Twitter'ın yasaklanması Erdoğan'ın arzuladığı ülkeye giderken çok önemli bir kilometre taşıdır.

Şu anda, klavyenin başında yaşadığım ikilem kuşkumu ciddi bir şekilde arttırıyor. Tam oturmuş twitterın kapatılması meselesini yazacakken, araya bir uçak giriyor. Düşürülen Suriye uçağı, “beni yazmak zorundasın”diye fısıldıyor kulağıma. Bir seçim arifesinde düşürülen bir uçak insana her zaman “acaba” dedirttirir, ama iktidarın bu kadar köşeye sıkıştığı bir anda, böylesi bir can simidi, Şizofrengi dergisinin efsanevi sloganını dilime doluyor: “Bütünüyle kuşkudayız”; bu uçak meselesinde ve meydana gelebilecek başka olağanüstü gelişmeler konusunda bütünüyle kuşkudayım...

Bu notu düştükten sonra, uçağın düşürüldüğünü duymamdan beş dakika önceki ruh halime geri dönüyorum. 

O ruh halimi, Cumartesi günü attığım bir tweet mesajı gayet güzel özetliyor aslında... Şöyle yazmıştım: “Twitter yasağı Erdoğan’ın vadettiği Türkiye’nin en net, en somut göstergesi.” 

Bütün cilası dökülmüş bir şekilde gördüğümüz şey bir diktatör psikolojidir. Gezi protestolarının ardından yavaş yavaş görünmeye başlayan bu ruh hali, şimdi bütün çıplaklığıyla kendisini ortaya koyuyor.

“Milyonları evinde zor tuttuğunu söyleyen”, “kızlı-erkekli evleri” basmaya kalkan; “yetkim olsa HSYK’yı yargılarım” diye konuşan bir kişi demokratik bir ülkenin başbakanı olamaz. 

Sabah başbakanın “kökünü kazıyacağız” dediği tweeter’ın akşam kapatıldığı bir ülke de asla demokrasi falan olamaz.
Erdoğan’ın epey bir zamandan beri sarf etmekte olduğu, çok açık şekilde özgürlük ve demokrasi karşıtı sözlerinin oy toplamakla, siyasi bir stratejiyle falan alakası yok. 

Erdoğan bu sözleriyle çok net bir şekilde özlediği Türkiyeyi tarif ediyor. Herkesin onun belirlediği kurallara göre yaşayacağı, kendisinin de “milli iradenin” tek ve tartışılmaz temsilcisi olduğu bir ülke bu. Bütün toplumun iradesinin cisimleştiği kişinin de, elbette hukukun ve elini kolunu bağlayan bütün kuralların üzerinde olması gerekiyor. 

Kızlı-erkekli evler basılamadıysa veya HSYK üyeleri yargılanamadılarsa, bunlar, devlet vehükümet aygıtının Erdoğan’ın ihtiraslarına tam olarak yanıt veremeyecek bir durumda olmasından kaynaklanıyordu. 

Ama işte, internet, MİT, HSYK yasaları değiştirilerek o devlet aygıtı yaratılmak isteniyor.

Twitter’ın yasaklanması Erdoğan’ın arzuladığı ülkeye giderken çok önemli bir kilometre taşıdır. 

Twitter’ın yasaklanmasının hemen ardından, attığım bir tweeti yazarak bitiriyorum bu yazımı:

“Bir gün AKP’liler Erdoğan’a dur diyemedikleri için çok derin utanca boğulacaklar.”

Twitter: @orkece