Şimdi oy verelim haftaya tartışırız

  • 8.06.2011 00:00

Yoldaşlarım ve ben bu haftasonu BDP’nin bağımsız adaylarına oy vereceğiz.

Bunun sorunlu, çok uzun boylu tartışmayı gerektiren bir yaklaşım olduğunu hiç düşünmemiştim doğrusu. Başka ne halt edeceğiz ki?

Ama sandığım kadar sorunsuz değilmiş.

Halil Berktay’ın bu sayfalarda geçen hafta dile getirdiği çekinceler sandığımdan daha yaygın. En azından Taraf okurları (ve yazarları) arasında.

Berktay’ın itirazlarından birincisi, silahla ilgili:

“Ben Kürtlerin ezilmişliği ve mağduriyetine ilişkin bütün tesbitlere toptan katıldığımı daha baştan söylüyor ve ardından, ama, diyorum, bundan ‘Kürt siyaseti’nin, özellikle de ‘silâhlı mücadele’nin doğruluğu sonucu otomatik olarak çıkmaz.”

Ve dolayısıyla:

“‘Emek, demokrasi, özgürlük’ blokuna destek veren arkadaşlarımla da ‘ayrı dünya’larda mıyız acaba? İçlerinden biriyle bir sohbetimiz oldu. Tutumumu açıkladım: Bir eli silâhta olan ve/ya şiddeti maruz gösterebilen hiçbir örgüte oy veremem, dedim.”

Şimdi, ben de Kürtlerin ezilmişliği ve mağduriyetine ilişkin bütün tesbitlere toptan katılıyorum. Ve doğrudur, “Bundan ‘Kürt siyaseti’nin, özellikle de ‘silâhlı mücadele’nin doğruluğu sonucu otomatik olarak çıkmaz”.

Şu çıkar.


Ezilen ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını savunuyorsam ve Kürtlerin ezilmiş ve eziliyor olduğu tartışma götürmez şekilde açıksa, Kürtlerin devletle mücadelesinde ben tarafım.

Burada ne dememiş olduğumu vurgulayayım.

“Kürtler sosyalist bir mücadele verirlerse desteklerim” demedim.

“Kürtlerin mücadelesine benim siyasî görüşlerimi paylaşan sosyalist bir örgüt önderlik ediyorsa desteklerim” demedim.

“Kürtlerin mücadelesi benim uygun gördüğüm ve onayladığım yöntemlerle yürütülürse desteklerim” demedim.

“Kürtlerin devletle mücadelesinde ben tarafım, Kürtleri desteklerim” dedim. Nokta.

“Şöyle yaparlarsa desteklerim, böyle yaparlarsa desteklemem” değil.

“Silah kullanırlarsa desteklemem, kullanmazlarsa desteklerim” değil.

Neyi kullanıp neyi kullanmayacakları kendi bilecekleri iştir. Kendi kaderlerini tayin etmek, tam da ne isterlerse kullanmaları anlamına gelir.

Kaldı ki, silah kullanmasalardı bugün bu konuyu tartışıyor bile olmayacaktık. Hâlâ “dağ Türkleri” olarak, “kart kurt” sesleri çıkararak yaşamaya ve erken ölmeye devam ediyor olacaklardı.

“Ah, keşke silah kullanmasaydınız” demek, hem haksızlık hem saflık.

“Bari şimdi silah bırakın” demek, daha da büyük saflık. Türk devletinin, karşısında silahsız bir düşman gördüğü anda neler yapacağını tahmin edebilen sadece ben değilim herhalde!

Berktay’ın ikinci itirazı da şöyle:

“Referandumun ‘evet’çi veya ‘yetmez ama evet’çileri, gidip işte böyle bir bloka katıldılar, maalesef. Neden böyle oldu ?.. önemli ölçüde alışkanlıkların ve klişelerin gücüyle (faraza ‘ezilen halkın partisi mutlaka ilericidir’ diye düşündükleri için).”

Yoo, hayır. O nedenle değil.

Şu nedenle: Seçimlerden sonra, seçilen Meclis’in önündeki temel iki mesele yeni anayasa ve Kürt sorununun çözümü olacak.

Bu iki konu tartışılırken, Meclis’te Kürt halkının taleplerini dile getiren temsilciler bulunması gerek.

Bu konuları Haberallarla Balbayların, Çiçeklerle Erdoğanların baş başa tartışıp karara bağlaması hem gülünç hem acıklı olur.

Kaldı ki, silahlı mücadeleye karşı olanların özellikle BDP’ye oy vermesi gerek. Parlamentoda temsil edilmeyen, grup kuramayan, güçlü bir ses çıkaramayan bir Kürt hareketinin başka ne seçeneği kalacak?

Son olarak şöyle demiş Berktay:

“Galiba çoğu solcu için öncelikle ‘sol içi birlik’ hâlâ çok önemli. Sanıyorlar ki 60 ve 70’lerin fraksiyonlaşmasının mirası bugün altedilir, yani o fraksiyonların kalıntıları birleştirilirse, halka gitmenin ve yeniden kitleselleşmenin önünü açacak bir cazibe merkezi kurulabilir.”

Hiç öyle bir düşüncem yok.

Aksine.

Önemli bir kısmı Kemalist, milliyetçi ve İslam düşmanı olan mevcut sol örgütlerden ne köy olur ne kasaba. Ama seçimlere bir hafta kala yeni bir sol yaratacak halimiz yok. Yine geç kaldık.

“Başka ne halt edeceğiz ki?” dedim başta. Bence cevabı açık, BDP’ye oy vermekten başka yapacak bir şey yok.

“Başka ne halt edebilirdik?” ise başka bir soru. Onun cevabı çok.

Ama onu seçimlerden hemen önce tartışmak anlamlı değil, doğru değil.

Şunun şurasında üç beş gün kaldı. Haftaya tartışırız.


ronmargulies@btinternet.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • muharrem
    muharrem
    1.12.2012 12:32

    iyi güzelde bu parti ler sistemi ile Türkiye krizlerden darbelerden kurtulamaz.particilik Türkiye ye faydası olan bir sistem asla değil. iyi dürüst halkını seven bir başkan seçersin hem ülkeye hem millete faydası olur.partileri gördük geçmişte.basın kartellerinin işadamlarının darbecilerle elele ülkeyi yönettiği halkı dışladığı fakirleştirdiği devirleri unutmadık.basın kanunları yaptırıyor kartelin sahibi işadamı malı götürüyor itiraz eden erbakan hükümetinede birileri sopayı gösteriyordu

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums