Mavi Marmara, 'Siyonist İsrail'

  • 22.03.2013 00:00

 Türkiye, UCM yargı yetkisini tanımış olsaydı, İsrail'in Mavi Marmara baskını bu mahkemenin önünde yargılanma imkânı bulabilecekti.

İsrail askerlerinin ve diğer personelin filodaki yolculara karşı tutumu sadece içinde bulunulan durumla orantısız değil ama aynı zamanda bütünüyle gereksiz ve inanılmaz bir şiddet içeriyordu. Kabul edilmesi mümkün olmayan bir zalimlik sergilenmiştir. Bu operasyon insan hakları hukuku ve insancıl hukukun vahim bir ihlalini ortaya koymuştur.” Alıntı yaptığım cümleler Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisine gerçekleştirdiği baskın üzerine hazırladığı 22 Eylül 2010 tarihli (A/HRC/15/21) raporundan. Sadece BM’nin bu raporu bile, Türkiye’nin uluslararası hukuk önünde kullanabileceği oldukça güçlü argümanlar içeriyor. Raporu hazırlayanlar ‘insan hakları hukuku ve insancıl hukuka’ göndermede bulunarak İsrail askerlerinin dava edilmesi için net bir şekilde yeşil ışık yakıyorlar. 

Türkiye, 9 vatandaşının vahşice öldürüldüğü bu korsan saldırı için ne yaptı? İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Mavi Marmara operasyonu sırasında görevde olan eski İsrail Genelkurmay Başkanı ile hava, deniz kuvvetleri ve İsrail askeri istihbaratının başındaki komutanlara karşı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle ceza davası açıldı. Yüzlerce şikâyetçinin ifadeleri alındı. Peki ne olacak bu davada? Hiçbir şey. Çünkü bizim hukukumuz sanıkların yokluklarında (gıyapta) yargılanmalarına izin vermiyor. Mahkeme bir süre daha tanık dinledikten sonra belli bir aşamada durma kararı verecek. Bu sanıklar bir biçimde Türkiye’ye ayak basmazsa, hiçbir şekilde yargılanamayacaklar. 

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açan savcı Mavi Marmara gemisinin, Komodor bayrağı taşımakla birlikte, Türkiye gemi siciline kayıtlı olduğunu, yani Türkiye gemisi olduğunu söylüyor. Türkiye gemisi demek, uluslararası hukuk bakımından Türkiye toprağı demek. Eğer Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yargı yetkisini tanımış olsaydı, İsrail’in Mavi Marmara baskını bu mahkemenin önünde yargılanma imkânı bulabilecekti. BM’nin ‘insancıl hukuka’ refansta bulunan raporu, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayla birlikte Mavi Marmara’ya açık denizde uygulanan baskının, ‘savaş suçu’ ve ‘insanlığa karşı suç’ başlıkları altında tartışılabileceğini ima ediyor. Tabii bütün bunlar eğer Türkiye UCM’ye taraf olsaydı olabilecekti. 

Türkiye uzun süreden beri AB’den gelen ısrarlı taleplere rağmen neden bir türlü UCM’ye taraf olmuyor? AB üyesi ve aday ülkeler içinde Türkiye UCM’nin yargı yetkisini tanımayan tek ülke. Peki neden? Çünkü 1974’ten sonra Kıbrıs’ta meydana gelen sınır değişikliklerinin ‘saldırganlık suçu’ olarak mahkemenin önüne getirilmesinden korkuluyor. UCM’nin ‘saldırganlık’ suçlarıyla ilgili şikâyetleri 2017’den sonra inceleyeceğini açıklamasına rağmen, Türkiye’nin bu konudaki kaygıları yatışmıyor. Demek ki, bizim devlet aklı Kıbrıs meselesinin o zamana kadar çözülmeyeceğini düşünüyor olmalı. Yine muhtemeldir ki, 90’lı yıllardaki köy yakma uygulamalarının, kayıpların, köylerine dönemeyen Kürtler ve kayıp yakınları tarafından mağduriyetler hâlâ devam ettiği için ‘süregiden ihlal’ nitelemesiyle zaman sınırlamaları aşılarak UCM’nin önüne getirilebileceğinden korkuluyor olunmalı. 

Türkiye’nin geçmişin hayaletlerinden bir türlü kurtulamaması onu uluslararası bir yargı organının yetkisini tanımaktan alıkoyuyor. Halbuki UCM’nin yargı yetkisini tanıyan bir Türkiye sadece kendi vatandaşlarına karşı belli suçların artık hiçbir şekilde işlenmeyeceğini garanti etmekle kalmaz ama aynı zamanda İsrail’e de oldukça sarsıcı bir ders verebilirdi. Türkiye kendi geçmişinin yükünden kaçacağım derken kendi vatandaşlarının uğradığı büyük bir hak ihlalinin de hesabını soramıyor. 

Mavi Marmara katliamı bize üzerinde derin bir şekilde düşünmemiz gereken ibretlik bir örnek sunuyor. Türkiye birinci sınıf bir demokrasi olup, vatandaşlarının tüm haklarını tanıyıp, elini kolunu bağlayan korkulardan kurtulacak ve böylece bulunduğu bütün bu coğrafyaya örnek mi olacak? Yoksa, bütün dünyanın yakından tanıdığı, bölgedeki tüm Müslüman ülkelerin kullandığı ve sadece bu bölgede prim yapan ‘yerel’ dili mi konuşmaya devam edecek? Herhalde cevaplamamız gereken asıl sorular bunlardır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums