Çarşı ve mahalle bekçilerinin görevleri şunlardır : A) Genel kolluk kuvvetlerinin derhal müdahalesine imkan bulunmıyan acele ve zaruri hallerdeki görevleri,

1. Bir kimsenin can, mal ve ırzına saldırma ve tehditleri önlemek, saldıranları yakalamak,

2. Suç işlenirken veya işlendikten sonra, henüz izleri meydanda iken sanıkları yakalamak,

3. Kamu düzen ve güvenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların yapılmasına karşı, genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri almak,

4. Adli kolluk işleriyle ilgili vakalarda, delillerin kaybolmamasını sağlayan muhafaza tedbirlerini almak. (Bekçiler bu benddeki görevlerinin ifasında halkın yardımından da faydalanabilirler.)

B) Genel kolluk kuvvetlerine yardım yönünden görevleri:

1. a) Uyuşturucu maddeler yapılan, satılan veya kullanılan yerleri,

b) Kumar oynanan genel ve herkese açık yerleri,

c) Mıntakası dahilinde gizli fuhuş yapanları,

d) Mıntakası dahiline gelen misafir ve yabancıları,

e) Halkın sükun ve istirahatini bozanları, saldırgan delileri, rezalet çıkaracak derecede sarhoş olup başkalarını rahatsız edenleri,

f) Mevzuat ve yetkili makamlarca tayin edilen saatlerden sonra her ne şekilde olursa olsun, halkın rahat ve huzurunu bozacak surette açık ve kapalı yerlerde gürültü yapanları,

g) Sokak, geçit ve meydanları tıkayarak trafiğe mani olan taşıt ve araçlarını ve diğer engelleri,

h) Yangın, deprem, su baskını gibi afet ve tehlikelerle ilgili önbilgileri,

En kısa zamanda polis ve Jandarma ve itfaiye teşkilatına haber vermek ve önlenmesi gerekenleri önlemek”.

Bunun dışında, mahallede devriye gezmekten yol soranlara yolu tarif etmeye kadar birçok başka görevleri de var ÇMB’lerin... Gerçekten de, mahallelerde yeni bir devir başlıyor...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums