- 24.07.2015 00:00
“Davası olanın vicdanı olmaz” demişti bir keresinde bir dostum.
“Dava” büyüklüğüyle orantılı olarak iki şeye birden yol açıyor. İlk olarak, o dava dışındaki her şey küçük birer teferruata dönüşüyor. İkinci olarak, o dava adına konuşan kişilerin emirlerinin, talimatlarının ve isteklerinin sorgusuz sualsiz yerine getirilmesine yol açıyor.
* * *
Bu ülkenin topraklarında her yerden “dava” fışkırıyor. Sağcısı, solcusu, dindarı, milliyetçisi, hep bir “dava” peşinden koşuyorlar. Büyük idealleri var onların ve bu büyük idealler, o kadar çok şeyi küçük birer detay haline getiriyor ki...
* * *
Kendi grubu için sınav sorusu çalmaktan, adam kayırmaya, hırsızlıktan, yolsuzluktan, adam öldürmeye kadar her şey işte hep bu “davalar” için yapılıyor; yapılanlar, kolayca meşrulaştırılıyor. Hep o “davalar” sayesinde insanlar kendi kişisel vicdanlarını bir daha hiç konuşmamak üzere susturabiliyorlar...
* * *
O “dava” için PKK militanları Şanlıurfa’da iki polisin evine girip enselerinden vuruyorlar.
Ben bu satırları yazarken, iki polis de, Diyarbakır’da yalancı bir trafik kazası ihbarı üzerine gittikleri yerde silahlı saldırganlar tarafından vurulmuş ve içlerinden birisi hayatını kaybetmiş, diğeri de ağır yaralanmıştı. Muhtemeldir ki, bu saldırı da PKK tarafından gerçekleştirilmiştir.
* * *
O “dava” için bir başçavuşu karısının yanında ensesinde vurmuşlardı. O dava için kaç tane sivil kıyafetli asker otobüslerden indirilip kurşuna dizildi? Kaç tane yere bomba konuldu? O dava için kaç tane örgüt içi infaz yapıldı?
* * *
Şanlıurfa’daki polisleri evlerinde infaz ettikten sonra, kendi takipçi ve sempatizanlarının, hiçbir vicdani, insani sorgulama yapmayacağına emin bir şekilde, “Suruç’taki katliamın” intikamını aldıklarını söyleyebildiler.
Hangi büyük lafların arkasına saklanılırsa saklanılsın; işleyenlerin hangi davası olursa olsun, cinayet cinayettir; insanları enselerinden vurmak, yalancı ihbarla tuzağa düşürüp öldürmekte kalleşliktir.
Lanet olsun sizin davanıza!
Yorum Yap