Anayasa Mahkemesi'ne çağrı

  • 1.02.2016 00:00

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Afrika ziyareti öncesi yaptığı açıklamada Can Dündar ile Erdem Gül'ün tahliye olmalarına yol açan Anayasa Mahkemesi kararı hakkında şunları söyledi: "Mahkeme'nin kararını kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum da saygı da duymuyorum. Bu bir beraat kararı değildir, tahliye kararıdır. Aslında onlarla ilgili karar veren mahkeme kararında direnebilirdi… Ben gidiyorum, ortalık çalkalanabilir…”

Cumhurbaşkanı'nın bu sözleri etmesine şaşıran oldu mu, sanmam. Erdoğan, 2011 yılı başından bu yana, gayet kararlı bir şekilde, “genlerimizde var” dediği türden bir tek adam rejimi, alaturka başkanlık rejimi tesis etmenin peşinde. Kuvvetler ayrılığının kendisine engel olduğunu söyleyerek başladı, üzerine yemin ettiği anayasayı “bekleme odasına” aldığını, kendisinin de “fiilen başkan” olduğunu ilan ederek devam etti. Kendi eliyle başbakan yaptığı Ahmet Davutoğlu'na dahi güvenmediği, bütün iktidarı kendi ellerinde toplamak istediği ayan beyan ortada. Bunun için ne gerekiyorsa, fütursuzca yapacağı muhakkak. Aksi takdirde partinin, dolayısıyla ülkenin denetimini elinden kaçıracağı kaygısını taşıdığı çok açık.

Erdoğan, Meclis'teki AKP çoğunluğuna komuta ederek, yargıyı kendine bağımlı hale getirerek, iktidara göbek bağıyla bağlı işadamlarına yandaş medya kurdurarak, muhalif medyayı elinden gelen her yolla susturarak, yalnız partisi değil ülke üzerinde sulta kurmuş durumda. Erdoğan iktidarının önünde, cılız muhalefet dışında hemen hiçbir denge ve fren mekanizması kalmadı. Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül için aldığı karar, bu nedenle hemen ilk kez ciddi bir “dur,” fren işareti anlamını taşımakta.

Anayasa Mahkemesi, bugüne kadar çok karışık bir performans gösterdi. Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kurulmasına onay vererek, hukuk devletinin tahribine yeşil ışık yaktı. Hidayet Karaca'nın, Gültekin Avcı'nın, Mehmet Baransu'nun başvurularına cevap vermedi. Bunları biliyoruz. Yine de bir umut ışığı yaktığı için Anayasa Mahkemesi'ni kuruluş amacına bağlı olarak önüne gelen bütün davalarda insan haklarına dayalı hukuku üstün tutmaya, böylelikle bütün yargıya yol göstermeye çağırmalıyız.

Ergun Özbudun, Baskın Oran, Binnaz Toprak, Gencay Gürsoy, Levent Köker, Metin Günday, Murat Belge, Mustafa Erdoğan, Niyazi Öktem, Oktay Uygun, Turgut Tarhanlı, Yücel Sayman gibi saygın akademisyenler başta olmak üzere özgürlük ve çoğulculuk yanlılarından oluşan bir grup, dün kamuoyuna şu açıklamayı yaptı: “Darbe anayasasının yapıldığı tarihten bu yana, toplumda yeni anayasa arayışları eksik olmamış, farklı siyasal anlayışlara dayalı değişik anayasa önerileri gündeme gelmiştir. Bu çerçevede çoğulcu, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa talebi en zor şartlarda bile savunulmuştur. Anayasa tartışmaları bir süredir yeniden canlanmış, kamuoyunun gündemine girmiştir. Çatışmaların sürdüğü ve mevcut anayasadaki hakların fiilen askıya alındığı bugünkü ortamda yeni anayasa sürecinin demokrasi dışı yönelimlere alet edilmesinden endişe duyuyoruz. Bu sürecin, otoriter bir rejime hukuki statü oluşturma ihtimaline karşı, tüm toplumsal kesimlerin evrensel demokratik değerler çerçevesinde etkili bir irade ortaya koymaları hayati önem taşıyor. Çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü değerlere dayanan demokratik bir anayasa sürecinin şartlarını oluşturmak için, duyarlı herkesi ortak bir çabada buluşmaya davet ediyoruz.”

Çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa yapmanın şartları ne yazık ki mevcut değil. Ne var ki, etkin bir muhalefetle otoriter rejime anayasal statü verilmesini önleyebiliriz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums