- 1.02.2016 00:00
Demokrasi toplumsal çatışmaların ortadan kaldırılması amacını gerçekleştirmeye yönelik uygulamaları ile sosyal ve kültürel ilerlemeyi sağlayan en pratik toplumsal kurumdur.
Demokrasilerde kamuyu ilgilendiren sorunların çözümünde kendi tercihlerini uygulayacak siyasi iktidarı oluşturmak toplumun ilk sorumluluğudur. Demokratik seçimler sonucu işbaşına gelen siyasi iktidarlar toplumsal yaşamın gerçeklerini keşfederek problemleri çözmek ve toplumsal yaşamın insan haklarına uygun şekilde işlemesini gözetmek ile yükümlüdürler.
Toplumsal gerçekleri görebilen birden fazla sorunu tek bir soruna indirgeme keyfiyeti göstermeyen iktidarlar maksimum toplumsal fayda yaratma kabiliyetleri ile toplumun desteğini alarak iktidarlarını sürdürürler ve siyasal mücadelede meşruiyet kazanırlar.
Türkiye toplumunun güncel sorunlarından bazıları siyasal, bazıları ekonomik, bazıları psikolojik, bazıları sosyolojiktir ve belki de daha farkına varmadığımız birçok sorun gelecekte çeşitli bilimsel alanların çalışma konusu olacaktır.
Bu sorun türlerinin her biri aynı derecede önemlidir ve hiçbirinin diğerine önceliği yoktur. Toplumsal sorunların birinin veya birkaçının gözardı edilmesi, yadsınması halk tarafından kesinlikle kabul edilmemektedir.
Kürt sorunu, kadınlara olan şiddet, yoksulluk, gelir dağılımında adaletsizlik, işsizlik, eğitim kalitesinin düşüklüğü, bireylerin sosyal güvenliklerinin olmayışı, eğitimde fırsat eşitliğinin olmayışı, IŞİD terörü, düşünce özgürlüğünün kısıtlanması toplumsal alanların yaşam kalitesini düşüren sorunlardan bazılarıdır.
Yukarıda belirtilen sorunlar Türkiye’nin gerçek sorunlarıdır ve bunlara acilen çözüm bulunmalıdır. Sorunların hepsinin ele alınarak çıkış sebeplerinin dikkatlice incelenmesi gerekmektedir. Siyasal otorite bu konuların çözümünün “Başkanlık Sistemi”ne geçiş ile mümkün olacağını ve parlamenter demokrasinin ülkemizdeki sosyal sorunları çözmekte yetersiz kaldığını ileri sürerek yapısal değişikliğin şart olduğunu vurgulamaktadır.
- yüzyıla damgasını vuran düşünce akımlarının başında gelen Pragmatizm(Faydacılık) toplumsal, siyasal vb. birçok alana damgasını vurmuştur.
Pragmatizme göre faydalı olan herşey gerçek kabul edilmektedir. Pragmatizme göre toplumu oluşturan bireylerin her birinin değişik amaçları vardır. Bireyleri toplumsal yaşamdaki amaçlarına ulaştıracak çözümlerin en pratik yönteminin ne olduğunu bulmak pragmatizmin temel düşünce uğraşıdır.
Siyasal otoritenin ülkemizde yaşanan toplumsal sorunların çözümüne yönelik pragmatist felsefi düşünme ile önerdiği iddia edilen “Başkanlık Sistemi” uygulaması irdelenecek olursa, ahlaki temellerden yoksun negatif bir düşünce ürünü olduğu anlaşılmaktadır. Siyasal iktidarını kaybetmemek uğruna her türlü ketenpereli işlerin gerçekleşmesine müsaade eden siyasi otoritenin toplumsal sorunlara rağmen iktidarda kalmayı başarmak için geliştirdiği ve faydalı olarak lanse ettiği “Başkanlık Sistemi”ne geçiş anlatıldığı gibi sorunların çözümüne dair pragmatik bir siyasi uygulama değildir. “Başkanlık Sistemi” siyasi otoritenin sadece kendi iktidarını sağlamlaştırmaya yönelik uygulamadan ibarettir. Ülkemizdeki gerçek sorunların yok sayılarak parlamenter sistemin sorun edilmesi siyasi otoritenin yozlaşmışlık düzeyini anlamamız hakkında bize ipuçları vermektedir. Siyasal otoritenin kendi doğruları çerçevesinde yürüttüğü çalışmaların neticesinde ülkeyi çok zor şartlara sürüklediğini fark etmemesi siyasi yozlaşmanın had safhada olduğunun göstergesidir.
Siyasal otoritenin iktidar tutkusu öylesine şiddetlenmiş görünmekte ki kendileri gibi düşünmeyenleri şeytanlaştırmak faydalı kabul edilmekte ve toplumsal ilerlemenin gerekliliği olarak topluma basın kanalları ile sunulmaktadır.
Uluslararası ortamda ustaca planlar tasarlayıp çıkarılan gerginlikler yerini perde arkasında gerçekleşen ittifaklara, işbirliğine, ticari alışverişlere bırakmakta, böylelikle dış politika meseleleri yapılan algı operasyonları ile iç meselelerin tartışılmasına, göze batmasına ve çözüm aranmasına engel olan yapmacık gündemlere malzeme yapılmaktadır.
Pragmatizm felsefesinin siyaseten başarılı olması demokratik kültürün gelişmesi ile birlikte liberal politikaların gerektirdiği bireysel haklar ve özgürlüklerin uygulanmasına bağlıdır.
Düşünce özgürlüğü, yaşama hakkı, mutluluk peşinde koşma özgürlüğü, özel mülkiyet hakkı gibi temel özgürlüklerin kısıtlanmadan, devlet eli ile engellenmeden yaşanacağı bir toplumsal düzenin oluşturulması mevcut olan toplumsal problemlerin çözümünde uygulanacak en etkili pragmatik siyasal uygulamadır. Bunun haricinde tarihsel deneyimlerden ders alınmadan, içgüdüsel olarak üretilen ve uygulanan siyasi uygulamaların sorun çözme yeteneği yoktur.
okitaycansin@hotmail.com
Yorum Yap