Ulusalcıların sancıları

  • 29.08.2014 00:00

 Sosyal demokrat olduğunu iddia eden partilerin temel bir özelliği, içlerinde bir ‘sol kanat’ olmasıdır. Parti muhalefette olduğunda, bu sol kanat büyür, radikalleşir, daha çok ses çıkarır. İktidarda olmamanın, söylediklerini uygulamaya koyma sınavını yaşamamanın verdiği rahatlıkla iyice solculaşır.

Parti iktidara geldiğinde ise, sol kanat küçülür, “Aman, kendi hükümetimizi sarsmayalım” kaygısıyla sessizleşir, uysallaşır. Ama en küçük ve uysal zamanlarında bile, yine de bir sol kalır, bazı milletvekilleri radikal bir söylem kullanır, bazıları sokaktaki mücadelelere katılır.

İddia edilir ki, CHP’nin içinde de bir sol kanat varmış. Hep duyarım, var olduğu söylenir. Sezgin Tanrıkulu’nun adı geçer, Binnaz Toprak’ın adı geçer, filan.

“Sessiz ve gizli sol”

Diyelim ki var. İyi de, geçtiğimiz birkaç yılda, bu kişilerin herhangi bir şey söylediği, herhangi bir CHP siyasetine (devlet ve ordu savunmacılığına, Silivri hayranlığına, İslam düşmanlığına) karşı çıktığı, parti liderliğine karşı örgütlendiği, mecliste maraza çıkardığı oldu mu? Ben hiç görmedim, duymadım.

Hiç kimsenin görmediği, duymadığı bir ‘sol kanat’ ne işe yarar? Yaklaşık kırk yıldır muhalefette olan bir partide, ‘sol kanat’ öne çıkamıyorsa, “Muhalefet öyle değil, böyle yapılır” demiyorsa, bu sol kanadın kime ne faydası vardır? Kim ciddiye alabilir?

İzmir Milletvekili Rıza Türmen, geçenlerde “CHP’nin hedefi çağdaş sosyal demokrasi olmalı. Hem ulusalcı hem solcu olamazsınız” dedi. Harika. Ne kadar güzel, ne kadar doğru. Ama, be kardeşim, on iki yıllık AK Parti iktidarı boyunca neredeydin? Düzinelerce milletvekili her hafta Silivri’ye giderken, Kılıçdaroğlu “Neredeymiş Ergenekon, gösterin de üye olayım” derken niye ses çıkarmadın? Adam Cumhurbaşkanı seçildikten sonra mı hatırladın hem ulusalcı hem solcu olunamayacağını?

İstanbul Milletvekili Melda Onur da, “Partinin en sağında sosyal demokratlar olsun. Mutlaka LGBTİ PM üyemiz olsun. Gezi Ruhu ile anılan toplumsal muhalefetin bedel ödemiş yüzlerini PM’de görelim” demiş. Daha da güzel. Mükemmel.

Ama sorun şu ki, bu güzel sözleri 12 yıldır söyleyen, CHP liderliğini sürekli sıkıştıran bir sol kanat olmadığı için, bugün dinleyen kimse de kalmadı. Geçmiş olsun.

Tesadüf değil, kaza değil

Aynı cümlenin devamında Türmen şöyle demiş: “CHP bu yönde önemli adımlar attı. Aradaki sıkıntılar geçiş döneminin sıkıntıları. CHP değişti ve değişmeye devam edecek. Bu yaşadıklarımız doğum sancıları. Bu tartışmaları da olumlu buluyorum.”

Anlaşılan, “CHP” ifadesini kullanıyor olmasına rağmen, Türmen başka bir partiyi kastediyor! Hangi önemli adımlar? Hangi geçiş? Hangi doğum? Biz neredeydik bunlar olurken? Niye göremedik?

Sanırım Türmen de CHP Gençlik Kolları’nın Kurultay öncesi çıkardığı 26 maddelik beyannameyi gözden kaçırmış. Yardımcı olayım. Beyannamenin dördüncü maddesi şöyle:

“Barış süreci ne Kürt Hareketi olarak kendisini tanımlayan siyasi yapıların tekelindedir, ne de gerici AKP faşizminin. Feodalizmden beslenen ve gerici unsurları içinde barındıran bu hareketler Kürt halkının yıllardır süren mücadelesini etnisite ve din kavramları arasına sıkıştırmış, Kürt halkı üzerinden kendilerine siyasi rant sağlama derdine düşmüşlerdir. Kürt sorunu ne feodal gericilikle ne de sınıflar arası barışla çözülebilir. Kürt sorunu, sınıfsal mücadelenin geliştirilmesi ve kültürel farklılıkların korunması ve geliştirilmesiyle çözülebilir.”

Bu maddede olduğu gibi, “emek, ezilen, kimlik, sınıf” kelimeleri diğer maddelerde de gani gani kullanılmış. Belli ki CHP gençliği müthiş solcu, değişimci ve yepyeni! Birisi bunlara anlatsa, Kürt hareketini “Feodalizmden beslenen ve gerici unsurları içinde barındıran hareket” olarak düşünmek, pek solcu da değil, değişimci de, yeni de. Belki Rıza Türmen anlatır.

CHP’nin sancı çektiği doğru da, ne sancısı olduğu belli değil.

Ve bu sancılar CHP ile sınırlı değil. Solcu olduğunu zanneden tüm ulusalcılar kıvır kıvır kıvranıyor.

TKP cart diye ikiye bölündü. İşçi Partisi’nin Genel Sekreteri bağıra çağıra istifa etti. Diğerleri fokur fokur kaynıyor.

Bütün bunlar tesadüf değil, kaza değil.

Türkiye’de 15 yıldır olanları anlayamayan, kafayı İslam’a takıp halkı kendine düşman eden, AK Parti’nin her seçimde oy arttırmasını açıklayamayıp halkın aptallığına karar verenler, sivil partilere karşı ordunun, halka karşı devletin yanında saf tutanlar eninde sonunda çok derin sancılar çekmeye mahkûmdur. Çekiyorlar. Beter olsunlar.

Roni Margulies

ronmargulies@btinternet.com

(Sosyalist İşçi)

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums