Fetih, işgal, dekadans

  • 4.11.2012 00:00

 Osmanlı İmparatorluğu, 1453’te Konstantinopolis’i fethettiğinde dekadans altındaki bu Bizans başkentini düştüğü yerden kaldırmak üzere kolları sıvamıştı. Fatih Sultan Mehmet ve ondan sonra gelen padişahlar döneminde İstanbul, büyük bir imar çalışmasıyla muhteşem bir şehir hâline getirilmişti. Cumhuriyet döneminden sonra ise İstanbul, birkaç istisnanın dışında yeni bir dekadans ile karşı karşıya kaldı. Bu dekadans, binaların kötü durumda olmasıyla ile ilgili değil, inşa edilen yeni ucubelerle gerçekleşen bir dekandans olarak tanımlanabilir. 

Bugün, etrafınızı biraz alıcı gözle incelerseniz, kentin, doğadan ve insandan hınç alırcasına çirkin bloklar gibi üst üste yığınlar hâlinde şekillenmiş inşaat girdabına nasıl girdiğini görebilirsiniz. Bu kenti sistematik çirkinleştirme operasyonu Kanal İstanbul, üçüncü köprü, Taksim Kışlası ve dalış tünelleri, üçüncü havalimanı, Haliç Köprüsü gibi iktidar sahiplerinin akıldan izandan mimari yeterliliklerden ve halkın desteğinden yoksun projeleriyle de adeta “taçlandırılmak” isteniyor. İstanbul’un tarihsel simgelerinin yerine yeni ucubeler kondurulmaya çalışılarak, kentin binlerce yıllık ikonlarının yerine postmodern simgeler yerleştirilmeye çalışılıyor.

İktidarın, kalkınma adına sürdürdüğü müdanasız yayılmacı ve talancı zihniyet hızla iş dünyasının belli kesimlerinde de kendini gösteriyor. Türkiye, tasarruf eden değil, tüketen ve tükettikçe var olacağını sandığı statünün ya da kimliğin arayışındaki bir toplum. Dolayısıyla, toplumun tüketim iştahını en iyi şekilde keşfetmiş olanlar, size, bize yeni yaşamlar, yeni statüler, yeni vaatler sunuyor. Başrolünde oynadığı reklam filmiyle meydan okuyor, tarihsel mitlere öykünüp inşaat projesini savaşmış da kazanmış edasıyla bizler, “fetih” olarak algılayalım istiyor. Peki, bu adamlar nereden çıkıyor derseniz, çok uzağa bakmaya gerek yok, aramızdan çıkıyorlar. Bu cüreti de toplumun tüketim hırsından, daha fazlasına sahip olma iştahından alarak bunu ayrıcalık, statü, “özlenen” bir hayat tarzı olarak satıyorlar. Dolayısıyla fetih olgusunu kullanarak, İstanbul’un son fatihi olmaya hazırlanması, Fatih Ormanlarının ortasına konduracağı 320 dönümlük projesinin ismine 1453 tarihini eklemesi, yakında yok etmeye başlayacağı ormanda beyaz atını koşturması stratejinin altını bir kere daha çiziyor. 

Paranın ve hırsın gözümüze gözümüze sokulan en güzel örneğidir Maslak 1453. Üstelik, satış için ilginç bir pazarlama teknikleri de var. Anadolu’da bir kentten bu projeden ev almak isteyen bir aileye aracı olan bir kişinin aktardığına göre, Maslak 1453’ün satış ofisinde projeyle ilgili bilgi alınıyor, iki daire için fiyat konuşuluyor. Aracı kişi, ev almak niyetindeki aileye telefonda bilgi verirken, satış elemanı uyarıyor: “Evlerin talibi çok, acele edin. Biraz daha oyalanırsanız size verdiğimiz fiyat şu kadar daha artacak.”

Diyelim ki, projeyi gerçekleştirecek olanlar böyle, bu projede ev satın alıp orada oturacak olanların rahatlığını anlamak da mümkün değil. Demek ki herkesin İstanbul’u kendine... Geçen hafta Maslak 1453 projesinin yapılacağı arazinin havadan çekilmiş fotoğrafları medyaya yansıdı. Yine, Yeşilist adlı yeşil rehber niteliğindeki blog sitesi üzerinden, “Maslak 1453 projesi adına yapılan orman ve kültür katliamına karşı, derhal durdurulmasına ilişkin” bir imza ve protesto kampanyası başlatıldı. Kampanya hızla yayıldı, kısa sürede çok sayıda imza toplandı. Bu gelişmenin ardından, Ali Ağaoğlu, katıldığı bir televizyon programında ısrarla, projenin yapıldığı yerde orman değil ağaç bile bulunmadığını söyleyerek, “Proje için 32 bin değil tek bir ağaç dahi kesilmemiştir” dedi. Ardından, meseleye Orman ve Su İşleri Bakanlığı da dâhil oldu. 

Bakanlık, “Sözkonusu grup tarafından yapılacak inşaat projesi, Fatih Ormanı sınırları dışındadır. Fatih Ormanı’ndan herhangi bir tahsis sözkonusu değildir. Ayrıca projenin tanıtım filminin Bakanlığımız sorumluluk alanında yer alan Fatih Ormanı sınırları içinde çekilmesine dair Bakanlığımızdan alınmış bir müsaade de bulunmamaktadır. Projenin web sitesinde proje alanının kuzeyden Fatih Ormanı’na komşu olduğu ve ormanın kullanım haklarının grubun elinde bulundurulduğu ifadelerine yer verilmiştir.

Gerçeği yansıtmayan bu iddia, kamuoyunu ve vatandaşlarımızı yanıltmakta ayrıca Bakanlığımızın adı ticari maksatla hukuksuz şekilde kullanılmaktadır” açıklamasında bulundu. Öte yandan, Tüketici Örgütleri Federasyonu, kamuya ait orman alanının projeye ait olduğu izlenimi verilerek, tüketicinin yanıltıldığı gerekçesiyle, Maslak 1453 ile ilgili yayınlanan reklamların durdurulması başvurusunda bulundu. 


Uzun lafın kısası neresinden tutsanız elinizde kalacak bir işe daha imza atılmış durumda. Tarih, hayal edenleri değil gerçekleştirenleri yazabilir de, her aklına esen hayalini gerçekleştireni nasıl hatırlar bilemem...


pelincengiz@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums