- 17.06.2018 00:00
..Ve Tanrı insanı yarttı.
Sakarya'nın Sapanca ilçesinde ayakları ve kuyruğu kesik halde bulunan yavru köpek kurtulamadı
Görüntüler insanın yüreğini dağlıyor.
Gerçekten Neden?
Eskiden hayvan mahkemeleri vardı..
Hayvanlar tıpkı insan gibi yargıç karşısına çıkarılıyor, haklarında hüküm veriliyordu.
Cezalar çeşitliydi.
Kırbaç da vardı, ölüm de.
Hücre hapsi de, sürgün de.
Kimi asılıyordu.
Kimi elektrik verilerek öldürülüyordu.
Hem de çok uzak değil.
Yakın geçmişte, yaşadığımız bu dünyada.
Topsy isimli fil Forepaugh sirki tarafından Tayland'tan Amerika'ya getirilmişti..
Yaptığı şovlarla izleyenleri etkiliyordu..
Ancak bir sorunu vardı.
Üç bakıcısını öldürmüştü.
Son bakıcısı kendisine yanan bir sigara yedirmek istemişti.
Bağlanıp Coney Adası'ndaki hayvanat bahçesine gönderildi.
Dosyaya bakan mahkeme ölüm kararı verdi.
O zamanlar elektrikli sandalye ile idam yeni başlamıştı.
3 tonluk hayvanı iki elektrik direği arasında binlerce voltajlık bir akımla yaka yaka öldürdüler.
İnfazı yapan cellat kimdi biliyor musunuz?.
Edison.
Amerika'nın Tennesse eyaletine bağlı Erwin kasabasında Spark sirkinde gösteri yapan Mary isimli fil, kendisini kızdıran bakıcısına saldırarak öldürmüştü..
Hemen tutuklandı..
Cinayet suçundan yargılandı..
Mahkeme ölüm cezası verdi..
Dev bir vinçle asarak idam etmeye çalıştılar..
İlk denemede vincin zinciri koptu..
Yere düşen Mary'nin ayakları ve kalçası kırıldı..
İkinci denemede zincirleri güçlendirdiler ve infazı başardılar..
İzleyenler filin asılmasını dakikalarca alkışladı..
1314 yılında Fransa’da bir köy meydanında etrafa saldıran bir boğa, yakalandıktan sonra aynı yerde asılarak idam edildi..
1474’te Basel’de yumurtlaması anormal bulunan bir tavuk yakılarak öldürüldü..
1494’te Cecile adında 4 yaşında bir domuz, bir bebeğin ölümüne neden olmakla suçlandı. Hayvan mahkemesine çıkartılan Cecile, yargılandıktan sonra idam edildi.
1712’de Fransa’da mahkeme konseyine saldıran ve üyelerden birini ısıran köpek, bir yıl boyunca zincirlere vurularak hapsedildi..
1864 yılında Hırvatistan’ın Pleternica bölgesinde küçük bir kızın kulağını ısıran bir domuz yargılandı ve idam edildi.
Aynı yıl bir adamı sokan arının kovanı yakılarak cezalandırıldı.
Bunlar gibi örnekler o kadar çok ki.
İstanbul'da maymun besleyenler çoğalmıştı..
Özellikle gemiciler "gemi maymunu" yetiştiriyordu..
Bu maymunlar yelken direklerinin tepesine tırmanarak korsan gözcülüğü yapıyordu..
Galata'da iki köprü başı arasında gemicilerin tüm ihtiyaçlarının satıldığı dükkanlar vardı..
Sokollu Mehmet Paşa Camii (Azapkapısı Camii) civarında da bir sıra maymuncu dükkanı bulunuyordu..
Bu dükkanlarda çok iyi eğitimli gemi maymunu satılıyordu..
Padişah 3. Murat'ın hocası Rumeli Kazaskeri Molla Abdülkerim Efendi, hayvanları sevmeyen biriydi..
Ardından arkasına yüzlerce insanı toplayıp Galata'daki maymun dükkanlarını bastı..
Tüm maymunlar toplandı..
Halkın gözü önünde ağaçlara asılıp idam edildi.
Yıl 1910'du.Aylardan Haziran.
Sultan 2. Abdülhamit devrilmişti.
İttihat ve Terakki dönemiydi.
Talat Paşa Dahiliye Nazırı'ydı.
Hükümetin emriyle İstanbul Belediye Başkanı Suphi Efendi, kentteki tüm köpeklerin toplanıp Hayırsız Ada'ya bırakılmasına karar verdi.
Teknelerle Hayırsız Ada'ya bırakıldılar.
Sayıları 80 bin kadardı.
Hayırsız Ada sert kayalıklı.
Üzerinde tek bir ağaç yetişmemişti.Yiyecek ve tatlı su da yoktu.
Hayvansever vatandaşların kayıklarla yetirdiği mamalar yetmiyordu.
Köpekler birbirlerini yediler.
Feryadları geceleri İstanbul'a kadar ulaşıyordu..
Halk şikayet edince, görevliler gelip maymunu domuz bağı ile bağlamıştı.
Hayvan yerde acı içinde kıvranırken, çoğunluk sevinç çığlıkları atmıştı.
Bu vahşet sadece Hindistan'da değil dünyada da tepkiyle karşılanmıştı.
Sorumlular ceza almadı.
"Tüm hayvanları kendimize köle kıldık.. Eğer hayvanların dini olsaydı, şüphesiz şeytanı insan şeklinde hayal ederdi."
Kızılderili reisi Seattle şu sözleri ne kadar doğru.
"Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir.
Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, insanlar, ağaçlar... Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Tüm hayvanlar gitse insanların ruhu büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür."
İnsan denen yaşam türü içindeki şeytanı öldürmeden dünyaya huzur yok.
Hayvanları öldürmeyin.
İçinizdeki şeytanı öldürün.
Yorum Yap