Silah dediğin...

  • 23.02.2011 00:00

Babası 1920’lerde Sibirya’ya sürgüne gönderildiğinde, bizimki küçücük bir çocukmuş henüz. Duygusalmış, içine kapanıkmış biraz.

Birkaç yıl sonra şiir yazmaya başlamış. Büyük bir şair olmayı hayal etmiş.

Bugün 92 yaşında. Gerçekten de altı şiir kitabı yayımlamış. Ama çok da büyük bir şair olduğu söylenemez.

Biz de zaten onu şiirleriyle değil, başka bir eseriyle tanıyoruz.

Korgeneral Mikhail Timofeyeviç Kalaşnikov’un ölümsüz eseri, Avtomat Kalaşnikova 1947 otomatik tüfek. AK-47.

Tam 64 yıldır milyonlarca askerin, gerillanın, özgürlük savaşçısının ve gangsterin elinde görmeye alıştığımız silah.

Görmesek de, tutmasak da, hepimizin duyduğu, bildiği, tanıdığı, Rusların adeta sevgi dolu bir ifadeyle “Kalaş”, bizimse “Keleş” dediğimiz silah.

Bir ülkenin bayrağını süsleyen tek silah. (Hangi ülke olduğunu da siz bulun artık!)

Kalaşnikov hafiftir, kolay taşınır. Temizlemesi ve bakımı basittir. Üretimi ucuz, fiyatı ehvendir. Hareketli parçaları arasındaki geniş mesafe, içine pislik dolduğu zaman bile rahat çalışmasını sağlar. Tropikal sıcaklardan kutup soğuklarına, bataklıklardan çöllere en zorlu koşullarda bile tıkır tıkır çalışır, hiç tutukluk yapmaz.

Bir iddiaya göre, “Slav okul çocukları tarafından bile 30 saniyeden kısa sürede sökülüp tekrar biraraya getirilebilir”.

Kalaşnikov’un tek sorunu, pek hassas bir silah olmaması. Ama o kadarı kadı kızında da olur. Dakikada 600 mermi atan bir tüfek hassas olmasa kaç yazar!

Basit bir piyade askerini etkili bir ölüm makinesine dönüştürme hülyası çok eski.

Kovboy filmlerinden biliriz: Trenin yük vagonunun kapısı açılır, vagonun loşluğunda ya bir Gatling ya da bir Maxim görünür, çok gözlü kalın namlu takır takır dönmeye başlar, dakikada 400 kurşun kusar ve yüzlerce Meksikalı asker veya haydut birkaç dakikada atalarına kavuşur. Tek bir asker, yarım ordunun hakkından gelmiştir.

İlk olarak Amerikan İç Savaşı’nda kullanılan Gatling makineli tüfeğin mucidi Dr. Richard J. Gatling’in yaratıcılığına bayılıyorum. Teknik yaratıcılığına değil, hayal gücüne. Pişman olup olmadığı sorulduğunda, “Yüz askerin öldürdüğü insanı tek bir asker öldürebildiğinde, geri kalan 99 asker evine dönüp barış içinde yaşayabilir” demiş!

Gatling ve Maxim gibi, ihtiyar Kalaşnikov’un da içi rahat: “Silah üreticisi olmamın nedeni, İkinci Dünya Savaşı’nda Rusya’ya saldıran Almanlar. Milyonların ölümüne yol açan bir silahın mucidi olarak geceleri nasıl uyuyabildiğimi soran olursa, hiç uyku sorunum yok derim. Ülkemi korumak için silah ürettim.. Bu silahı öncelikle anavatan savunması için yarattım.”

Övünmeden de edemiyor: “Elinde Kalaşnikov’uyla Bin Laden’in fotoğrafını gördüğümde rahatsız oluyorum elbet. Ama ne yapabilirim ki? Teröristler aptal değil ya, en güvenilir silahı seçiyorlar elbet. İcadımla gurur duyuyorum, ama teröristler tarafından kullanılması beni üzüyor.”

Gatling ve Maxim, icatları sayesinde milyarder olmuş.

Kalaşnikov ise korgeneralliğe kadar yükselmiş ve iki kez ‘Sosyalist Emek Kahramanı’ payesiyle ödüllendirilmiş.

Milyarderliği anladık da, silah icat etmekle “Sosyalist” ve “Emek” kavramları arasındaki ilişkiyi merak etmiş olabilirsiniz.

“Sosyalist” kavramının içi boşaltıldığında kolayca kurulur bu ilişki. Bir zamanlar Moskova’da kurulmuş olduğu gibi.

Benim Marx’tan öğrendiğim sosyalizmin ise silahla hiç alakası yok.

Örnek mi?

Çok uzağa gitmeye gerek yok.

İşte Tunus. İşte Mısır. İşte Libya.

Diktatörlerin tankına, topuna, tüfeğine karşı tek bir silah kullanıldı mı?

Tahrir Meydanı’nda tek bir Kalaşnikov var mıydı?

Gerek yoktu ki.

Milyonlarca emekçinin gücü, milyonlarca olmaktan gelir.

ronmargulies@btinternet.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums