- 22.05.2014 00:00
Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olacağına kesin gözüyle bakılabilir.
Çoğunluğu temsil iddiasına gölge düşmemesi için ilk turda seçilmek isteyeceği de muhakkak. Yüksek Seçim Kurulu’na göre AKP’nin son yerel seçimlerde aldığı oy oranı % 43,1. İlk tur oylamanın yapılacağı 10 Ağustos’a kadar bu oranda hiç erime olmayacağını varsaymak (hele Soma’dan sonra) gerçekçi değil. Bu varsayımla bile, Erdoğan’ın ilk turda seçilebilmesi için oy oranını en az 7 puan artırması gerekiyor. Eminim kendisi ve yakın mesai arkadaşları epey zamandır bu konuda kafa patlatıyor: İlave oylar nereden gelebilir?
Herkesin aklındaki cevap, hükümet ile PKK lideri Öcalan arasında devam eden gizli pazarlıklar. Hükümet, Öcalan’ın kabul edebileceği bir adım atacak olursa, BDP-HDP oyları Erdoğan’a yönelecektir. Geçenlerde HDP Grup Başkan Vekili ve rutin İmralı ziyaretçisi Pervin Buldan’ın, “Öcalan ile devlet heyeti arasında Bölgesel Özerk Yönetim Yasası ve Demokratik Sivil Toplum Yasası olarak iki konuda anlaşmaya varıldığını” açıklaması bu bağlamda dikkat çeken bir gelişmeydi. Her ne kadar HDP yönetimi Buldan’ı doğrulamadıysa da, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Muhakkak ki Erdoğan ve kurmaylarının güvendikleri ilave bir oy kaynağı, ilk kez bulundukları yerden oy kullanabilecek olan, sayıları 2,7 milyona varan (toplam seçmenlerin % 5’i) yurtdışındaki yurttaşlar. İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonraki dördüncü büyük seçim çevresi ise 1,5 milyon seçmenle Almanya. Almanya’nın önde gelen haftalık haber dergisine göre: Erdoğan’ın Almanya Cumhurbaşkanı Gauck hakkında, “Alevi kisveli ateistler ağzıyla konuştu… Sen o aklı kendine sakla… Kendini hâlâ rahip sanıyor…” şeklinde konuşması, anayurttakilere nazaran daha milliyetçi olan ve Almanya’ya karşı kızgınlıkları da olan Türklerin gururunu okşadı. Erdoğan’ın Gauck’a bilerek çıkışmış olması muhtemel. Erdoğan, 24 Mayıs’ta (bu cumartesi) Köln’deki bir stadyumda yapacağı toplantıda adaylığını açıklayarak, seçim kampanyasını orada başlatabilir. (Der Spiegel, 09.05.2014.)
İlave oy getirecek başka bir girişim, Erdoğan’ın seçildiği takdirde Ayasofya’yı cami yapacağını ilan etmesi. Böyle bir vaadin MHP, SP ve çeşitli dini cemaatlerin tabanından Erdoğan’a oy kaymasına yol açacağı muhakkak. AKP’de böyle bir niyetin varlığının işareti, İznik ve ardından Trabzon’daki öteki Ayasofyaların müze olmaktan çıkarılıp camiye çevrilmelerinden sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın geçen kasım ayında İstanbul’da söyledikleri: “Bu mahzun Ayasofya’ya bakıyoruz, inşallah güleceği günlerin yakın olmasını Allah’tan diliyoruz…” Arınç’ın yakınlarda yabancı basına “Böyle bir şey hükümetin gündeminde yok” demiş olması, gündeme gelmeyeceği anlamına gelmiyor.
Erdoğan’ın idam cezasını geri getirmek için “bazı malum yerlerin baskılarını” (Avrupa Konseyi kurucu üyeliğinin yükümlülüklerini hiçe saymayı) göze alamayacağı anlaşıldı. Ama Ayasofya’yı cami yaparken “bazı malum yerlerin baskılarını” umursamayabilir ya da seçildikten sonra vaadini unutmak için bahane yapabilir.
Umarım Başbakan Erdoğan, İspanya eski başbakanı Jose Zapatero ile beraber BM’nin 2005’teki 59. Genel Kurulu’nda kabul edilen “Medeniyetler İttifakı” girişimini başlatan iki liderden biri olduğunu hatırlar. Söz konusu girişimin amacı, “son yıllarda Müslüman ülkeler ile Batılı toplumlar arasında görülen karşılıklı şüphe, korku ve kutuplaşma ortamı”nı kültürlerarası karşılıklı saygıyı güçlendirerek gidermek. Ayasofya’yı müze olmaktan çıkarmak, amacın tam tersi sonuç verecektir.
Yorum Yap