Başbakan ve Peygamber

  • 23.03.2014 00:00

 Peki, yalan söylerse ne olur?" deyince, Peygamber'imiz ayağa fırlıyor, "Asla" diyor. Yalan bu denli tehlikeli bir şey...

Başbakan'ın bu sözlerini sorunlu buldum doğrusu.

Yalan söylemek iyi bir şeydir diye düşündüğüm için değil. Yalan konusunda Peygamber'e de, Başbakan'a da katılıyorum.

Sorun başka...

Birinci sorun, hükümet ile Cemaat arasındaki kavgayı dinî ifadeler kullanarak yürütmek. Kavganın ne olduğunu herkes biliyor. Kavga, kim yönetecek, kim parsa toplayacak, kim daha zengin olacak kavgası. İktidar hırsı, para hırsı. Hükümeti destekleyenler de, Cemaat'i destekleyenler de bunu biliyor.

Bu kavgayı Peygamber'e dayandırarak, ayetlere dayandırarak yapmak, İslam'a ayıp etmektir bence. Dini kendi kendi dünyevî amaçlarına araç etmektir. Konunun uzmanı değilim ama böyle yapanların, Başbakan'ın da, Hocaefendi'nin de, her an çarpılabileceğini zannediyorum.

İkinci sorun da şu. Ben Başbakan'ın yerinde olsam yalan konusunu bu kadar vurgulamazdım.

Yalan söylediği besbelli olan bir kişinin, Peygamber'i de araya sokarak yalan söyleyenleri lanetlemesi tehlikeli geliyor bana.

İstifa eden dört bakanın, başka bakanların, Başbakan'ın oğlunun ve bizzat Başbakan'ın yaptıkları er veya geç ortaya çıkacak. Hepsinin ne kadar kısa zamanda ne kadar inanılmaz servetlere sahip olduğunu eninde sonunda öğreneceğiz. Ve bu yaptıklarını örtbas etmek için söyledikleri yalanlar herkesin gözleri önüne serilecek.

O zaman ne diyecek Başbakan?

"Yalan hakkında bir zamanlar ileri geri konuşmuştum. Lütfen o dediklerim kayıtlardan silinsin!" diyebilir mi?

Veya Süleyman Demirel gibi, "Dün dündü, bugün bugündür" mü der? "O gün öyle işime geliyordu, bugün böyle geliyor" mu der?

Sahi, o dört bakan ne oldu?

Kendileri hakkında hiçbir dava, soruşturma, inceleme, tutuklama filan olmadığına göre, demek ki hiçbir suçları yokmuş! Yolsuzluk filan yapmamışlar!

Niye istifa ettirildiler o zaman? Yazık değil mi?

Anlaşılan, Başbakan onlara çok büyük haksızlık etmiş.

Herhalde Peygamber'in haksızlıklar hakkında da söylemiş olduğu bir şeyler vardır.

İşin içine Peygamber'i sokunca, Başbakan için şöyle bir sorun da var bence.

Gaziantep'te demiş ki:

"Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak?"

Demiş ki, "Sanmayın ki bunlar bir çocuğun cenazesi için bir araya geldiler. Bunlar maşa. Biz Türkiye'yi sokakta bulmadık. Bu sokak vandallara teslim edilmez."

Gencecik bir çocuk öldürüldüğü zaman, o çocuğu suçlu göstermek ve çocuğu katledenleri mazur görmek konusunda Peygamber Başbakan gibi düşünür müydü acaba?

Ve bir çocuğun cenazesine katılan insanlara hakaret etmek, "maşa" ve "vandal" demek Peygamber'in hangi düşüncelerine uygun düşer?

Bu soruları ben soruyorsam, milyonlarca Müslüman'ın da sorduğunu tahmin ediyorum.

ronmargulies@btinternet.com

(İlk olarak Sosyalist İşçi'de yayımlanmıştır.)

http://www.marksist.org/yazarlar/roni-margulies/14352-basbakan-ve-peygamber

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums