- 19.09.2012 00:00
Davacı, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü işçilerinden, Sirkeci Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nde görev yapan 3275 sicil nolu Hüseyin Yüksel.
Tez-Koop İş sendikası üyesi. İşyeri temsilcisi.
Çalıştığı kurum hakkında niye davacı olmuş?
Dosyadan okuyalım.
Personele verilen yemek nedeniyle, 2005 yılında işçiler zehirlenmiş, yemek numuneleri Hıfzıssıhha’ya gönderilmiş, yemeklere dışkı bulaşmış olduğu tesbit edilmiş. İşçiler, yemek şirketiyle yapılan anlaşmanın feshedilmesini istemiş, kabul edilmemiş. Hüseyin, işçilerin birlikte hareket etmesini organize ettiği gerekçesiyle görev değişikliğiyle başka yere gönderilmiş.
Gönderildiği yerde çalışmaya başladıktan sonra, çalışanların öğle yemeği molasının kaldırılması girişimine yasaya ve yönetmeliklere aykırı olması nedeniyle karşı çıkmış. Yine görev değişikliğiyle başka yere gönderilmiş.
Bu değişikliğin 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’na aykırı olduğunu bildirerek Hüseyin Cibali’ye gitmeyi reddetmiş.
Tam 106 gün boyunca asıl işyerine geldiğini noter yoluyla kaydettirmek zorunda kalmış. Bu arada, masa ve bilgisayarı elinden alınmış, fatura ödeme şifresi iptal edilmiş, imza föyü kaldırılmış. Ama “görünmez adam” gibi her gün işe gitmeye devam etmiş.
Hakkında soruşturma açılmış. Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edilmiş. Kurul Hüseyin’i haklı bulmuş ve Hüseyin görevine geri dönmüş.
Sonra, 2008’de, her ay kadrolu işçilere ödenmesi gereken Mali Sorumluluk Tazminatı’nın ödenmemeye başlanması üzerine Toplu İş Sözleşmesi’nin ihlal edildiği gerekçesiyle Hüseyin yine sorun çıkarmış, Beyoğlu İş Mahkemesi’nde dava açmış.
Bu nedenle, üçüncü kez görev değişikliğiyle başka bir Servis’e gönderilmiş, yine gitmeyi kabul etmemiş.
Eski işyerine devam ettiğini bu kez 75 gün boyunca noter yoluyla kaydettirmiş. Hakkında soruşturma başlatılmış, kınama cezası verilmiş.
İl Müdür Yardımcısı’nın talimatıyla güvenlik görevlileri Hüseyin’i işyerinden zorla atmaya çalışmış. İl Müdürü’nün talimatıyla Hüseyin’in vesikalık fotoğrafı büyütülüp bütün birimlere “Bu kişi gelirse içeri almayın” emri gönderilmiş. Hüseyin bir hafta boyunca çalıştığı kurumun hiçbir birimine girememiş.
Nihayet, geçen sene nisan ayında, hakkındaki görevlendirmelerin ve cezaların iptali için Hüseyin’in Ankara 11. İş Mahkemesi’nde açtığı 2009/462 Esas 2010/907 sayılı dava sonuçlanmış. Hüseyin’in lehine sonuçlanmış.
Mahkeme, Hüseyin’in cezalarının iptal edilmesi ve işine geri dönmesi gerektiğine karar vermiş.
Hüseyin dönmüş. Ve kendisini yıllardır sürüm sürüm süründüren, görevden göreve süren, soruşturmalar açan, cezalar veren, işyerine sokmayan işveren hakkında tazminat davası açmış.
Halt ettiği mahkeme kararıyla sabit olan işveren ne yapmış peki?
Hemen İşyeri Kurulu’nu toplamış.
Bu İşyeri Kurulu, “Kurum personeli vakarına yakışmayacak tutum ve davranışta bulunmak”, “Hizmet dışında kurum personelinin itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” ve “Amirine karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketlerde bulunmak veya tehdit etmek” hükümlerine ayrı ayrı uyduğu için Hüseyin’in “iş sözleşmesinin bildirim süresi beklenmeksizin feshedilmesine” karar vermiş.
Bu kararı şöyle de ifade etmek mümkün:
“Ulan, adam hem sosyalist hem sendikacı, bir türlü sindiremedik herifi, iyisi mi işten atalım.”
Abartıyor olabilir miyim?
Hüseyin belki de personel vakarına yakışmayacak davranışta bulunmuş, kurum personelinin itibar ve güven duygusunu sarsmış, amirini küçük düşürmüş veya aşağılamış olabilir mi?
Hayır, hiçbirini yapmamış.
İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün İşyeri Kurulu onu işten attığında, Hüseyin itiraz etmiş, mesele Kurum’un Ankara’daki Merkez Kurulu’na taşınmış.
Merkez Kurulu’nun 31 Ağustos 2012 tarihli kararı şöyle:
“Adı geçenin, bahse konu İşyeri Kurulu Kararı ile iş akdinin feshedilmesi işleminin somut bilgi ve belgelere dayanmadığı görüldüğünden, ilgilinin.. tekrar görevine başlatılmasına.. oybirliği ile karar verilmiştir.”
Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürü Ramazan Yıldız hakkında şu anda çalışanların açtığı tam 83 mobbing davası var. Ayrıca, Ankara Merkez’e yapılmış 400’e yakın şikâyet var.
Yani 3800 çalışandan 480 tanesi davacı veya şikâyetçi.
Tesadüf olabilir mi?
ronmargulies@btinternet.com
Yorum Yap