15 yaşındaki Pakistanlı Malala Yousafzai’nin öyküsü, bu soruya “evet” diye cevap veriyor.

                                                             * * *

Her şey 2007 yılında Taliban’ın Pakistan’ın Swat vadisininyönetimini ele geçirmesiyle başlıyor.

Taliban, hakimiyetini kurduğu her yerde olduğu gibi burada da ilk iş olarak kadınların fıtratlarını çok ayrıntılı bir şekilde tanımlıyor.

Bu tanımlamaya göre kadınlar, dışarıda çalışamayan; yanında mahremi olmadan dışarıya çıkamayan; okula gitmemesi ve eğitim almaması gereken bir fıtrata sahiptirler… 

                                                             * * *

Taliban kadının fıtratına ilişkin bu anlayışını bölgeye kabul ettirmekte çok da zorlanmıyor. Ancak bu tanımlarla sorunu olan bazı bireyler ortaya çıkıyor. Onlardan birisi olan Malala, Taliban’ı eleştiren blog yazıları yazıyor; kadınların eğitim alması gerektiğini savunuyor ve inatla bir okula devam ediyor.

                                                              * * *

Taliban, kadının fıtratına ilişkin olarak Malala ile aralarında oluşan bu derin anlaşmazlığı kesin bir sonuca bağlamaya karar veriyor.

Taliban militanları peşine düştükleri Malala’yı 9 Kasım 2012’de bir minibüsün içinde buluyorlar. Genç kızın yüzüne ateş ediyorlar. Kurşunlardan bir tanesi Malala’nın sol gözüne isabet ediyor. 

                                                              * * *

Malala bir hafta sonra uyandığında kendisini İngiltere’de özel bir klinikte buluyor. Ailesinin onu ölümün kenarından alıp tedavi için buraya kaçırdığını anlıyor.

Malala mucizevi bir şekilde iyileşiyor ve gücüne kavuşur kavuşmaz kadının fıtratına ilişkinTaliban’la giriştiği bu büyük kavgayı dünyaya anlatmaya başlıyor; gazetelere, web sitelerine makaleler yazıyor; mülakatlar veriyor.

                                                              * * *

Genç kızın geri adım atmadığını gören Taliban, “onu ilk fırsatta öldüreceğiz” diyerek tehditlerini tazeliyor.

Malala bu tehditlerin ardından kampanyasına daha da hız veriyor ve bir süre sonra bütün dünyanın dikkatini Afganistan’daki kadın sorununa çekmeyi başarıyor.

Cesareti, yaratıcılığı, azmi ve öz verisi öylesine büyük bir etki yaratıyor ki, 10 Kasım 2014 günü Malala Yousafzai Nobel Barış Ödülü’nü alıyor. 17 yaşında bu ödülü alarak dünyanın en genç Nobel Ödülü sahibi oluyor.

                                                              * * *

Sayın Cumhurbaşkanımız “kadın ve erkek eşitliğinin fıtrata ters” olduğunu söylüyor ya...

Belki onları tanımıyor olabilir ama bazı kadınlar, hayatları pahasına, kendilerine dayatılan “fıtratlara” itiraz ediyorlar...