Macaristan’dan Tunus’a adaletsizlik

  • 14.03.2013 00:00

 Ağustosun son günlerinde parlak güneşin birden kaybolup lapa lapa kar yağmaya başlayacağını nasıl anlarsınız?

Eski zamanlarda, kuşların erken göçü, meşe ağaçlarının yapraklarında zamansız beliren kızıllar, sincapların kışlık depolarını erkenden hazırlamaya başlaması, tüm hayvanların kabarıveren kürkleri gibi işaretler, havanın gidişatına ilişkin ipuçları olarak hassasiyetle takip edilirdi.

Tüm bu işaretler ve artı bir tanesi, kışın hiç beklenmedik biçimde erken bastıracağını gösterirdi; son işaret de, çok sembolik bir şey olurdu. Mesela, bir öğle vakti güneşin çevresinde bir beyaz halka belirivermesi gibi.

Biz de, siyaseti yorumlamaya çalışırken aslında tam da bu şekilde, “havanın” işaretlerini okumaya çalışıyoruz.

Türkiye’deki barış süreci hakkında yapılacak en doğru yorumlar da, aslında uzaklardan esen bazı rüzgârları takiple mümkün. Bunun dışında, kimin, kulağı ne kadar delik olursa da olsun, hatta sürecin tam da ortasında olanların bile, bundan birkaç yıl hatta ay sonra, Türkiye’nin Kürt Sorunu’nun, barış sürecinin neresinde olacağını öngörebileceğini sanmıyorum.

Türkiye’yi çevreleyen coğrafyada bazı hayati değişiklikler oluyor; dönüşümler yaşanıyor.

Örneğin, Arap Baharı olaylarını tetikleyen gösterilerin başladığı Tunus’ta, önceki gün çok sembolik bir olay yaşandı.

27 yaşındaki işsiz Adil Hodri, salı günü, ülkesindeki adaletsizlikleri protesto için kendini ateşe verdi. Hodri’nin yaşamına bu şekilde son vermesi, 2010’da kendini yakarak, Tunus’taki Yasemin Devrimi adı verilen sürecin alevlenmesine neden olan seyyar meyve satıcısı Muhammed Buazizi’yi akıllara getiriyor ister istemez.

Tunus’ta, nüfusun yüzde 50 kadarı 35 yaşının altında. Eğitimsizlik ve buna bağlı olarak da işsizlik, korkunç bir kısırdöngüye hapsediyor gençleri. Özel okullarla, devlet okulları arasındaki uçurum, nüfuz sahibi kesimlerin kendi çevrelerini kayırmaları gibi sosyal çıkmaz sokaklar da, gençleri göçe mahkûm ediyor. Sonuçta, ufuk çizgisinin ötesindeki “Kaf Dağı” Avrupa’ya kapağı atabilmek için, yaşamlarını tehlikeye atıyor birçok Tunuslu genç.


Hepimizin derdi adaletsizlik zinciri

Tunus’taki bu adaletsizlik zinciri, aslında Türkiye’ye de hiç yabancı değil. KONDA’nın aylık“Barometre”sine göre, Türkiye’de toplumun yüzde 60’ını aşkın bir kısmı, ülkenin en büyük sorunu olarak “adaletsizliği” görüyor.

Türkiye’yi çevreleyen coğrafyada, adaletsizlik bir yandan, “maddi uçurumlar” şeklinde ortaya çıkarken, öte yanda da, hukuka olan güvenin aşınması yoluyla da baş gösteriyor. Yani, bir yanda, fiziksel olarak yaşanan bir adalet buhranı var; öte yanda da, ahlaki boyutta ortaya çıkan bir erozyon sözkonusu.

Macaristan’da bugünlerde, geniş katılımlı gösteriler yaşanmasına neden olan anayasa değişiklikleri de, hukuki-ahlaki erozyonun örneklerinden.

Macaristan’da, anayasal çoğunluğa sahip sağcı Fidesz hükümeti, 2010’da iktidara geldiğinden beri, anayasa başta olmak üzere ülkenin tüm hukuki düzenlemelerini, hatta yapısını dönüştürüyor. Yolsuzluklar ve ekonomik buhrandan bunalan seçmenler, 2010’daki seçimlerde, yüzde 53’lük ezici bir çoğunlukla Fidesz’in iktidara gelmesini sağlamıştı. Bu oran, Fidesz’e parlamentoda da, yüzde 68’lik bir temsil hakkı getirmişti. Fidesz, “karizmatik” lideri Viktor Orbán’ın yaklaşık üç yıllık başbakanlığında, ülkenin yasal manada genetik kodlarını değiştirdi. 2012’de yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesinin ötesinde, 200’den fazla yeni kanun yapıldı ve mevcut yasalarda da iki bin değişiklik gerçekleştirildi.


Eleştiri alerjisi

Ülkenin yeni anayasası, zaten 2011-2012’de Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu gibi yapılar tarafından sertçe eleştirilmişti. Bu anayasa, muhafazakâr ve dolayısıyla kapsayıcılıktan uzak bir duruşu yansıtmasının ötesinde, diğer siyasi hareketler ve halkın görüşleri alınmadan, tamamen iktidar partisinin dileği şekilde kaleme alınmış ve yürürlüğe sokulmuştu. Dahası, Fidesz gerek bu anayasa, gerekse de kafasına göre çıkardığı diğer kanunlarla, ülkedeki güç dengelerini hallaç pamuğu gibi atmış ve kendisini denetleyebilecek tüm hukuksal mekanizmaları devre dışı bırakmıştı. Örneğin, Macaristan’daki en güçlü denetleyici yapı konumunda bulunan Anayasa Mahkemesi kararları, adım adım, hiçbir anlam taşımayan bir kenar süsü hâline dönüştürülmüştü.

Fidesz, halkın çoğunluğunun desteğini alarak iktidara gelmiş olabilir, ancak 1989’da Berlin Duvarı’nın çöküşü döneminden bu yana gerçekleşen en büyük sokak gösterileri de, gene bu partiye karşı yapıldı.

Şimdi de halk, Macaristan’da yeni anayasayı baştan aşağı değiştiren “mega paket”i protesto için sokaklarda. Fidesz’in anayasa paketi, sokakta barınmak zorunda kalan evsizlerin tutuklanmasından“aile” kavramını yeniden (ve çok muhafazakâr biçimde) tanımlamaya kadar birçok tartışmalı“yenilik” getiriyor.

Ancak, temeldeki sorun, protestolara neden olan asıl sebep, çoğunluğun iktidarının getirdiği“adaletsizlik”.

Tunus’tan Macaristan’a havadaki ipuçları, Türkiye’de de, barış sürecinin asıl sınavının, “adalet”olduğuna işaret ediyor olmasın?


oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Îsmaîl Girikî
    Îsmaîl Girikî
    19.12.2011 21:23

    Siz Kurtulus Teyiz, neyin iki tarali demek istiyorsunuz? KCK bir taraf mi saniyorsun? Bakin KCK devletin bizzat cekirdek örgütüdür. PKK piyasadan silerse Kürdistan devleti gün sayiyor. Iste bu günün erken gelmesine bizzat devlet Kemalist KCK´nin yolu ile engelliyor. Bukadar Kemalist bir tarafi Kurd tarafi saymak aptalliktir. Gizli diye bir sey yok PKK devletin örgütü olduguna güre bu danisikli ve koordineli bir sekilde Kürdleri katletmek icindir. ABD,Barzani de biliyorlar PKKyi devlet kurdu.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums