- 24.07.2014 00:00
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Ordu’da Arda adlı çocukla çekilmiş fotoğraflarını görünce aklıma bu roman geldi. Erdoğan’ın çocuk hayranına karşı yüz ifadeleri, yumuşak ve hatta şaka kaldıran tavırları, her zamanki hâlinden farklıydı.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyderomanı da, bir kişilikten ötekine geçen birini anlatır malum. Dr. Henry Jekyll, içindeki iyilik ve kötülükle savaşırken, kötü yanını bastırmak için bir iksir icat eder. Ancak, bu iksir onun kimi zaman zalim, umursamaz, acımasız Mr. Hyde’a dönüşmesine neden olur.
Zaman içinde, iksirin gücü Mr. Hyde’ın, Dr. Jekyll’i tamamen ele geçirecek hâle gelmesine yol açar. Bunun farkına varan Dr. Jekyll da, çift kişiliğinin “iyi” yanının tamamen yok olacağının bilinciyle, geriye “veda” niteliğinde bir vasiyet bırakır. Mr. Hyde’ın işlediği suçlardan ötürü yargılanmaktan da korkan Dr. Jekyll, “Dr. Henry Jekyll’ın mutsuz hayatı burada noktalanıyor” der ve roman da, o cümleyle biter.
Kitabın yazarı, İskoçyalı Robert Louis Stevenson, insanın kişiliğinde yatan zıt yönleri ve bireyin kendi içinde “iyi” ve “kötü” yanların çatışmasını düşünerek bu romanı kaleme almıştı.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi, çok insan var Türkiye’de... Dışarıya son derece “şirin” ve “merhamet dolu”, fakat evde “terör estirenler” mesela. Veya, bunun tam tersini yapanlar.
Bir yandan, iyilik timsali, öte yandan da soğukkanlı bir acımasızlığa sahip kişiler...
Veya “iyilik”, “kötülük”, “doğru”, “yanlış” konusunda müthiş bir çifte standardı olanlar...
Erdoğan da, kendine yakın bulduğu, kendinden saydıklarına, her türlü hak ve özgürlüğü tanıyor, sadece onları “değerli” buluyor.
Mr. Hyde yanını ise, kendinden saymadıklarına karşı, hiç acımadan sergiliyor.
Takdir edilmediğini, kıymetinin bilinmediğini düşündüğü zaman da, öfkesi ve merhametsizliği artıyor.
Dediğim gibi, Türkiye’de aslında bu karakterde o kadar çok insan var; neredeyse “kültürel” bir yanı var belki bu tarz kişiliklere sık rastlanmasının.
Siyasetteki Dr. Jekyll- Mr. Hyde örneklerinden biri de, Mehmet Ağar’dı mesela. Onun güçlü olduğu dönemdeki, Mr. Hyde’lıklarıyla hâlâ hesaplaşılamadı. Hesaplaşılmaz da; çünkü Mr. Hyde’lar, her yaptıklarını “mantık” çerçevesine uyduruyorlar ve bu da, toplumda, en önemlisi de devlet nezdinde kabul görüyor.
Erdoğan’ın, ilk turda cumhurbaşkanlığına seçilmesi kuvvetli bir ihtimal; hatta en güçlü olasılık bu. Seçimin ilk turda, Erdoğan’ın galibiyeti ile sonuçlanıp, sonuçlanmayacağını belirleyecek olan da milliyetçi oylar gibi gözüküyor.
MHP seçmeninin kararsızlığı ve bir kısmının da Erdoğan’a yönelmesi, ilk turda sonuç olasılığını güçlendiriyor.
Başbakan da, bunun farkında olmalı ki, Mr. Hyde yönünü özellikle, iki partiye, MHP ve HDP’ye karşı söyleminin sertliğini artırmakta kullanıyor.
Konu büyütülmedi ama, Ceylanpınar’da üç askerin öldürülmesi ve bunun da sorumlusu olarak PKK’nın gösterilmesi, seçim sonrası dönemin olası sorunlarına karşı bir uyarı sinyali oldu. Zaten Ceylanpınar, yerel seçimlerden beri için için kaynıyor; sınır içi ve ötesi, müthiş bir huzursuzluk var.
Öte yandan Rojava, Türkiye’deki Kürt gençleri için, son dönemin en büyük ilham kaynaklarından biri. Binlerce kişi, Türkiye’den oraya savaşmaya gidiyor.
Ancak, sadece Kürt gençlerini değil, Türkiye’deki gençler ve siyasi yönelimleri üzerine hiç düşünmüyor; bu konuları hiç konuşmuyoruz. Belki de, açıkça konuşabilecek kadar da dürüst değiliz kendimize... AK gençler, IŞİD’çiler, dindarlar, laikler, solcular, sağcılar, Aleviler, Kürtler...
Türkiye, bakalım tam bir laboratuar deneyi ortamı olacak, “başkanlık” yani “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde sisteminde” neler yaşayacak, gençleri bu dönemi nasıl geçirecek...
oneysezin@hotmail.com
Yorum Yap