AİHM, tedbir kararı verdi diye yazıyor haberler. 

“Tedbir” gibi soğuk bir kelime, çok acıklı, çok hüzünlü, çok utanç verici bazı gerçekleri dikkat-i nazarınızdan kaçırabilir. 

* * * 

Aslında haber şunu söylemek istiyor; bu ülkenin güneydoğusunda yaralanan 16 yaşındaki bir çocuğu ambulans alsın diye, bu ülkenin vatandaşları ta Strasbourg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni aramak zorundalar. 

Çaresizliği düşünebiliyor musunuz? 

* * * 

Vatandaş kaymakamı, valiyi, savcıyı, bir bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’ni ya da herhangi bir yetkiliyi arayıp,“Söyleyin güvenlik güçlerine, bu ambulansın geçişine izin versinler” diyemiyorlar... 

Hiçbir güç o ambulansı o sokağa sokamıyor... 

Ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni arıyor bu ülkenin vatandaşları... 

* * * 

Ve normalde inanılmaz hantal işleyen o mahkeme, işi gücü bırakıp bir iki günde “tedbir” kararı alıyor; Türkiye’ye, vatandaşının yaşam hakkını korumak için gerekli tedbirleri al diyor. 

Ama ona rağmen geç kalınmış oluyor, 16 yaşındaki Hüseyin Paksoy ambulans beklerken ölüyor. 

* * * 

Bizim Anayasa Mahkemesi, yahu bu insanlar bizim vatandaşımız, ben bu işleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakmam, bir “tedbir” kararı verilecekse, ben veririm diyemiyor. 

İdare mahkemelerimiz, bu sokağa çıkma yasaklarının hukuki dayanakları yok, biz vatandaşımızı hukuksuzluk karşısında ezdirmeyiz diyemiyorlar. 

Savcılar, “yaşam hakkı” korunacaksa en başta biz koruruz diyemiyorlar... 

* * * 

Ama öbür taraftan... 

Yaralılarını hastaneye götüremeyen insanlar karşısında çaresiz ve aciz duran bu yargıçlar, bu savcılar; söz konusu olan iktidarın canını sıkanlar olunca dünyanın en eli çabuk, en cevval hukukçularına dönüşüyorlar. 

Sabahın köründe topluyorlar imzacı öğretim üyelerini evlerinden... 

Cumhurbaşkanına, başbakana karşı hiçbir “hakaret” onların keskin gözlerinden kaçmıyor. 

“Bu ambulans buraya girecek” diyemeyen savcılarımız, Ahmet Altan’a, yine devletlulardan birisine “hakaret etti” diye beş polisle tebligat yaptırıyorlar. 

* * * 

Cizre’de o sokağa giremeyen ambulans, geri dönerken, küçük bir çocuğu değil, devasa cüsseli, üzerinde hukuk yazan bir cenazeyi taşıyor...