Hep ve yine Kürtlerin kabahati

  • 11.05.2011 00:00

Kastamonu baskınının akşamı otobüste öfkeli bir konuşmaya kulak misafiri oldum: “Ne gerek var buna şimdi, hayvan herifler. Ne istediklerini bilmiyor bunlar ya.”

Hep böyle oluyor.

Sanki ortada fol yok yumurta yokken, ortalık sütlimanken, herkes mutlu mesut yaşarken, bazı Kürt gençleri poşu, şalvar ve mekaplarını giyinip durup dururken bir yere ateş ediyor, bomba atıyor.

Sanki Türkiye’yi yönetenler, bir yanda devlet bir yanda hükümet, tutarlı, barışçı ve insancıl bir siyaseti hiç sekmeden uyguluyor da, bazı Kürtler ne istediklerini bilmedikleri için, eğlence olsun diye, hayatlarına renk gelsin diye gereksiz yere maraza çıkarıyor.

Sanki ortada hiçbir sorun yok da, Kastamonu’daki olayla birlikte yepyeni bir sorun çıktı önümüze.

Ve sorunun PKK’den mi, derin PKK’den mi, Kandil’den mi, İmralı’dan mı çıktığını tartışmaya başlıyoruz. Yani sorunun Kürtler tarafından çıkarıldığı kesin de, hangi Kürtlerden çıktığını tartışıyoruz.

Otobüsteki konuşmaya şahit olduğum akşam eve döndüm Samet Ağaoğlu’nun kitabını okumaya devam ettim. Şöyle demiş:

“Mareşal Fevzi Çakmak, Doğu ve Güney illerinde sanayi kurulmasını, yollar yapılmasını istememiş, yol yapıldığı takdirde bir savaş halinde bu sınırlardan geçecek düşmanın memleketi kolaylıkla işgal edebileceğini ileri sürmüştür.. Mareşal’e göre, Doğu illerinde okul açılması bu iller halkını uyandıracak, Kürtlük gibi birtakım bölücü akımlara yol verecekti. Cehaletin, geriliğin Türk milliyetçiliğini başka milliyetçi akımlara karşı koruyabilecek bir silah olabileceği gibi zararlı zanlara kapılmıştı Fevzi Paşa.”

Kürt sorununun çözümünü Doğu illerinde okul açmayıp iller halkını uyandırmamakta gören Fevzi Çakmak herhangi bir adamcağız değil. Boru değil, 1921’de Başbakan ve Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı olmuş. Aynı anda!

Ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan 1944’te emekli olmuş.

Bu sabah bizim gazetede Kurtuluş Tayiz şöyle yazmış: “Kanlı bir iç savaşa rağmen Kürtler Türkiye’den ne duygusal ne de zihinsel bir kopuş yaşadı. Fakat kendilerini bu ülkenin hep katliama uğrayan vatandaşları gibi hissettiler. Bugün de başka türlü hissetmiyorlar.”


Hep katliama uğrayan vatandaşlar gibi. Ve bugün de katliama uğramakta olan vatandaşlar gibi.

Buradaki “katliam” kelimesini sadece “topluca öldürme” anlamıyla değil, çok daha geniş bir anlamda anlamak gerek. “Topluca öldürme” de geçerli, ama çok daha fazlası da. Hak katliamı, demokrasi katliamı, ekonomik katliam, refah katliamı, eğitim katliamı.

Kürt sorunu 65 yıl boyunca Türkler için, Türk devleti için sorun değildi. Niye? Çünkü bütün bu katliamlar uygulanıyordu, ama kimse bunu sorun etmiyordu, ettirilmiyordu, edemiyordu.

Şimdi sorun var. Niye? Çünkü Kürtler artık bu katliamları yaşamaya itiraz ediyor.

Çok çeşitli yöntemler kullanarak, bulabildikleri tüm yöntemleri kullanarak itiraz ediyorlar. Dağda, ovada, Avrupa’da itiraz ediyorlar; silahla ve seçim sandığında itiraz ediyorlar; mahkemede ve okulda ve kültür alanında itiraz ediyorlar. Her yerde ve her an itiraz ediyorlar.

Ama hiçbir Kürt’ün şunu unuttuğunu sanmıyorum: Silah kullanmaya başladıkları güne kadar bu itirazları kimsenin umurunda değildi, duyulmuyordu bile.

Kürt halkı için 90 yıldır var olan sorun, Türkler ve Türk devleti için ancak Kürtler silaha başvurunca sorun oldu.

Dolayısıyla, her olayda, her eylemde, her çatışmada sorunun PKK’den mi, derin PKK’den mi, Kandil’den mi, İmralı’dan mı çıktığını tartışmayı anlamsız buluyorum.


Sorun bunların hiçbirinden kaynaklanmıyor. Türkiye devletinden ve Türkiye hükümetinden kaynaklanıyor.

Ortada 90 yıllık bir katliam, adaletsizlik, eşitsizlik ve haksızlık varken, katliama, adaletsizliğe, eşitsizliğe ve haksızlığa uğrayanların neyi niye yaptığını tartışmayı, neyi nasıl yapmaları gerekir diye laf etmeyi yanlış buluyorum.


Sorunu, sorun yaşayanlar değil, sorun yaratanlar çözmek zorundadır.

Katliamı durdurmak, adaleti, eşitliği ve hakkı sağlamak hükümetin görevidir.

“Meydanı bu teröristlere, çetelere bırakmamalıyız. Birlikte bu kararlılığı göstereceğiz. Vatan toprakları boş değil, meydan boş değil. Onlar da bunu görecek. Yola bu şekilde devam edeceğiz” demiş Erdoğan.

Edin bakalım.

Yolun sonunda sizi nelerin beklediğini hep beraber görürüz.


ronmargulies@btinternet.com
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums