Hükümet bugün, bunun adını koymaya cesaret edemiyor olabilir. Ancak, bu hastalığın adını koyma ve tedavi yöntemlerini uygulama zamanı geldi de geçiyor.

* * *

Farkında olmayabilirsiniz, ancak çok yaygın, yeni bir paranoid şizofreni salgını Türkiye’de baş göstermiş durumda.

Hastalığın belirtileri şunlar:

Hastalar öfkeli bir şekilde, boş ayakkabı kutularınısallıyorlar...

Adeta tespih çeker gibi, sürekli olarak “sıfırladılar” diye kendi kendilerine sayıklıyorlar...
Obsesif bir şekilde, para sayma makineleri, milyon liralık saatler gözlerinin önüne geliyor...

Bu hastalar, bazı bakanların, onlarının çocuklarının çok büyük yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama işine giriştiklerini ileri sürüyorlar...

İnsanın ruh sağlığı bir kere bozulmaya görsün, nelere nelere inanabiliyor...

* * *

Bu tür kolektif çıldırma halleri, Türkiye’ye özgü falan sanmayın.

Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nde de, dünyanın en demokratik, en insancıl, en adaletli rejimi olmasına rağmen, bazı kendini bilmezler çıkıp, “Burada düşünce özgürlüğü yok”, “Baskı var”, “Tek parti rejimi var”, “İşkence var” gibi sözler edebilmişlerdir.

Sovyet psikiyatristleri, çok kısa bir zamanda, bu muhaliflerin ağır ilerleyen bir şizofreni tipinden muzdarip olduğunu tespit ettiler ve hemen tedaviye giriştiler.

Rejim muhalifinin hastaneye gitmesine gerek yoktu; “Sovyetler bir diktatörlüktür” gibi, ruh sağlığının bozulduğunu belirten bir cümle kullandıktan kısa bir süre sonra, kamu hizmeti evinin kapısına kadar geliyor, sağlık ekibi deli gömleği giydirip, elektroşok tedavisinin uygulanacağı merkeze götürüyordu.

Bir keresinde, Kruçev rejim muhaliflerine verilen bu hizmetin gerekçesini oldukça veciz bir şekilde ifade etmiştir: “Komünizm dünyanın en iyi sistemidir, ona muhalefet edenin ruh sağlığının yerinde olmadığı çok açık bir şekilde ortadadır.”

* * *

Şimdi ben de soruyorum, ileri demokrasinin yaşandığı, bir dünya liderinin yönettiği bu ülkede “baskı rejiminden” bahsedenlerin, “yolsuzluğu, hırsızlığı” diline dolayanların ruh sağlığı yerinde olabilir mi? Ne zaman hükümetimiz, ruh sağlığı bozulan bu insanlara psikiyatrik hizmet götürmeye başlayacaktır? Sürekli olarak, “para sayma makinesi”, “ayakkabı kutusu” diye sayıklayan bu insanlara yazık ve günah değil midir? Lütfen, bir an önce, güzide hizmetlerinizin arasına, bu insanlara yapılacak tedaviyi de sokunuz. Bu mağduriyetin önüne geçiniz, lütfen…