Tanrı, Atatürk ve insan beyni

  • 6.11.2011 00:00

 Davranış bilimleri profesörü Nicholas Epley ve dört diğer akademisyen tarafından 2009 yılında yapılan bir dizi deney, insanların “Tanrı’nın dileği” olarak gördükleri pek çok şeyin aslında büyük ölçüde kendi düşüncelerinin bir yansıması olduğunu ortaya koydu.


İlk dört deney
de, deneklerden, idam cezasıIrak Savaşıeşcinsel evlilikleri ve kürtaj gibi bir dizi ihtilaflı konudaki pozisyonlarını belirtmeleri istendi. Denekler bunu yaparken, (1) ortalama bir Amerikalının, (2) Bill Gates’in, (3) George W. Bush’un, ve (4) Tanrı’nın aynı konulardaki tavrı hakkında tahminlerde bulundular. Deney sonuçları, deneklerin kendi yanıtlarının Tanrı hakkındaki düşünceleri ile sistemli olarak aynı doğrultuda olduğunu ortaya çıkardı.


Beşinci deney
de, denekler iki kısma ayrıldı. Birinci kısımdakiler, pozitif ayrımcılık konusunda son derece iyi yazılmış, gayet güçlü argümanlar içeren bir yazı okudular. İkinci kısımdakilere ise, aynı konuda, ancak zayıf argümanlarla desteklenen bir başka yazı verildi. Amaç, deneklerin pozitif ayrımcılık konusundaki fikirlerinin değişmesi durumunda, Tanrı hakkındaki fikirlerinin de değişip değişmeyeceğini ölçmekti. Sonuçlar analiz edildiğinde, güçlü argümanlar içeren makaleyi okuyanların, diğer makaleyi okuyanlara göre pozitif ayrımcılığa daha çok ikna oldukları görüldü. Ancak daha da önemlisi, bu deneklerin, kendi düşünceleriyle birlikte, Tanrı’nın pozitif ayrımcılık konusunda ne düşündüğü hakkındaki tahminlerinin de aynı doğrultuda değişmiş olmasıydı.


Altıncı deney
de, denekler yeniden iki kısma ayrıldı. Birinci kısımdakilerden, idam cezasınınlehinde, ikinci kısımdakilerden ise aleyhinde bir metin yazmaları ve sonra da, yazdıkları metinleri kamera önünde okumaları istendi. Amaç, gerçek düşüncelerinin aksi yönünde zihin egzersizinde ve beyanda bulunmak durumunda bırakılan deneklerin düşüncelerinin değişime uğramasını sağlamaktı. Öyle de oldu. Deneklerin idam cezası konusundaki düşünceleri (her iki yönde de) değişikliğe uğradı. Ancak, bununla birlikte, deneklerin Tanrı’nın idam cezası konusunda ne düşündüğü hakkındaki tahminleri de aynı doğrultuda değişmişti.


Yedinci ve son deney
de, denekler, yine çeşitli konulardaki düşüncelerini ifade ettiler, ve (1) ortalama bir Amerikalının, (2) Tanrı’nın aynı konularda ne düşündüğü hakkında tahminlerde bulundular. Bu son deneyi önemli kılan, MR cihazıyla deneklerin beyin faaliyetlerinin de gözlenmesiydi. Çekilen beyin fotoğrafları, deneklerin, gerek kendi düşüncelerini belirtirken, gerekse Tanrı’nın düşünceleri hakkında tahminlerde bulunurken, beyinlerinin aynı kısmını kullandıklarını ortaya çıkardı. Denekler “ortalama bir Amerikalı” hakkında tahminlerde bulunurken ise, böyle bir durum söz konusu olmuyordu.

Bütün bunlar, insanların kendilerini merkeze alarak düşündükleri ve kendi düşüncelerini doğru gördükleri için, yanılmaz olan Tanrı’ya da aynı “doğru” düşünceyi atfettiklerini ima ediyor. Yaniinsanlar, şu şekilde özetlenebilecek bir mantık dizisi ekseninde düşünüyorlar: (1) idam cezası doğru/yanlış, (2) Tanrı yanlış düşünmez, o halde (3) Tanrı da idam cezasının doğru/yanlış olduğunu düşünüyor.


Atatürk ve insan beyni


Hilâl Kaplan
’ın geçtiğimiz günlerde yayımlanan Türkiye’nin ‘Ölmeyen’ Babası adlı kitabında, üniversitelerdeki Atatürkçü Düşünce kulüplerinin üyeleriyle yapılan mülakatlar yer alıyor. Mülakatlar, her Atatürkçünün Atatürk hakkında farklı bir tahayyüle sahip olduğunu, dahası, kendisine “Atatürk kimdi” diye sorulan bir Atatürkçünün, aslında “Ben kimim” sorusunu yanıtladığını ortaya çıkarıyor. Kimi Atatürkçülerin dinle barışık bir Atatürk imgesine sahipken, kimi diğerlerinin dine eleştirel bakan bir Atatürk tahayyül etmeleri, bu durumun bir sonucu.

Hilâl Kaplan, bu verilerden hareketle, (bir semiyoloji terimi kullanarak) Atatürk imgesinin “boş bir gösteren” haline geldiğini söylüyor. Bunun anlamı, Atatürk imgesinin içinin, kişiye göre farklı şekillerde doldurulabilmesi. Mülakatlardan birinde Atatürkçü bir kızın Atatürk için, “Işık gibi, yani birçok şeye uyarlanabilir” demesi, bu yanlışlanamaz belirsizlik ile ilgili.


Sonsöz


Atatürk, Atatürkçülerin tanrısı haline geldi. Bu tanrı, Atatürkçülerin sayısı adedince farklı anlamlar ifade ediyor
. Mantık dizisinin formatı ise aynı: (1) din iyi/kötü, (2) Atatürk yanlış düşünmez, o halde (3) Atatürk de dinin iyi/kötü olduğunu düşünüyor. Ya da: (1) Dersim Katliamı kötü, (2) Atatürk mutlak manada iyidir, o halde (3) Atatürk Dersim’de katliam emri vermiş olamaz.

Özetle, siyasi değil, psikolojik bir vaka ile karşı karşıyayız. Ama neyse ki tesbiti MR cihazı ile mümkün.


taraf@serdarkaya.com

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums