Mağdurlar hukuku

  • 25.09.2015 00:00

 Dün, bugün, o kadar çok mağdur var ki Türkiye’de; bu kadar çok mağduriyetin ağırlığı altında hepimiz eziliyoruz. Belki de, siyaseti dönüştüremememize neden olan toplumsal felce, adalet yerini bulamadığı için daha da ağırlaşan mağduriyetlerin yükü yol açıyor. Mağduriyetlere karşı güçsüzlüğümüzün acısını da birbirimizden çıkarıyoruz; gerçek mağdurlara karşı büyük ve ortak bir acımasızlığımız var –hele, eğer ki de, “bizimkilerden” değilse, mağdura karşı müthiş nasır tutmuş vicdanlarla davranılıyor.

Buna karşılık, mağdur rolünü oynayarak acısını güç ve avantaj elde etmede kullanana karşı da bir o kadar zaafımız var; bazıları, mağduriyet iddiasıyla yükseliyor, eziyor, başkalarını mağdur ediyor.

Mağduriyetlerin, hep “bizim” olduğu, “onlarınkilerin” hiç umursanmadığı ve hattâ bazen de keyif verdiği bir siyasi kültürümüz var.

Birkaç yazıdır Kolombiya’daki barış sürecini yazıyorum; sebebi, artık uzaklara, farklı örneklere bakarak Türkiye ile ilgili daha fazla siyasi öneri, çözüm üretebileceğimizi düşünmem. Hep kendimize hep aynı aynada gözlerimizi dikip aynı yeknesaklıkta debelenmenin anlamı yok.

Kolombiya’da 2011’de kanunlaşan “Ley de Victimas”, yani “Mağdurlar Yasası”, ülkenin 40 yıllık çatışma sürecinin tüm mağdurlarına ve yakınlarına her türlü kayıplarından ötürü çeşitli haklar kazandıran bir hukuki düzenleme idi. Yasanın başlıca özelliği, kimin tarafından mağdur edildiğine bakmadan, mağdurlar arasında bir ayrıma gitmeden, tüm mağdurları, “çatışma kurbanı” olarak kabul etmesiydi. Kanun, mağdurun beyanını esas alıyor ve başına gelenleri kanıtlamak zorunda bırakmıyordu.

Aslında bu düzenleme, Türkiye’de 2004 tarihli ve 5233 sayılı “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun”a, içerik açısından benziyor. Bu yasa, “çatışmalı ortamda evleri, işyerleri, araçları veya arazisi zarar gören, yakınlarını kaybeden, yakınları iş kaybı yaşayan vatandaşların mağduriyetine” yönelik.

Bu kanun, bir zamanlar, Avrupa Birliği’ne aday ülkeyken (herhalde artık böyle dememizde sakınca yok); yasal uyum süreci kapsamında çıkmıştı. Zira Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, artık Türkiye’den gelen çatışma mağduriyeti davalarıyla uğraşmak istemiyordu.

En son 6-7 Ekim 2014’te, Diyarbakır’da başlayan olaylarda zarar görenler de, 5223 sayılı yasa kapsamında tazminat hakkı kazandılar.

Bunun yanı sıra, 2014’te bir torba yasanın parçası olarak kanunlaşan “Şehit Yakınları, Gazilere ve Terör Mağdurlarına Tanınan Hakların Düzenlenmesi İle İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile “terör mağduru sivil vatandaşlar” da bazı maddi haklar kazandı. Kanunen böyle bir niteleme yok ama bu kanun, “Sivil Şehitler Yasası” olarak anılıyor.

Bir de, 2012 tarihli “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkında Yönetmelik” var. Bahsettiğimiz bu iki hukuki düzenleme özetle, mağdurlara, devletten maaş veya devlette iş olanağı sağlıyor.

Kolombiya’daki yasada, zaten daha da geniş bir tanımla, çatışmadan etkilenen herkesin mağdur sayılmasının yanı sıra, onlara, yakınlarına sadece maddi haklar değil, kapsamlı sosyal haklar da tanınıyor. Dahası, “mağdurların onurlandırılması” da yasanın önemli bir diğer ayağı; çatışma kurbanlarının tümünün anılması, haklarındaki bilgilerin kayda alınması ve toplumda bir “mağdurlar hafızası” oluşturulması, bu yöndeki çabalardan.

Türkiye’de, son derece devletçi bir bakış açısıyla oluşmuş ve herkesi kapsamayan bir “mağdurlar” daha doğrusu, yasal jargonumuzla, “terörden etkilenenlere” yönelik yasal bir çerçeve var.

Hukuki “terör mağduru” kabul edilenlere ne kadar ciddi hak verildiği, hakkaniyet ölçüsünün yerinde olup olmadığı bir başka konu zaten; ama bazı mağdurlar var ki, kimse ilgilenmiyor. Örneğin, geçen haftalarda,BeypazarıAlanya ve Türkiye’nin dört bir tarafında işyerlerine, kendilerine saldırılar düzenlenen Kürtler. Veya yaygın nitelemeyle “Doğu kökenli vatandaşlar”; kimi evlerinden, işlerinden olan, kimi de mevsimlik işçi olarak bin bir eziyetle geldikleri yerlerden kaçmak zorunda kalan bu insanların zararlarıyla ilgilenen yok. Yaşadıkları manevi işkence bir yanda, maddi kayıpları öte yanda.

Mağdurlarımızı, hukuken sahiplendikçe; mağdurlar için ayrımsız olarak adaletin yerini bulmasını sağladıkça, toplumda bir hassasiyet yaratılabilecek, bazı şeyleri, kabul edilemez bulacak ve tabulaştırıp, bir daha asla yapmayacağız toplum olarak.

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums