- 29.04.2012 00:00
[Soykırım öncesinde Anadolu’daki Hıristiyan azınlığa yapılanları yansıtan New York Timeshaberlerinden alıntılar. Hemen hepsi aynı gerçeğe işaret eden çok sayıdaki korkunç örneğin sadece bir kısmı. Çeviriler bana ait.]
» Haber 1: “Türkler 100 Rum öldürdü”
“Küçük Asyalı Rum göçmenler, bugün, İzmir’in 25 mil kuzeybatısındaki Foça Kasabası’nda, Türklerin gerçekleştirdiği, aralarında rahipler, yaşlılar ve çocukların da bulunduğu 100 kişilik katliamı rapor ettiler. / Resmî rapora göre, kasabayı istila eden silahlı bir güruh, [kasabalıların mallarını] yağmaladıktan sonra bütün binaları ateşe verdi. İlgili kimselerin Türk polisinden yardım gördükleri iddia ediliyor. / Çoğu Rum olan kasaba halkı mülklerini geride bırakarak kaçtılar ve içlerinden 3800’ü Selanik’e vardı. Kasabalılar, maktullerin cesetlerinin kuyulara atıldığını ifade ettiler.” (17 Haziran 1914)
» Haber 2: “Türkler Hıristiyanlara kaçmalarını tavsiye ediyor”
“Hükümetin bütün dikkat ve endişesi, müttefik filosunun Çanakkale Boğazı’nı geçme ihtimaline odaklanmış durumda. Bu korku, hükümetin Alman kılavuzları tarafından da paylaşılıyor gibi görünüyor. Alman Başkonsolosu Baron von Wangenheim, Balkan devletlerinden birinin İstanbul’da bulunmakta olan bakanını, müttefik filosunun boğazları zorlaması durumunda, Türklerin öfkelerini Hıristiyan nüfusa yansıtarak katliam yapacakları konusunda uyardı. İstanbul’da, bakanlar, Hıristiyan tebaalarına yönelik hislerini gizleme konusunda artık hiçbir çaba sarf etmiyorlar.” (11 Ocak 1915)
» Haber 3: “Hıristiyanlar büyük tehlikede”
“Hıristiyanlar için durum büyük şehirlerde bile son derece riskli. İçişleri Bakanı Talat Bey, Türkiye’deki Rum Patrikhanesi üyesine yaptığı açıklamada, Türkiye’de bundan böyle sadece Türklere yer olduğunu belirtti.” (13 Ocak 1915)
» Haber 4: “Bütün ova Ermeni cesetleriyle kaplı”
“Gelen haberler, Türkler ve Kürtlerin erkek, kadın ve çocuk katliamı yaptıkları yönünde.” (20 Mart 1915)
» Haber 5: “Türklerden yeni katliamlar”
“İzmir’in kuzeyindeki bir kasabada 60 Hıristiyan aile vahşice öldürüldü.” (22 Mart 1915)
» Haber 6: “Türkiye’ye katliamları durdurma ricası”
“Katliam haberlerinin ve yeni tehditlerin ardından, Amerika Birleşik Devletleri, Türk hükümetinden Ermeni Hıristiyanların acılarının dindirilmesi adına ricada bulundu.” (28 Nisan 1915)
» Haber 7: “6000 Ermeni öldürüldü”
“Van’daki Türk ve Kürt vahşeti 1895’tekiler seviyesinde / Ermeniler, kendilerine karşı birleşen Türk ve Kürtlere karşı herşeyleriyle kendilerini savunmaktalar, ancak acil yardım gerekli.” (18 Mayıs 1915)
» Haber 8: “İttifak güçleri cinayet işleyen Türkleri cezalandıracak”
“İşlenen yeni suçlar karşısında, müttefik hükümetler, Osmanlı Sadaretine, bu gibi katliamlardan bütün hükümet üyelerini ... kişisel olarak sorumlu tutacaklarını bildirdiler.” (24 Mayıs 1915)
» Haber 9: “Yeni Ermeni katliamları”
“Rusların Van’ı ve Türk Ermenistanı’nı işgalinin ardından, Kürt çeteler, Bitlis, Muş ve Diyarbekir’de vahşetler işlemeye devam ediyor. Hıristiyan nüfusu Kürtlerden koruma adına giderek daha fazla Ermeni gönüllü can havliyle savaşıyor.” (6 Haziran 1915)
» Haber 10: “Türkler yerli Hıristiyanları tahliye ediyor”
“Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Hıristiyanlar, Türklerin Bizans İmparatorluğu’nu zapt etmelerinden bu yana bu denli gerilim ve tehlike altında olmamışlardı. / Ermeniler ve Rumlar, sistemli bir şekilde ve toplu halde evlerinden çıkarılıyor, uzak vilayetlere sürülüyor ve oralarda Türk köylerine küçük gruplar halinde dağıtılıp İslam’ı seçme ile kılıçla ya da açlıktan ölme arasında hemen bir seçim yapmak durumunda bırakılıyorlar. Bu esnada, komşuları ya da Makedonyalı muhacirler, evlerine ve [diğer] mülklerine el koyuyor.” (12 Temmuz 1915)
Sonsöz
Demek ki, (Meclis-i Mebusan zabıtlarında da açıkça bahsi geçtiği şekliyle) “hükümetçe tertip edilmiş çeteler”, bir tarihten sonra sistemli bir şekilde Anadolu’nun her yanında irili ufaklı katliamlar gerçekleştirmişler. Bu esnada, bazı etnik gruplar hemen herşeylerini kaybederlerken, bir diğeri onların kayıplarıyla zenginleşmiş. Demek ki, herşey Ermeni diasporasının anlattığı bir masaldan ibaret değilmiş. Ve demek ki, biraz da Türk devletinin anlattığı masalları sorgulamak lazımmış.
Bütün bu yaşananların işaret ettiği bir diğer gerçek ise, bir grubun özgürlük savaşçısının, pekâlâ diğerinin çetesi olabileceği. Tabii aynı şekilde, bir grubun kurtuluş savaşçısı da diğerininsoykırımcısı olabiliyor.
(Bu örnekler, soykırımın başlangıç dönemine karşılık geliyor. Dünya basınından örnekler sunmaya önümüzdeki pazar –kronolojik sırayı takip ederek– devam edeceğim. Haberler daha da korkunç bir hâl alacak.)
taraf@serdarkaya.com
Yorum Yap