Kötü ruh ve er Sevag

  • 29.03.2013 00:00

 Bütün bu kötü ruhlar nereden geldi derseniz? 1915'tir bütün bu hikâyenin başlangıcı.

Mahkeme er Sevag Balıkçı’nın öldürülmesinde bir ‘kasıt’ olmadığını söylemiş. Bende değişik çağrışımlar oluştu bu kararı duyunca. “Herhalde cinayet, Amerikan korku filmlerindeki gibi oldu” dedim kendi kendime. Hani şu ‘kötü ruhun’, iyi insanların içine girip onlara hiç yapmayacakları şeyleri yaptırdığı filmler vardır ya. 

Bizim Türk versiyonunda, ‘kötü ruh’ 2011 yılının 24 Nisan gününde Anadolu’nun ücra köşesinde bir jandarma karakoluna çörekleniyor. Biri Ermeni diğeri de Türk kökenli iki gencin şakalaştıklarını görünce, günün anlamına uygun bir şekilde, kötülüğünü yapmaya karar veriyor.

Daha önce Türk kökenli olanın Facebook sayfalarına şöyle bir bakıp, tıpkı Ogün Samast gibi onun da ‘milli hislerinin’ oldukça kuvvetli olduğunu fark etmiş bu kötü ruh. İçine girilmesi kolay yani. 

Kötü ruh ilk önce bir toz bulutu gibi karakolun üzerine çörekleniyor. Sonra bedenini kullanacağı milliyetçi gencin içine akmaya başlıyor, ağzından ve burnundan. Gencin bakışlarının değiştiğine tanık oluyoruz. Az önce Sevag’a bakarken gülümseyen bakışlarından eser yok artık. Karanlık bir gölge dolaşıyor gözlerinde. Omzundaki G3 tüfeğini indiriyor. Tüfeğin kurma kolunu çekip, mermiyi namluya gönderiyor. Tüfeğin emniyetini açıyor. Külçe gibi ağır bu tüfeği Sevag’a doğru hizaya getirip, tetiğe basıyor. 

Milliyetçi gencin komutanları, bu kötü ruhu önceki tecrübelerinden tanıyor olmalılar ki, görgü tanıklarını toplayıp, olayın bir kaza olduğu yönünde ifade vermelerini istemişler. Sonrası malum. 

* * * 

Bundan dört beş yıl kadar önce Toronto’da tanıştığım bir Türkiye Ermenisi başka bir versiyonunu anlatmıştı bu hikâyenin. Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra askerliğin yolunu tutuyor kahramanımız. Pek çok Ermeni arkadaşı, askerlik günleri yaklaşırken yurtdışına kaçmayı tercih etmişler ama o Türkiye’de kendisini iyi bir geleceğin beklediğini düşünüyor. Askerliğin biraz zahmetli olacağını biliyor ama o gelecek için bu kadar eziyete de katlanılır yani. Asteğmen olarak vatani görevini yapmaya başlıyor. Kısa bir süre sonra ‘kötü ruhlar’ onu da ziyaret ediyorlar. Her gece kapısının önünde, ‘Ermeni asteğmeni nasıl öldüreceklerini’ konuşan serseri ruhlar dolaşıyor. Askerliği zor bela bitiriyor. 1915’te dedesinin Van’da öldürülmüş olması bütün aileyi sarsmış ama işte bu askerlik tecrübesidir ki, onun Türkiye’de yaşama yönündeki bütün azmini yalayıp yutuyor. Soluğu Kanada’da alıyor kahramanımız. 

* * * 

Bütün bu hikâyeleri dinleyince Hrant, askerlik bakımından şanslıymış diye düşünüyor insan. Denizli 12. Piyade Alayı’nda, bütün arkadaşlarına ‘erbaş’ rütbesi takılırken bir tek Hrant’ın omzuna yapıştırmıyorlar o pırpırı. Hrant teneke barakanın arkasına giderek hıçkıra hıçkıra ağlıyor, elindeki anahtarı barakanın oluklarına sürtüyor sesi duyulmasın diye. Onu da ‘kötü ruh’ 2007’de Agos’un önünde buluverdi sonrasında... 

* * * 

Bütün bu kötü ruhlar nereden geldi derseniz? 1915’tir bütün bu hikâyenin başlangıcı. O zaman, bu kötü ruhlar, vücuttaki serbest radikaller gibi, bir anda ülkenin üzerine boca oldular. O günden sonra da yakamızı bırakmadılar bir türlü. Yüz yıldır bir o bedene, bir bu bedene girip türlü türlü kötülükler yaptırıyorlar bu millete. Her şey bu kötü ruhlar yüzünden işte...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums