‘Terörle Mücadele Master Planı’

  • 7.02.2016 00:00

 Ağustos 2015’ten beri Polis ve Jandarma’nın, Kasım 2015’ten beri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bilfiil içinde olduğu “kent savaşları” dönemini yaşıyoruz. Güvenlik bürokrasisi tam kapasite “terörle mücadele operasyonlarına” girişirken; özellikle de TSK, şehirlere askerî giriş yaparken, siyasi karar alıcıların gösterdiği hedef şuydu herhâlde: “Siz ‘temizleyin’, sonra biz devreye girelim ve politika yoluyla, sivil yöntemlerle, biz gerisini hâlledelim. Sorunu çözümleyelim.

Hükümette en yüksek ağızlar, “Çatışmalar bitti bitecek” diyor ama her gün de yeni ölüm haberleri geliyor. Her şeye rağmen, “savaş sonrası” bir dönem başlayacak, Cizre, Sur ve ötesinde “kalpleri ve zihinleri kazanalım” denilecekse, şehir planlamacılığından alıntılanan jargonla “Master Plan”ın ruhunu nasıl tanımlayabiliriz, bu plandan ne bekleyebiliriz?

Gelecek yıllarda, güvenlik bürokrasisinden “kandırıldık” diyenler çıkar mı bilmiyorum ama, dün Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı “10 maddelik Terörle Mücadele Master Planı”, daha ziyade, çatışma sürecini onlarca yıla yayacak bir “Hatalar Manzumesi”ne benziyor.

Davutoğlu, bu “Master Planı”, Mardin’de açıkladı; önce konuşmasının yüzde 80’ini kaplayan bir “tarihsel çerçeve” çizdi. Bugün savaş açılan “terör”, “Moğol ruhu, Haçlı yaklaşımı ve Sömürgeci anlayışa” karşı verilen bir yüzlerce yıllık bir mücadelenin son merhalesi, “son kalemizin fethedilmesi için saldırı” olarak adlandırıldı.

Konuşmanın bu başlangıç kısmında yok yoktu; 12 Eylül Darbesi’nden Haçlılara, Moğollardan 1071 Ruhu’na, Sykes Picot’dan Söğüt Ruhu’na, Yavuz Sultan Selim’den Kut’ül Ammare Kuşatması’na, Sömürgecilikten Selçuklu Sultanı Alparslan’a, Hz. Ömer’den 28 Şubat’a tarihsel bir kokteylle kafalar iyice efsunlandı. Gelmiş geçmiş, bugün ve gelecek iyice birbirine karıştı; “PKK ve siyasi uzantılarına” karşı verilen “kutsal savaş”, “kötüler ve iyilerin”, “Dârülharp ve Darülislam’ın ezeli ve ebedi bir mücadelesi” gibi çerçevelendi. Neyse ki, “Master Planı” dinleyenler tekbir getirerek sokaklara kendilerini vurmadı. Zira, konuşmada da anekdotlarla örneklediği üzere, Davutoğlu, duygusal tesir gücü yüksek bir hitabet üstadı. Kendisini, Bosna’dan Filistin’e kim dinlese, gözleri yaşarıyormuş meğer; hem de, Türkçe bilmeseler bile.

Verilen savaşın nasıl bir “üst akıl” tarafından Türkiye’nin başına örülen bir çorap olduğunu idrak edebilmek için de sözü Başbakan’a bırakalım:

Ya Kut’ül Amara kazanacak, ya Sykes Picot kazanacak.1918’de başka bir ruh harekete geçti… Sanki gizli bir el Sykes Picot oldu ama, son kale lazım… Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir ulus-devlet değildir… Bu zemin üzerine kurulan Türkiye ile tarihte son burç olarak yükselirken, parçalayıcı noktalar tekrar harekete geçti.

Cihad”, “Haçlı”, “Sömürge” kelimelerinin sık sık geçtiği konuşmanın bu ilk bölümü ardından, Cuma namazına yetişme telaşının da eklenmesiyle, “Master Plan”, madde madde ve alelacele okundu Başbakan tarafından. Davutoğlu’nun aktardığı kadarıyla plan kaba hatlarıyla şöyle:

Planın dört maddesi, “psikoloji” üzerine. AKP’nin hep önem verdiği, “siyaset mühendisliği”, “algı operasyonları” yani…

Davutoğlu’nun kendisi de, “psikolojik unsur”, “algı operasyonu” kavramlarını kulandı konuşmasında zaten. Bu “algı ayarının” ilk adımı, Davutoğlu’nun deyişiyle, “Bu dönemde, geçmişte olduğu gibi millet vicdanı ve hikmetiyle devlet aklı birleştirilecek. Millet ve devlet arasındaki farklar tümüyle ortadan kalkacak…

Bununla beraber, 9. maddeyi de, “Milli kardeşlik anlamında yeni bir dönem başlatılacak. Burada da muhatap milletin kendisi olacak. Bütün illerde ve ilçelerde ‘İstişare Meclisleri’ kurulacak. Herkes muhatap alınacak ancak elinde silah olan kimse muhatap kabul edilmeyecek” olarak açıkladı Davutoğlu.

Tüm bunlar, tarihsel olarak “Devlet ve Kürtler” arasında olagelmiş, “Kürt Meselesi”ni, toplumsal satha, “Kürtler ve Kürt olmayanlar” arasına yaymak için; Kürtlerin kendi arasında da “Devlet’e yakın olan ve olmayan Kürtler” ayrımlarını iyice derinleştirmek için şahane adımlar.

Başbakan, 10. maddede ise, “Balkanlar’dan Ortadoğu’ya”, bir kardeşlikten bahsetti, “kapsamlı, birleştirici bir ruh hareketi başlatıyoruz” dedi. Yani Neo-Osmanlıcılık bitmiyor, “İhvan”, “kardeşlik” ruhu ile muhteşem bir dönüş yapıyor.

Psikolojik harekâtın bir diğer ayağı olarak da, 7. maddede, “Etkin bir iletişim stratejisi uygulanacak. Algı operasyonlarına karşı iletişim birimleri oluşturacağız” denildi. Devlet eliyle (ve tabii devletle bir olan halkın da desteğiyle), “algı yerine olgu geçecek”; yeterince yıkanmamış beyin kalmayacak. Çitilene çitilene tüm zihinler, bembeyaz, AK pAK olacak.

Diğer ağırlıklı adımlar ise ekonomik; Napolyon’un da çok güzel özetlediği gibi, “Para Para Para”. Diyanet’in de bu Cuma hutbesinde ilan ettiği gibi, “terörle mücadelede oluşan yaraları sarmak için seferberlik” başlıyor. Başbakan’ın dediği üzere, “İhtiyaçlar karşılanacak, göç edenlere kira yardımı zaten yapıyoruz, yapılmaya devam edilecek… bölge ekonomisini daha da güçlendirilecek, vatandaşımızın kaybını telafi edeceğiz. Prim borçları ertelenecek. Esnafımızın, çiftçilerimizin bütün ödemeleri ertelenecek, kredi verilecek”. Şimdiye kadar bu yönde hiçbir adım atılmasa da, umut fakirin ekmeğidir; neden olmasın, ya çıkarsa?

Bu arada, kentsel dönüşüm değil, “Mekânın İhyası” sözkonusu olacak. Yerel yönetimler de, “güçlendirilirken, tabi oldukları denetim artacak”. TRT haberinde olduğu gibi, “Ekmeğe zam yapılmadı, fiyatlar arttı” tarzı durumlar yani.

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums