Kim kimden özür dilemeli

  • 20.04.2013 00:00

 Önce Selahattin Demirtaş, sonra Zübeyir Aydar, geçen gün de Gültan Kışanak“sosyalistler”,“dost çevreler” dedikleri bir kesime laf anlatmaya çalıştı.

Biraz sitemkâr, biraz üzüntülü bir ses tonuyla bir şeyler izah etmeye çalıştılar. “Bizi anlamıyorlar”diyerek, adeta özür diler gibi, hata yapmadıklarını, yaptıklarının doğru olduğunu savundular.

Garip değil mi?

Ulusal bir hareket 35 yıllık bir mücadele sonucunda tüm taleplerini kazanmanın eşiğine gelmiş, bunu yaparken sadece kendisi açısından değil toplumun bütünü açısından inanılmaz gelişmeler olmasını sağlamış. Seksen yıl boyunca varlığını bile inkâr eden bir devlet karşısında, sadece varlığını değil tüm haklarını kabul ettirmiş.

Ve bu hareket, tüm bu gelişmeler karşısında sonsuz bir sevinç duyması gereken bir kesime, özür dilermiş gibi, neyi niye yaptığını anlatmaya çalışıyor!

Çok garip değil mi?


“AKP ile anlaştınız”


Selahattin Demirtaş
 CNN’de şöyle dedi:


“Bu dostça yapılan eleştirilerle ilgili hep şunu söylüyoruz: AK Parti hükümetinin politikalarına karşı BDP olarak mücadele yürütüyorduk, boyun büken bir tavır içinde değildik. Neler yaptığımızı, nasıl mücadele yürüttüğümüzü herkes gördü. Bu durumuzun değişeceğine dair en küçük bir tavrımız oldu mu, hayır.. Şu kanı durdurmak konusunda cesaret ortaya koymak demek muhalefet hakkından vazgeçmek, demokratik örgütlenme hakkından vazgeçmek demek değildir.”


Gültan Kışanak
 BBC’ye şöyle dedi:


“Biz AKP ile müzakere ediyoruz. Biz AKP ile işbirliği yapmıyoruz. Müzakerenin, tartışmanın, AKP ile mücadelenin bir tarafıyız. Müzakerenin kendisi bir mücadeledir zaten. O yüzden Türkiye’nin demokratik çevrelerinin, sol sosyalist çevrelerinin ‘BDP, AKP ile birlikte bizi dışlıyor’ demesi hem yanlış hem de kendi eksiğini örtmeye yönelik bir yaklaşımdır..”

Belli ki Demirtaş ve Kışanak, CHP’den değil, onun solundaki kişi ve örgütlerden, “ulusalcı” olmadığını, sosyalist olduğunu iddia eden kesimlerden söz ediyor.

Bu kişi ve örgütlerden hiçbiri hiçbir açıklamasında “Kürt hareketi davadan döndü, hükümetle anlaştı” demiyor.

Diyemezler, çünkü bunu demek barışa karşı çıkmak, savaşın devamını istemek anlamına gelir. Bunu da açık açık söyleyemeyeceklerini bilirler.

O nedenle, “Barış elbette iyidir, destekliyoruz, ama...” diyorlar. Niye “ama” olduğunu ise pek anlatamıyorlar, ama’yı genel mızıldanma cümleleri izliyor.

Ayrıca, Demirtaş, Kışanak ve Aydar kendi kendilerine gelin güvey olmadığına göre, özel görüşmelerde, kapalı odalarda eleştiriye maruz kalıyorlar.

Niye kalıyorlar?


Devletin yenilgisi ve sol

Kürt hareketini eleştiren sol sosyalist çevreler” niye mutlu değil?

Kürt hareketinin zaferi niye onları sevindirmiyor?

İnkâr ve bastırma siyasetlerinden vazgeçilmesi, Kürt kimliğinin tanınması, PKK ile masaya oturulması Kemalist devletin yenilgisidir. Devletin, resmî ideolojinin, Türk milliyetçiliğinin yaşadığı bu yenilgi karşısında, niye “sol sosyalist çevreler” üzüntü duyuyor? Nasıl olabiliyor böyle bir gariplik?

Bu “sol sosyalist çevreler” devlete düşkünler, emperyalizme karşı olma bahanesiyle Misak-ı Millî sınırlarına düşkünler, Mustafa Kemal’den öğrendikleri Cumhuriyet laikliğine düşkünler.

Dindar bir hükümetin devrilmesi için önce darbeci askerlere, sonra Ergenekon’a, sonra da Kürt hareketine bel bağlamışlardı. Son umutları da suya düşüyor.

Barış sürecine o yüzden sevinemiyorlar.

Demirtaş, Kışanak ve Aydar yanılıyor. Bu çevrelere “sol sosyalist” denmez. “Kemalist” denir.

Sosyalistler ise devletin yenilgisi karşısında coşku duyar, bu süreci çekincesizce tüm güçleriyle destekler.


ronmargulies@btinternet.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums