Kobane yangınını anlamak

  • 9.10.2014 00:00

 Kobane’de meydana gelmesi muhtemel bir katliama dikkat çekmeye çalışan ve Türkiye’nin pasif, çelişkili tutumunu protesto etmek isteyen bazı Kürtler, olabilecek en kötü yönteme, şiddete başvurdular. Bu şiddet devletten ve bölgede iyi bilinen bazı gruplardan gelen şiddetle birleşince, ortalık savaş alanına döndü, çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti; vatandaşlar ve güvenlik güçleri yaralandı; içimiz yandı. Umut edelim ki, başka hiçbir can kaybı meydana gelmesin, aklıselim galip gelsin...


Ancak olayların tırmanışa geçtiği bir sırada İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan gelen, şiddete “misliyle karşılık verileceği” yönündeki açıklama oldukça kaygı vericiydi. Devletler şiddeti engeller, şiddet kullananları yargı önüne çıkarır ve hak ettikleri cezaları almalarını sağlar ama şiddete misliyle karşılık veremezler; misliyle karşılık vermek ancak savaşlarda olur. Devletler vatandaşlarıyla bir savaş halinde olamaz. Vatandaşıyla savaş halinde olanlara “terör devleti” denir. Umut ediyorum ki Ala’nın sözleri düşünmeden söylenmiş sözler olsun, yeni bir politikanın habercisi olmasın...

Gerekçesi ne olursa olsun, şiddete anlayış göstermek, onu hoş veya kabul edilebilir kılacak açıklamalar getirmek durumunda değiliz. Ancak Kürt sorununu çözüme kavuşturma iddiasında olan hükümet, bu son olayları yaratan öfkenin nasıl biriktiğini, buna nelerin yol açtığını anlamaya çalışmak durumundadır. Dışişleri Bakanı olduğu dönemde “Sünni Araplar dışlanmasaydı böyle bir öfke birikmezdi” diyerek IŞİD’i anlamaya çalışan Davutoğlu, bugün başbakan olarak aynı empatiyi Kürt vatandaşlarımız için de göstermek zorundadır.

Bu çerçeveden bakarak şunları not edelim:

Kürtler, IŞİD’in bu kadar semirip palazlanmasının ve bugün Kobane’nin kapılarına dayanmasının müsebbiplerinden birisi olarak AK Parti’nin Suriye politikalarını görüyorlar.
İkinci olarak AK Parti yakın zamanlardaki beyanı hilafına rağmen, PYD’nin Rojava’da kurduğu özerk yönetimi, IŞİD’in bu bölgeleri ele geçirip Türkiye’ye komşu olmasından daha tehlikeli gördüğü izlenimi veriyor.

Üçüncü olarak, tam Kobane’de bıçak kemiğe dayandığı bir anda Erdoğan’dan gelen “IŞİD ve PKK’nın aynı şey olduğu” sözleri, Kürtler’in zor bir anında, barış sürecinin falan unutulup, IŞİD’in PYD’yi ve dolayısıyla PKK’yı kırıp geçirmesinden medet umulduğu izlenimi yaratıyor.

Bugün Kobane’de Kürtler, barbar bir istilacı güç karşısında yurtlarını savunuyorlar.
AK Parti’nin Kobane’ye yönelik atacağı adımlar, derin ve uzun erimli izler bırakacak...
 
Akşam Gazetesi’ne ilişkin bir not
 
Çarşamba günü Akşam Gazetesi 2007 yılında Malatya’da 3 Hıristiyan’ın boğazlarının kesilip öldürülmesine ilişkin davayı manşetine taşıdı. Ülkenin yangın yerine döndüğü bu günlerde, insan böyle bir manşeti görünce, insan hakları, hukuk adına önemli bir haber bekliyor. Ama çıka çıka korkunç bir yalan haber çıkıyor ortaya...

Yakın zamana kadar mağdurların avukatlığını yürüttüğüm bu davada, benim üzerimden Hıristiyanlar’la “paralel yapı” arasında bir bağlantı kurulmaya çalışılıyor. 2009 yılında Today’s Zaman’da köşe yazmaya başlamam üzerinden, “paralel yapıyla” 2007 yılında başlayan cinayet davası arasında bağlantı kurulmaya çalışılıyor.

İşin acı tarafı şu: Akşam Gazetesi yalan haberini yapmak için davanın sanıklarından birisini konuşturuyor ve beni askerlere komplo kurmakla suçlamaya çalışıyor.

Bu haberi hazırlayanlar bilmiyor olabilirler ama davanın sanıklarının bir kısmı, başta şahsım olmak üzere, bazı avukatlara ve mağdurlara ilişkin olarak yürüttükleri dezenformasyon, iftira ve hakaretleri nedeniyle yargılanıyorlar ve bazıları da ceza aldı.

2008 yılında, bu haberdekine benzer karalamalar, tehditler ve tacizler nedeniyle, yaşamımı tehlike altında gören Uluslararası Af Örgütü dünya çapında “acil eylem çağrısında bulunmuş” (http://www.amnesty.org/en/library/info/EUR44/002/2008/en), Türkiye’nin bütün büyük insan hakları örgütleri bir araya gelerek yaşamıma ilişkin duydukları kaygıyı (http://www.ihd.org.tr/index.php/baslamalarinmenu-77/ortak-baslamalarinmenu-80/298-san-haklarvunucusu-avukat-orhan-kemal-cengizin-ya-tehdit-alt.html) dile getirmişlerdi. Ardından da Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla tarafıma yakın koruma tahsis edilmişti.

O günlerde, bizzat cinayetin arkasındaki çevreler tarafından üretilen bazı argümanların bugün Akşam Gazetesi tarafından yeniden servis edilmesi, bu gazetenin gazetecilik anlayışı bakımından utanç verici bir durumdur.

Bu düzmece haber ve yayın hakkında bütün yasal haklarımı kullanacağımın da bilinmesini isterim

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums