Babaları her gün hoş tutmalı

  • 22.06.2011 00:00

Diyen olmuş mudur acaba, “Dünyanın tüm muhafazakârları, birleşin!” Olmuşsa, en kolay fikir birliği sağlayacakları konu kuşkusuz “aile” olur.

“Anne”, “baba”, “1,5 çocuklu sıcak aile yuvaları” gibi kavramlar Rejkjavik’ten Kamçatka Yarımadası’na kadar tüm muhafazakârların kalbini ısıtır. Sinema ekranlarında ve roman sayfalarında “Aa, bak, bak, Ali Rıza, oğlumuz ‘Mgrş’ dedi” sahnesi her muhafazakârın gözlerinde birer damla gözyaşının pırıldamasına yol açar.

Ve tüm muhafazakâr politikacılar, Murmansk’tan Mbabane’ye kadar, aile kurumunu kutsar.

Örneğin Başbakan, Babalar Günü için bir mesaj yayınlamış. Aile değerlerinin korunması, adalet, paylaşma, sorumluluk, sevgi, saygı, otorite gibi değerlerin kuşaklara aktarılmasında ailenin temel direği olan babaların belirleyici rol üstlendiğini belirtmiş.

Adaleti, paylaşmayı, sevgiyi anladık da, “otorite” bu listeye nasıl giriverdi diyebilirsiniz. Her muhafazakâr bilir ki, aile ve otorite kardeş kavramlardır, ikisi de çok değerlidir, mutluluğumuz için olmazsa olmaz unsurlardır.

Mesajına devam ederek Erdoğan, “Ailesi için her türlü fedakârlığı üstlenip çileye göğüs geren, ailesinin mutluluğunu kendi mutluluğu sayan babalar, çocuklarını geleceğe güvenle hazırlamak için çaba harcıyor. Bu bakımdan, babaların sadece bu özel günde değil, her zaman gönüllerinin hoş tutulması, babalarımıza karşı vefa duygusunun bir gereğidir” demiş.

Erdoğan eklememiş, ama sorulsa eklerdi: “Bütün bunlar doğaldır, insan doğasının gereğidir.” Ailenin, babalığın, babaya vefanın doğallığı da tüm dünyanın muhafazakârlarını birleştiren bir inançtır.

“İnanç” mı dedim? Pardon, “yanılgı” demek istemiştim.

Doğada böyle bir “doğallık” yok.

Fok balığının dev akrabası olan erkek ayıbalığı buzların üzerinde bütün dişileri toplar, ayıptır söylemesi, hepsiyle çiftleşir, “Haydi bana eyvallah, köşeden sigara alıp geliyorum” der, hiçbiri birbirini bir daha görmez.

Albatros kuşu ise genç yaşta bir eş edinir, çocukları birlikte büyütürler, öldükleri güne kadar bir daha da ayrılmazlar. Komşunun kocasına bakmazlar bile. Samanlıkta yakalanan olmaz.

İnsan dâhil, tüm canlı türleri bu iki aşırı ucun arasında bir yere düşer.

Doğadaki en yakın akrabalarımıza baktığımızda, aynı çeşitliliği buluruz.

Şempanzeler grup halinde yaşar, her fırsatta çiftleşir. Erkek gorillerin pek çok dişiden oluşan haremleri vardır. Jibon maymunu tekeşli ve eşine sadık bir hayat sürer.

Kendi tarihimize bakarsak, yine tek ve doğal bir şey yok.

Günümüz dünyasında, genellikle (ama istisnasız bir şekilde değil) tekeşli evlilik yaygın. Ama bu tekeşliliğin kâğıt üzerinde göründüğü kadar gerçek bir tekeşlilik olmadığı, herkesin her an fırsat kolladığı en saf ve iyi niyetli muhafazakâra bile malum olsa gerek.

Geçmişte, güçlü ve zengin erkeklerin kadınları köleleştirip büyük haremler kurması çok sık rastlanan bir durum. Ama çok zaman kadınlardan bir tanesi “hakiki” ve meşru eş, diğerleri değil.

Günümüzde taş devri teknolojisiyle yaşayan basit toplumlara baktığımızda, yine bir yelpaze var: Bu toplumlar genellikle eski toplumlardan daha az çokeşli, ama çağdaş toplumlardan daha az tekeşli.

Kabile toplumlarının dörtte üçü çokeşli. Geri kalanları ise sadece görünürde tekeşli.

Tüm bilimsel araştırmalardan çıkan sonuç, sonuç çıkarmanın pek de mümkün olmadığı. İnsanlık, koşullara bağlı olarak, tekeşli de olabiliyor, çokeşli de. Genellikle istediğini yapıyor ve davranışlarını mevcut fırsatlara uyarlıyor. “Doğal” diye bir şey yok.

“Doğal” olan, yani genlerimizden kaynaklanan, sadece şu var.

Memeli hayvanların yüzde 99’unda olduğu gibi, insanda da kadınla erkek meseleye farklı yaklaşmak zorunda. Erkeklerin ayılığından söz etmiyorum, daha temel bir fark var.

Çiftleşirken kadınla erkeğin yaptığı yatırım çok eşitsiz. Erkek için mesele beş zevkli dakikadan ibaret. Dişi ise, insandan söz ediyorsak, dokuz aylık ve sonrasında birkaç yıllık bir yatırım yapmış oluyor.

Dişi, hangi erkekle çiftleşeceğini dikkatle seçmek zorundadır.

Erkek ise her gün defalarca çiftleşerek genlerini bir sonraki kuşağa aktarma peşindedir.

Yani “babaların gönüllerinin her zaman hoş tutulması” Başbakan’ın istediği sonucu vermez!

Aile maile kalmaz. Erkekler bayram eder. Nüfus patlaması yaşarız.


ronmargulies@btinternet.com
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums