Ödüllü bir resimaltı yarışmasına ne dersiniz?

Nasıl bir ödül olacağına henüz karar veremedim. Ama belki üzerinde Atatürk resmi olan bir duvar saati, bardak altı, anahtarlık veya çay bardağı olabilir. Bunlar genellikle ucuz plastikten yapılmış şeyler oluyor, biliyorum, ama manevî değerlerini kimse azımsamayacaktır herhalde.

Kazanmak için, resmin gerçek hikâyesinden daha gülünç ve aynı zamanda daha üzücü bir resimaltı yazmanız gerek.

Resim şöyle:

Bir sahaf dükkânında buldum. Türk Haberler Ajansı’nın bir fotoğrafı, 7 Nisan 
1971 tarihli.

Arkasında şöyle yazıyor:

“Eskişehirli minibüsçüler şehir içinde sefer yapmalarına izin verilmeyince Belediye’yi önce Vilayet’e, sonra da Atatürk’e şikâyet ettiler. Fotoğrafta Eskişehirli minibüsçüler Atatürk anıtı önünde görülüyor.”

Minibüsçülerin şikâyetini heykel nasıl karşılamış, bilemiyoruz.

Atatürk’ün sesinin ince olduğu bilinir, ama heykelinin sesi kalın olsa gerek.

Davudî bir sesle, “Vay namussuz Belediye! Türk minibüsçüleri dünyanın en zeki, çevik ve ahlaklı minibüsçüleridir. Çağırın hemen o Belediye Başkanı’nı buraya!” demiş midir acaba?

Fotoğrafın çekildiği 1971 yılından bu yana çeşitli Türk meslek erbabının iyileştiği ve heykellerle konuşmayı bıraktığı düşünülebilir.

Gerçekten de başka heykel sohbetlerinden haberdar değilim.

Onun yerine, belki Atatürk heykeli az olduğu için, belki de heykeller pek tepki vermediği için, bizzat adamın tabutuna götürülüyor şikâyetler.

Geçen yıl şubat ayında: “Balyoz davası kapsamında tutuklanan 163 general, amiral ve subayın eşleri, çocukları, yakınları Anıtkabir’de toplandı. Subay eşlerine Atatürkçü Düşünce Derneği Avcılar Şubesi, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, İşçi Partisi Beykoz Teşkilatı, Cumhuriyetçi Kadınlar Şişli Şubesi’nden bazı gruplar ile bazı vatandaşlar destek verdi. Kalabalık, Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı Emekli Tümgeneral Melih Tunca başkanlığında Aslanlı Yol’dan yürüdü. Bu sırada Harbiye Marşı söylendi ve çeşitli sloganlar atıldı. Mozoleye çelenk konulmasının ardından dev Türk bayrağı açan grup İstiklal Marşı’nı okudu. Asker eşleri bakımlılıklarıyla dikkat çekti. Balyoz davasında tutuklanan Gölcük Donanması’nda Hücumbotların Kurmay Başkanı Albay Kıvanç Kırmacı’nın eşi Ayça Kırmacı, ‘Makyaj yaptığımıza bakmayın. İçimiz kan ağlıyor. Biz kendimize ve etrafımıza saygımızdan bakımlı olmak zorundayız’ dedi.”

Yine geçen şubat: “Danıştay üyeleri ve Başkan Mustafa Birden atamaları protesto için cübbeleriyle Anıtkabir’e çıktı. HSYK’nın Danıştay ve Yargıtay’a seçtiği yeni üyeler, Danıştay’ın sert tepkisine yol açtı. Danıştay mensupları, atamaların açıklanmasının ardından, Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in öncülüğünde Anıtkabir’e gitti. Birden, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajda, HSYK’yı şikâyet etti.”

Geçen haziran ayında: “YARSAV Yönetim Kurulu üyeleriyle yargıç ve savcılardan oluşan bir heyet, YARSAV Başkanı Arslan başkanlığında Anıtkabir'i ziyaret etti. Aslanlı Yol'dan yürüyerek Atatürk'ün mozolesine çelenk koyan heyet, saygı duruşunun ardından Anıtkabir merdivenlerinde fotoğraf çektirdi. Arslan deftere şunları yazdı: ‘Yaşadığımız acıların, hayal kırıklıklarının ve ihanetlerin şikâyeti ile değil, karşı koyma ve ülkünü yüceltme adına mücadele azmimizle huzurundayız. Gösterdiğin yolda yılmaz bekçilerin olarak kalacağımıza söz veriyoruz.’”

Örgütlü Kemalizm, devletin bekasını her şeyin önüne koyanlar, askerî vesayeti gerekli bulanlar Türkiye’de artık azınlık.

Azınlık, ama az değil.

Başbakan’ın başkanlığında hükümet üyelerinin Anıtkabir’e gidip halkı şikâyet edeceği gün de uzak değil bence.

ronmargulies@btinternet.com